Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kammenos ‘Doğulu Kovboyluğa’ izin vermeyecekmiş


Prof. Dr. Hasan Ünal

Kammenos ‘Doğulu Kovboyluğa’ izin vermeyecekmiş
Doktorasını İngiltere’nin Manchester Üniversitesi’nde tamamlayan Hasan Ünal 1993-2008 yılları arasında Bilkent ve 2008-2012 yılları arasında da Gazi Üniversitesi’nin Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptı. 2012’den bu yana Atılım Üniversitesi’nde görev yapan Ünal, Türk dış politikasının değişik sorunları, özellikle de Türk-Yunan sorunları üzerine çalışıyor ve aynı zamanda ulusal ve uluslararası medyaya sıklıkla katkıda bulunuyor.

Savunma Bakanı olduğu günden bu yana Kardak konusunu kaşımasıyla meşhur Panos Kammenos, 1 Şubat akşamı Antenna televizyonuna yaptığı açıklamalarda ‘Doğulu Kovboyluğa’ geçit vermeyeceklerini, Türk tarafının askeri olarak ‘zafiyet’ içinde bulunduğunu, F16’ların ‘yirmi yaşlarındaki çocuklar tarafından uçurulduğunu’ anlatıyordu. Aynı günün sabahı Kammenos 1996’daki kriz sırasında hayatını kaybeden Yunan askeri personeli anısına Kardak açıklarında helikopterden çelenk bırakmıştı. Bu, 2015’ten itibaren yaptığı üçüncü provokasyondu.
Yunan tarafının tepkilerine bakıldığında Türkiye’nin ‘Kardak voltası’ atacağına hiç ihtimal vermediği anlaşılıyor. Kıbrıs’ta da 1963’ten itibaren eline geçirdiği devlet radyosunda Rum tarafı, Kıbrıs Türklerini ifrit etmişti. Yesari Asım Arsoy’un o güzelim bestesi ‘Bekledim de gelmedin’ şarkısı tam 11 yıl boyunca Kapadokya kökenli harika sesli Yunan sanatçı Stelyos Kazancidis’in yorumuyla Kıbrıs Türklerine psikolojik işkence malzemesi olarak kullanılmıştı. Türkiye’nin Ada’ya çıkamayacağı varsayımı üzerine bir aşırılıktan öbürüne savrulan Yunan-Rum tarafına, 1974 Barış Harekâtı ardından Türk tarafı cevap verecekti: Bayrak Radyosu uzunca bir süre büyük bestekâr Rüştü Şardağ’ın ‘Bu kadar yürekten çağırma beni, bir gece ansızın gelebilirim’ şarkısını Rumlara dinletecekti.
Atina’nın bugünkü varsayımları da 1974’tekilere benziyor gibi. 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden bu yana Türk ordusunda oluştuğu varsayılan bir ‘zafiyet’ (adinamia) lafı ağızlardan düşmüyor. Bunun gerçek mi yoksa arzu edilen bir durumun ifadesi mi olduğu belli değil. En azından Yunan tarafı buna inanıyor gibi. Nitekim aynı programda Kammenos, Türk Hava Kuvvetleri pilotlarının yüzde altmışının firari durumda olduğunu, geri kalanların ‘yirmili yaşlardaki çocuklardan oluştuğunu’ yani TSK’nın savaşma gücünün kalmadığını anlatmaya çalışıyordu. Bu arada 1996’daki Kardak krizi sırasında Başbakan olan Simitis’e söylemedik laf bırakmadı.
‘Rüzgar aldı götürdü’
Türk-Yunan ilişkilerine 1990’lı yıllarda büyük zararlar veren ağzı bozuk Yunanistan Dışişleri Bakanı Pangalos da Kammenos’un hiddetinden payını aldı. Kardak krizinde Yunan kuvvetlerinin geri çekilmeye zorlanması ve Kardak adalarından birisine dikilmiş olan Yunan bayrağının indirilmesinin ardından gazeteciler ne hissettiğini ve Yunan bayrağına ne olduğunu sormuşlardı Pangalos’a, cevabı hazırdı: “Herhalde rüzgar almış götürmüştür.”
Kammenos, Antenna’da konuşurken bir başka kanalda 1996 krizi sırasında Yunan Deniz Kuvvetleri’nde görevli bir albay (sonradan amiral) Yunan kuvvetlerinin her şeye rağmen savaşmaya hazır olduğunu, Yunan siyasilerin cesaret edemediğini ve Yunan komandolarının ‘ağlayarak’ bayrağın indirilmesini seyretmek zorunda kaldıklarını anlatıyordu. Oysa, yolsuzluk suçlamasıyla halen hapiste bulunan 1990’lı yılların Yunan Savunma Bakanı Çohacopulos’un yargılanması sırasında ifadesine başvurulan Yunanistan Başbakanı Simitis, Kardak krizinde Yunan kuvvetlerinin hazırlıklarının yeterli olmadığının görüldüğünü; bu sebeple geri adım attıklarını ve sonraki yıllarda denge oluşturmak amacıyla başta Almanya olmak üzere dış ülkelerden kapsamlı silah tedarikine giriştiklerini mahkemede ifade etmişti.
Açık hızla kapandı
Peki, TSK’da gerçekten bir zaafiyet oluştu mu? Görüşlerine başvurduğum, zaman zaman aynı programlara birlikte çıktığımız ve analizlerinden sıklıkla yararlandığım değerli strateji uzmanı emekli Hava Pilot Korgeneral Erdoğan Karakuş bunun bir fantezi olduğunu düşünüyor. Karakuş’a göre, 15 Temmuz darbe girişiminden dolayı Türk Hava Kuvvetleri’nden yaklaşık 300 civarında pilot uzaklaştırıldı. Ancak açık hızla kapatıldı. Bir yandan Balyoz ve Ergenekon mağdurlarının geri dönmesi sağlanıyor ki, bunların harbe hazır hale getirilmeleri uzun bir zaman almayacak. Öte yandan da FETÖ mensuplarının uçuştan el çektirdikleri pilotlar hızla harbe hazır hale gelmiş durumdalar. Yani pilot açığı da yok zafiyet de. Karakuş Paşa’nın ifadesiyle zafiyet içinde olan bir ordu karşı tarafa ‘gel gel’ yapar mı?

Düzeltme

Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk’un geçtiğimiz günlerde Düşünenlerin Düşüncesi köşesinde yayımlanan yazısında, özgeçmiş bilgilerine de yer verilmiştir. Özgeçmişte sehven, Selçuk’un halen Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı olduğu yazılmıştır. Selçuk, daha önce bulunduğu bu görevi sürdürmemektedir. Düzeltir, özür dileriz.