TSK’ya ibret olsun diye bu karar verildi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, dün Silivri Cezaevi’nde Ergenekon davasının sanıkları İlker Başbuğ, Mustafa Balbay, Hurşit Tolon ve Tuncay Özkan’ı ziyaret etti. Tezcan, “Karar onlar için sürpriz olmamış. Suçu işlediklerinden değil. 4’ü de suçu sonuna kadar reddediyor. Haksızlığa öfkeliler” yorumunu yaptı. Tezcan, Başbuğ, Tolon, Balbay ve Özkan’ın 1’er saatlik görüşmede kaydettiği ifadeleri şöyle anlattı:

‘Askerlerin gözleri doldu’
* İlker Başbuğ: Ben Genelkurmaybaşkanı olarak cezayı bireysel olarak algılamıyorum. Ben değil bir Genelkurmay karargahı mahkum edilmiştir. Genel olarak bizi buraya siyasi irade getirdi. Tüm Genelkurmay karargahını buraya taşıyan da bakanlar kurulu ve Cumhurbaşkanı imzasıyla bu atamayı yapan siyasi iradedir. Dolayısıyla 6 ay önce sayın Başbakanın ‘Tarih affetmez’ sözüne dikkat çekmek isterim. Dünkü (Önceki gün) açıklamasında da bu sözününün arkasında olduğunu söylüyor başbakan. O zaman ben de diyorum ki, elinde siyasi güç olan kişiyi de bu tarih affetmeyecek. Parlamento gücü olan siyasi irade bir adım atmazsa tarih onları nasıl yazacak? Bu karara gelene kadar sistemi önlemeyen, haksızlığı ortadan kaldırmayan siyasi iradeyi tarih nasıl yazacak soruyorum? Genelkurmay karargahı teröristse, TSK böyle bir noktadaysa ve bunu atayanlar ‘Ben bilmiyordum’ diyorsa bu daha büyük bir siyasi gaflettir. O zaman bazı şeylerin önüne geçemeyecek bir siyasi irade vardır. Oradaki askerlerin karar verildiği zaman gözlerinin dolduğunu gördüm. Aldığım cezadan çok uzman çavuşların o hali beni etkiledi. Gerçekten Türkiye bunu haketmedi.

‘Diz çökerek ölmeyeceğim’
* Hurşit Tolon: Bu bir hesaplaşma kararıdır. Cumhuriyeti ve Atatürk’ü savunmamıza karşı duruşumuza dönük TSK’nın gelecek kuşaklarına ibreti alem olsun diye verilen bir cezadır. Ne bir darbe girişimi içerisindeyim, ne de başka bir şey. Üstüme atfedilen hiçbir suçu işlemedim. Dosyaların içerisine konulan 3 sahte CD’den ceza verdiler. Oysa ki tutanağı olmayan CD’ler bunlar. STK’lara, üniversitelere gidip Türkiye’nin ve dünyanın siyasi durumunu konuştuğum için, Büyük Ortadoğu Projesi’ni anlattığım için hesap soruluyor. Bir tezgah kuruldu, tezgahın sonunda cezalandırıldık. Bu karar birikmiş intikam duygusuyla kurgulanmıştır. Ayakta ölmeye and içtim, diz çökerek ölmeyeceğim.

‘Benim yaptığım tek şey gazetecilik’
* Mustafa Balbay: İçeriğinin ne olduğunu bize dahi söylemedikleri belgeler sebebiyle ceza aldık. Delil diye ortaya sürülen tüm her şey, bana yapılan tüm suçlamalar gazetecilik faaliyeti çerçevesinde elde edilmiş bilgilerdir. Kitaplarım, yazılarım ve yazı dizilerimde kullandığım bilgilerdir. ‘Bunlar, devlete ve kişilere ait bilgiler’ diyerek suç unsuru saydılar ve bana ceza verdiler. Yaptığım sadece gazeteciliktir. Bu bilgiler zaten benim yayınladığım bilgiler. Cumhuriyet Gazetesi’nde ‘Devlet arşivlerinde tarikatlar ve radikal İslam’ adıyla hazırladığım yazı dizisinde bunların hepsini yayınladım. Yazı dizisine çevirdiğim bilgiler belgeler delil olup, bana örgüt üyesi olmaktan ceza verilecekse bütün gazetecilere bu mahkeme ceza verecektir. Gazetecilik faaliyeti için toplanan bilgilerden 30 yıl hapis cezası verildi.

‘Miting suçsa cezaya razıyım’
* Tuncay Özkan: 22 kitabım var. Tüm kitaplarımda bu belgelerin tamamını kullandım. Belgeleri dipnotlarda kaynak olarak gösterdim. Şimdi bu belgelerden dolayı bana örgüt üyeliği suçlaması atfediliyor. Bana, eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın açıkladığı Susurluk Raporu‘nu bulundurmaktan, Cumhuriyet mitinglerini düzenlemekten ceza verdiler. Bunu suç gibi gösteriyorlar. Cumhuriyet mitingi yapmak suçsa cezama razıyım. Bu mahkemenin yorumladığı 312. maddeye göre bütün toplantı ve gösteri yürüyüşü yapan gençler, üniversiteliler, işçiler darbeye teşebbüsten yargılanır.