‘Türkiye’nin parayla satın alınmayacağını öğrendiler’

Aktay, Kaşıkçı cinayeti ile ilgili henüz netleşmeyen ayrıntılar bulunduğunu, ancak bu ayrıntılarla ilgili güçlü tahminleri olduğunu söyleyerek, “Bu konuda daha doyurucu açıklamalar bekleniyor, ama o açıklamalar gelmiyor. Netice itibarıyla bu gelen insanlar ve onları görevlendiren kişilerin kendi başına iş yapmayacakları yüzde 100 emin olduğumuz bir gerçek. Bunlar izinsiz, habersiz hatta emirsiz tuvalete bile gidemeyen insanlar. Bu insanlar gelip bu çapta büyük bir cinayeti işleyebiliyorsa, bunun arkasındaki soru işareti, aslında açıklayıcı bir cevaba dönüşüyor” dedi.

Şu anda ortaya çıkan durumun, dünyanın ittifak ettiği birçok değerin ihlali anlamına geldiğini vurgulayan Aktay, şunları kaydetti:

‘Adil karar çıkmaz’

“Biz, Suudi Arabistan’da yürütülen mahkemenin adil bir karar veremeyeceğini düşünüyoruz. Çünkü, baştan itibaren mahkemeler, birilerinin savunma mahkemesi, birilerini koruma mahkemesi gibi kurulmuş. Sanıkların çok sonra ortaya çıkan ifadelerinde, veliaht prensi ve onun da altındakileri masum göstermeye çalışan bir çaba ve telaş göze çarpıyor. Eğer yeterli uluslararası baskı yapılabilirse, uluslararası toplumdan, ‘Bir cinayetin şu kadar bedeli var, şu kadar para ödediğiniz zaman her çeşit cinayetiniz örtbas edilebilir’ şeklinde bir güvence verilmese, kimse böyle bir şeye cesaret edemez. Herkes adaletin yerine gelmesi için gerekli adımın atılmasına yardımcı olur.” Suudilerin Türkiye hakkındaki algılarının yanlış olduğunu ifade eden Aktay, şunları söyledi:

“Cinayetin ardından, ‘Türkiye’ye para veririz işin içinden çıkarız’ sandılar. Sadece Türkiye’ye değil bütün ülkelere bakışları böyle. Türkiye’yi Trump zannettiler. Türkiye’yi ABD zannettiler. Türkiye’yi paralarıyla istedikleri gibi satın alabileceklerini düşündüler. Türkiye’nin böyle bir ülke olmadığını çok acı bir biçimde öğrendiler ve bu onlara çok pahalıya mal oldu. Şu anda sadece Türk yargısını satın alamadıkları gibi, dünyada onlar aleyhine oluşan imajı bertaraf edebilmek için tahayyül edebileceklerinden çok daha fazlasını feda etmek zorunda kaldılar. Halen de kurtulamadılar. Bu işten kurtulmanın tek yolu adalettir. Onları adalete davet ediyoruz.”

‘Dava, baş zanlının kontrolünde yürütülüyor’

Aktay, olayın ceza gerektiren bir suç olduğunu vurgulayarak, “Arabistan’da baş zanlının kontrolünde yürütülen bir dava var. Buradan adil bir karar çıkmasını beklemek saflık olur. O baş zanlıyı yargılayabilecek, yargılama sonunda suçlu bulunursa onu mahkum edebilecek bir mahkeme lazım. Türk mahkemeleri pekâla bu kararı verebilir. Mahkemenin adil yürütülebilmesi için çalışabilecek yegâne merci İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’dır. Başsavcılık, şüpheliler Asiri ve Kahtani ve diğer 15 kişi hakkında yakalama kararı çıkardı. Bütün deliller oraya götürürse bizzat prens hakkında da yakalama kararı çıkarılabilir” dedi. 

Başkonsolosluk karşısına anıt

Aktay, “Binanın önünde Cemal Kaşıkçı’nın anısını canlı tutacak; onun başına gelenleri dünyaya sürekli hatırlatacak bir heykel dikilmesi fikri vardı ama bu fikir, heykelin İslam’daki konumu dolayısıyla Kaşıkçı sevenleri tarafından çok sıcak karşılanmadı. O sokakta, konsolosluğun hemen karşısındaki bir noktada sembolik bir yapı oluşturma fikri var” diye konuştu.