Kültür Sanatİrkiltici bir aşk romanı

İrkiltici bir aşk romanı

15.05.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

2007’de kaybettiğimiz Hollandalı yazar Jan Wolkers’ın 1973 yılında Paul Verhoeven tarafından başarıyla sinemaya aktarılan romanı “Türk Lokumu”, unutulamayacak bir aşk hikayesini anlatıyor.

İrkiltici bir aşk romanı

Unutulamayacak bir aşk hikâyesini, tüm çıplaklığıyla ve akıldan kolay kolay çıkmayacak ayrıntılarla aktaran Wolkers’ın ilk olarak 1969 yılında yayımladığı “Türk Lokumu”nu okurken, Philippe Djian’ın “Betty Blue” adlı romanından ya da Leos Carax’ın yönettiği “Köprü Üstü Aşkları” adlı filmden sahneler de canlanıyor insanın zihninde. Aslında aşka dair ne varsa yüreğinizde ve beyninizde, bir bir karşınıza çıkıyor bu romanı okurken. 

Kızıl saçlı Olga
Aynı zamanda romanın da anlatıcısı olan Eric, akademiye giden bir heykel öğrencisidir. Yaşamda bir amacı olmayan, okul idarecileri dahil herkesle kavga eden, asi bir genç olarak tanıyoruz onu önce. Valkenburg belediyesinin davetlisi olarak okulla birlikte gittiği gezide yine sorunlar çıkartıp kavga ettiği bir gün, tek başına eve dönmeye karar verir.
Kış günü, yol kenarında soğuktan donmak üzereyken otostop çeken bu genci arabasına alan kişi, hayatının aşkı da olacak olan kızıl saçlı Olga’dan başkası değildir. Üstelik Eric, daha arabaya biner binmez kendisini Olga’nın cinsel çekim alanında bulur ve bu çekimle birlikte trafik kazası dahil pek çok trajik ve komik aksilikler de devreye girer.
Aslında bu aşk, tam anlamıyla bir kazadır... İki bedenin son sürat birbiriyle çarpıştığı, yaşanılan her zevkin ve güzelliğin aynı zamanda tiksintiyi ve acıyı da peşinden çağırdığı bir kazayı ve bu kazanın sonrasında altüst olan Eric’in anımsadıklarını okuyoruz “Türk Loku- mu”nda.
Bir anti-kahraman olarak karşımıza çıkan Eric, yaşadığı bu tuhaf aşkın gizemini, çeşitli nesneler ve anılar üzerinden serbest çağrışıma dayalı olarak çözmeye çalışır. Bunu yaparken de sanki yaşadığı acıyı hafifletmek ister gibi kara mizah tasvirlere başvurur bolca. 

‘Mış’ gibinin ötesinde
Birbirlerinden koparılan aşkla dolu bedenlerin ve ruhların, acı içinde haykırışlarına başka romanlarda da tanık olmuştuk. Aslında edebiyatın en çok üzerinde durduğu konuların başında geliyor aşk... Wolkers da bunun farkında olmalı ki, otobiyografik özellikler de taşıyan bu romanında, aşkın çoğu zaman gözardı edilen yanlarını çıkarıyor karşımıza.
Romanın sarsıcılığı da bu yaklaşımından kaynaklanıyor bence. Her şeyi, tüm iğrençliği ve güzelliğiyle birlikte sansürsüz bir biçimde vererek romanını daha gerçek kılmak istemiş sanki. Marquis de Sade’ın yaptığı şey sansür uygulamamanın ötesinde bir şeydi, ya da Bukowski’nin... Wolkers’ın derdi ise, bir şeyleri olabildiğince uçlara sürükleyerek o şeyin doğasını ortaya çıkarmak; bir bakıma duyguları, düşünceleri ve nesneleri ait oldukları yere iade ederek özgürleştirmeye çalışmak. Bunun için kaba bir dil kullanmaktan, alaycı bir yaklaşım sergilemekten hiç çekinmemiş. Bu yüzden “Türk Lokumu”nun  pek çok kişi için rahatsız edici bir roman olacağı kesin.
Ve yine bu yüzden, onu sahici ve samimi bularak alkışlayanlar da çıkacak. Wolkers, romanını okurken ‘mış’ gibi yapmamızı değil, okuduğumuz şeyden midemiz bulanıyorsa gerçekten de midemizin bulanmasını, şehvet duygularımız kabarmışsa gerçekten şehvetin tüm yönlerini ‘mış’ gibinin ötesinde yaşamamızı ister gibi yazmış.
Söz sansüre gelmişken, “Türk Lokumu”nun çok sık sansürlendiğini, kiliselerin bu romanı kütüphanelerden uzaklaştırmak için ellerinden geleni yaptığını, Wolkers’ın 70’li yıllarda doruğa çıkan cinsel özgürlük dalgasından çokça etkilendiğini de belirtmekte fayda var.

Haberin Devamı

İrkiltici bir aşk romanı
Türk Lokumu
Jan Wolkers Burcu Duman
Versus Kitap
Fiyatı: 14 YTL

KEŞFETYENİ
Berk Atan kaza geçirmişti! Günler sonra ilk paylaşım
Berk Atan kaza geçirmişti! Günler sonra ilk paylaşım

Cadde | 04.05.2025 - 10:14

Berk Atan'ın da içinde bulunduğu araç geçtiğimiz günlerde kaza yapmıştı. Ünlü oyuncudan günler sonra ilk paylaşım geldi.

Yazarlar