Baskı her zaman motivasyonu düşürmez

Baskı altında çalışmak, motivasyonu düşüren genel geçer kurallardan biri olarak görülür. Riskli bir karar verme anı ya da zorlu bir dönem, sebep her ne olursa olsun; üzerinde baskı hissetmek, çalışanları büyük, yanlış kararlara kadar götürebilir. Telafisi mümkün olan hatalar kadar, şirketin sonunu hazırlayacak büyük hatalarla bile sonuçlanabilir baskı altında çalışmak.

Ancak yöneticilere baskıyla nasıl başa çıkabildiklerini, baskı altındayken kendilerini nasıl motive edebildiklerini sorduğumuzda gördük ki, baskı her zaman motivasyon düşüklüğü yaratmıyor. Hatta süreklilik kazanmaması şartıyla, baskıdan memnun olmak bile mümkün. Çünkü baskı altında çalışmak, kimi zaman daha hızlı karar alma, daha yoğun bir başarı duygusu ve fırsat da demek.

Peki yöneticilerin, danışmanların baskı altında kaldıkları dönemlerde neler yaptıklarını merak ediyor musunuz? İşte yanıtlar ve öneriler...

‘Hata yapmaktan korkmayın’

ORKA Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu: “Zor bir dönem ya da riskli bir karar öncesinde daha fazla veri toplamaya çalışırım. Aynı zamanda da konuyla ilgili bilgi sahibi olan arkadaşların önerilerini alırım. Analizini yaptıktan sonra riskli karar bile olsa bir seçim yapma gerekliliği konusunda kendi kendimi motive ederim. Kararsızlık sürecinin her şeyden çok daha olumsuz olduğunu biliyorum. Baskı altında insanlar hatalı kararlar da verebilir. İş hayatında çok fazla hata yapmaktan da korkmamak lazım. Çünkü iş yaptığınız sürece doğru kararlar alabileceğiniz gibi, hatalı kararlarınız da olabilir. O yüzden insanların kendi sorumlulukları çerçevesinde hassasiyet göstererek doğru karar vermek adına kendilerini motive etmeleri gerekiyor.”

‘Tetikte ve dikkatli olun‘

Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Dr. Ömer Karahan: “Atatürk’ün işgal altındaki koca bir ülkeyi nasıl kurtardığını düşünür karşılaştığım problemin onunkilerin yanında ne kadar önemsiz ve çözülebilir olduğuna inanırım. ‘Bu işi bitirmek için muhtaç olduğum kudret, damarlarımdaki asil kanda mevcuttur’ deyip sorunun üzerine cesaretle giderim. Onun özdeyişlerinden her zaman feyz almışımdır. Sorumluluk aldıysanız her zaman baskı altındasınız demektir. Şirket iyi de gitse, kötü de gitse her an tetikte ve dikkatli olunması gerektiğine inanırım. Başarılı şirketlerin hepsinin ortak özelliği, sorumluluklarının çok ciddiye alınışıdır. Çalışan baskıyla değil, ilgi ve sevgiyle motive edilir.”

‘Enerji ve morale ihtiyacınız var’

Kütahya Porselen, Seramik, Turizm AŞ Yönetim Kurulu Üyesi ve Güral Sapanca Wellness Park Genel Koordinatörü Hediye Güral Gür: “Rutin giden işler sırasında motivasyona ihtiyaç duymuyor pek insan; çünkü her şey yolunda. Oysa baskı altındayken daha fazla enerjiye ve morale ihtiyacınız oluyor.
Biz çalışanlarımıza hep başarıyı hedeflemelerini öğütlüyoruz. Konuya pozitif açıdan yaklaşmalarını, hata yapmaktan korkmamalarını ama aynı hatayı ikinci kez yapmamalarını söylüyoruz. Panik anında kontrolü elden kaybedip hata üstüne hata yapabiliyorsunuz. Bu sebeple hep panikten kaçınmaları gerektiğini vurguluyoruz. İleriye dönük hayal kurmanın, başarıyı gözünde canlandırmanın da bu konuda çok etkili olduğunu düşünüyoruz.”

‘Zamanı iyi kullanmak önemli’

E&E Group’un Kurucusu ve Genel Müdürü Kıvanç Ersöz: “Kendimi sakin bir ruh haline getiririm. Meditasyon ve telkin yöntemlerini kullanırım. Olumlu düşüncelere ağırlık veririm. Opsiyonlarımı avantaj ve dezavantajlarıyla net bir şekilde görüp analiz ederim. Zamanı iyi kullanmak ve panik yapmamak da önemli. İş hayatında kontrolümüz dışında oluşan şartların yanı sıra plansızlık ve yetersiz yönetim nedeniyle de sık sık stres unsurları oluşur. Yöneticiler kendi kontrolsüz streslerini elemanlara yansıtıyor. Önerim eğitim ve doğru deneyimler; kendini geliştirmek için çaba göstermek; daha az stresle daha başarılı ve sağlıklı olabileceğimizi özümsemek.”

‘İşi zor zamanda terk etmeyin’

Hey Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş: “Daha çok işe asılırım; beni baskıya sokan işin çözümünü ararken diğer işlerimi de takip ederim. İşten kaçmaktansa işin içine girerim. Çok stresli durumlarda spor yapmaya da dikkat ederim. Türkiye’de iş yapmak stresli olduğu için, işin kendisini stres olarak görürüm. Herhangi bir problemi de işin parçası olarak ve iş olarak değerlendiririm. Genç çalışanlar kolayı seçip işten ayrılabiliyor veya işe gelmiyor. Benim önerim bir işi zor zamanda terk etmemeli, onu mutlaka sonuca götürmeli; iş terk edilecekse de başarısızken değil, başarılıyken bırakmalı. Baskı kesinlikle yanlış ama kontrol gerekli. Kontrol yaparken de baskı oluşturmamaya dikkat edilmeli.”

‘Kendinizi rahatlatın’

Prometheus Danışmanlık Genel Müdürü M. Yücel Atış: “Bu dönemlerde beni en rahatlatan şeylerle ilgilenip, beynimi boşaltmayı tercih ediyorum. Özel ilgi alanımdaki kitaplar, kedi veya köpeklerle oynamak, doğa içinde bitkilerle uğraşmak, deniz kıyısı tercihim. Baskı altında hataların maliyeti her açıdan yüksek olabiliyor. Benim çalışanlara önerim yeni düşünme modellerini öğrenmeleri, kendilerini rahatlatan şeyleri keşfetmek için zaman harcamaları. Hızlı karar almaktan kaçınsınlar, müzik, sinema, çocuklar, hayvanlar ve doğa sakinleştiricidir. Hangisi onları sakinleştirir bulup denesinler. Baskı altında motivasyon risk taşır. Alt düzeylerdeki hatalar operasyonel ancak yine de telafi edilebilecek hatalara neden olurken, yukarıdaki hatalar stratejiktir ve maliyeti daha yüksek olur.”

‘Sıkıntı büyükse haz da büyük’

GittiGidiyor.com Genel Müdürü Cenk Angın: “Hayatın genelinde olduğu gibi, iş hayatında da bir şeyi elde etmek için çekilen sıkıntı, zorluk ne denli büyükse, akabinde duyulan haz da o kadar büyük olur. Bunu bir kere tattınız mı, motive olmak için ayrıca bir şeye ihtiyaç duymazsınız. Motivasyon her zaman olmalı ve dış faktörlerden bağımsız, kişinin kendisinden beslenmeli. Benim önerim, yapmakta oldukları işin faydasına, katma değerine konsantre olmaları olur. Gerisi mutlaka gelir. Baskı altındayken veya değilken hata yapılabilir. Önemli olan sorumsuzluk olmamasıdır.”

‘Bir adım geri çekilin’

ORSA Stratejik Danışmanlık İcra Kurulu Başkanı Salim Kadıbeşegil: “İş hayatında baskı altındayken kendimi motive edebilmemin en güzel ilacı; bir adım geri çekilmek. Böyle anlarda bir adım geri atabilmek kolay değil ama önemli olan zaman kazanmak ve sağduyuyu harekete geçirmek ise bu adım, gelecekteki on yılları kurtarır hale geliyor. İkinci seçenek, kendimizi moral ve motivasyonu yüksekte tutacak bir çevre içine atabilmek. Belki de eski dostların sesini duymak için iyi bir fırsat. Böylece baskı altında olduğumuz konuların tamamen dışında bir dünyaya gidebiliriz. O zaman daha sağlıklı bir değerlendirme yapma şansımız olabilir.

Baskı altındayken önemli olan mevcut durumun içinden ‘fırsatları’ çıkartmaktır. Bu tür ortamların içinde bir ‘fırsatın’ peşinde koşmak beni motive eder. Çünkü ‘başarı’ odaklı insanlar için baskı altındaki ortamlar, yeni bir başarının ‘referans’ olmasını sağlayabilir.”

‘Soğukkanlılığı kaybetmeyin’

AvivaSA CEO’su Meral Egemen: “Önce tüm riskleri listeleyip anlamaya çalışırım. Ekip arkadaşlarımla paylaşıp onların görüşlerini alırım ve analiz ederim. Kendimi pozitif şeyler olacağını düşünerek motive ediyorum. Baskı altındayken soğukkanlılığı kaybetmemek çok önemli. Tehditleri gözden uzak tutmamak ama daima fırsatlara odaklanmak lazım. Bunun için mümkünse vereceğiniz kararı uygulamadan önce bir gece üzerinde düşünmek ya da mevcut ortamdan uzaklaşıp tamamen farklı bir açıdan bakmaya çalışmak faydalı olabilir. Konu hakkında daha tecrübeli olduğuna inandığınız bir kişiden akıl almak da ayrı bir yöntem.”

‘Sonunda ölüm mü var?’

Emirates Türkiye Genel Müdürü Bahar Ahmet Birinci: “Olayı hasarsız atlatmak için ‘harekete geçmek’ gerekir, eğer o anda o işi bırakıp gidemiyorsak... Çok basit bir kendimi sakinleştirme terapim var: İçinde bulunulan durumun vahametine uygun olarak ya ‘Bu iş de hallolacak ve geçmişte kalacak’ ya da ‘Sonunda ölüm var mı?’ diye sorarım kendime. Ayrıca kendini eve atmak yerine dışarıda arkadaşlarla vakit geçirerek sakinleşmek çok daha faydalı. Bazen insanları harekete geçirmek için bir tür baskı uygulamak işe yarayabiliyor. İnsanlara işi zamana yayarak verdiğinizde daha zor ve geç iş çıkıyor. Motive etmek genelde insanların mutlu mesut harekete geçmelerini sağlamak olarak algılanıyor. Hâlbuki bu tür şeyler çoğu zaman insanların daha iyi ve daha seri iş çıkartacakları sonucunu doğurmayabiliyor.”