Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Darbe girişiminde aktif olarak kullanılan helikopterlerin karargâhı Kara Havacılık Komutanlığı’ydı. Ankara- Güvercinlik’ten 15 Temmuz gecesi kalkan askeri helikopterler MİT Müsteşarlığı, Genelkurmay, Jandarma Genel Komutanlığı civarında bomba yağdırmış, halka ve polislere makineli tüfek atışı yapmışlardı. Hâlâ o korkunç geceyi ve kendi halkının üzerine ateş açan FETÖ’cü pilotların TSK’ya nasıl sızdığını sorgularken aynı komutanlıkla ilgili iki yıl önceki (17.02.2014) “Kara Havacılık Airlines” başlıklı yazımızı anımsadık. İçeriği şuydu:
Mecburi hizmet süresi dolan pilotların ordudan ayrılmasından yakınan TSK, askeri pilotları sivil havacılığa kazandırmak için Kara Havacılık Komutanlığı bünyesinde kurs düzenliyordu. Bu eğitime katılan helikopter pilotları da uçak pilotu sertifikasını alır almaz havayolu şirketlerine geçiyorlardı. Hem de dışarıda 100-150 bin dolarlık bu eğitime hiçbir ücret ödemeksizin. Yani bugün pilot açığını kapatmak amacıyla havayollarına giden pilotlarını döndürmeyi planlayan TSK o günlerde başarılı personelini gitmeleri için bir anlamda teşvik ediyordu. Tabii gidenlerin yerine de yenileri geliyordu. Kimlerin getirildiği de 15 Temmuz’da ortaya çıktı...
Dün bu durumu TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser ile konuştum. Neden TEMAD ve Keser? Çünkü o günlerde bu olayın üzerine gitmeleri nedeniyle şimşekleri üzerlerine çekmişlerdi. Hatta Keser’in deyimiyle ülkede hükümetlerin dışında ordudan muhtıra yiyen ilk kurum olmuşlardı...
İkinci dalga beklentisi
Söze Kara Havacılık Komutan-lığı’ndaki bu uygulamanın FETÖ’cülere yer açmak için bir tezgâh olduğunu belirterek başlayan Keser, “Özellikle 10 yıllık mecburi hizmet sürelerinin bitme aşamasındaki Güneydoğu’da operasyona katılan başarılı pilotlar seçiliyordu” diye devam etti. Sonrasında da şunları anlattı:
“Helikopter pilotları dışarıda ticari uçaklarda uçamıyorlar. Dolayısıyla, helikopter pilotlarına diyorlardı ki ticari uçakta uçabilmen için sana bedava kurs verelim. Hatta sen bu kursu görürken birliğinden izinli görün ve buraya da sivil kıyafetinle gel, biz sana bu belgeyi verelim, sen de ayrıl git. Sonra da hükümete dönüp ‘Pilotları tutamıyoruz, gidiyorlar’ deniliyordu. Mantık buydu. Tabii boşalan kadrolara da harp okullarından FETÖ’cüler alınıyordu. Sistem öyle bir oturmuş ki bugün o günlerden hazırlanmış.”
Ne kadar pilot ayrılmıştır bu yolla?
“300’ün üzerinde pilot havayoluna gitmiştir. Onlar kalsaydı, şimdi onlara bir de savaş uçağı eğitimi verip F16’lara aktarırdınız. Dolayı-sıyla, bugün bunları konuşuyor olmazdık. Ordunun altını yıllardır oydular. Ve her şeyi masumlaştırarak yaptılar. Şimdi ne çıkacak biliyor musunuz? Gizli FETÖ’cüler. Çünkü Silahlı Kuvvetler’in içerisindeki birinci dalga FETÖ’cüler gitti. Sıra ikinci dalgada. Yani bu sistem ne zaman başlamış ona bakacaklar, o tarihten bu tarihe kadar kimler ayrılmış, ayrılanların yerine kimler alınmış ortaya çıkacak...”

Kâğıt üstünde kalan yönetmelik can kurtarmaz

Ülkedeki her türlü yapı, bina, tesis ile açık ve kapalı alan işletmelerinde alınacak yangın önleme ve söndürme tedbirlerini kapsayan “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”te güvenli binalar için zeminden başlayarak çatıya kadar kullanılması gereken maddeler, yangından kaçış yolları, kaçış merdivenlerinin özellikleri kadar tek tek sıralanıyor.
Bakanlıkça/valilikçe verilen yurt açma izin belgesi için aranan şartları kapsayan “Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği”nde de özellikle yetkili kuruluştan alınan, binanın yangına karşı yeterli güvenliğe sahip olduğuna dair rapor vurgusu yapılıyor.
Yani, tüm binalarda olduğu gibi yurtlarda ya da huzurevlerinde kalanların can güvenlikleri de en ince ayrıntılarına kadar düşünülmüş. Tabii kâğıt üstünde çünkü bunlara uyulmadığı gibi, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen de yok. Ya da oluyorsa “mış” gibi yapıldığı açık. Üstelik de ilgili yönetmeliklerde bundan kimlerin sorumlu olduğunun da tek tek ve çok net belirtilmesine rağmen... Dolayısıyla da her facia sonrasında olduğu gibi, Adana’da yitirilen canların ardından da yetkililerden yine bildik yuvarlak sözler vizyonda:
“İlk belirlemelere göre yangının nedeni elektrik kontağı; çöken çatıda ahşap malzeme kullanılmış, yangın merdiveni kilitli, halılar sentetik. En ufak bir ihmali olan cezasını çekecek...”
Tamam da artık bu ihmali olanların ceza faslını facialardan önce uygulamak zamanı
gelmedi mi?..