Kariyer ‘Hayatın zor dönemeçlerinde babamı çok arıyorum’

‘Hayatın zor dönemeçlerinde babamı çok arıyorum’

19.05.2008 - 22:07 | Son Güncellenme:

Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi rahmetli Ersan Feray’ın kızı olan, be2do adlı interaktif ajansıyla bilişim sektöründe ödüllü projelere imza atan Banu İpeker, “Küçüklüğümden beri hep rekabetçi bir hayatım oldu” diyor

‘Hayatın zor dönemeçlerinde babamı çok arıyorum’

Sporcu kimliğini anlamak hiç de zor olmuyor ilk bakışta... Sporla uğraşmanın getirdiği fiziksel hal Banu İpeker’de fazlasıyla mevcut. be2do adlı interaktif ajansın sahibi İpeker’in bu özelliği Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi Ersan Feray’ın kızı olmasıyla ilgili.

Haberin Devamı

Küçük yaştan beri içinde olduğu spor hayatının yanı sıra iş hayatında da ödüller alan İpeker, en son eMecmua.com projesiyle Altın Örümcek’te ‘Türkiye’nin En iyi Online Sitesi’ ödülünü kazandı. Bilişim sektörüne ‘evet insanı’ olduğu için girdiğini söyleyen İpeker, taşıdığı misyoner ruhla nasıl büyüyüp istihdam yaratabileceğine, ne tip projeler yapabileceğine bakıyor.

‘Küçük yaşlardan beri içinde olduğum spor yarışmaları ve aile yapım bana kadın erkek ayrımını hissettirmedi’ diyorsunuz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Çok mutlu bir çocukluğum oldu. Babamın eski bir sporcu oluşundan ve hem Galatasaray Liseli hem de Galatasaray yönetim kurulunda aldığı vazifelerden dolayı spora çok yakın büyüdük. Küçük yaşta tenise merak saldım. Tenis yarışmalarına katıldım hem İstanbul hem Türkiye çapında. Küçüklüğümden beri hep rekabete dayanan bir hayatım oldu; bir dolu kupa ve derecelerim var. Tabii bu bana hayatı tanımak, zorluklarla mücadele etmek anlamında pek çok açılım sağladı. İnsan, yarışmacı kimliğiyle büyüyünce her şarta kendini adapte etmeyi ve mutlu olmayı öğreniyor.

Haberin Devamı

Boğaziçi Üniversitesi’nde iş idaresi okurken hayalleriniz neydi?
Bir sene nişanlı, sonra da evli okuduğum için sınavları verip eve gidiyordum, okula çok adapte olamamıştım. Bu kadar genç yaşta evlenmemiş olsaydım akademisyen olmayı çok isterdim. Ama öyle olmadı, erken evlilik erken anneliği getirdi. Anne olmadan önce bir sene tekstil mümesilliği yaptım. Anne olunca iş hayatına uzun bir ara verdim. İki çocuğumun belli bir yere gelmesini beklerken golfe başladım. Sonra tekrar iş hayatına geçtim. 

Eşiniz de tekstil sektöründe faaliyet gösteriyor. Tekstilde başlamanız eşinizden dolayı mıydı?
Tamamen tesadüf oldu. Tekstilde en eski aile şirketi olmalarına rağmen eşimle hiçbir zaman ortak iş yapmadık. Onların üretimleri bizim müşterilerimizin talepleriyle çok örtüşmedi. Ben de özellikle onların ürünlerine yönelik çalışmadım.

Aranın ardından iş hayatına dönünce de eşinizle birlikte çalışmayı düşünmediniz sanırım...
Düşünmedim çünkü evlilikte, aynı işte çalışmayı çok doğru bulmuyorum. İki ayrı dünyadan gelince hem sohbetler hem de birbirinize kattığınız bakış açıları daha zengin oluyor. Bir de tekrar tekstilde olmak istemedim. Çünkü üretim noktasında iş yaptığımız kişilerle aynı dili konuşmuyorduk. Dolayısıyla bir dahaki işimde bakış açımı paylaşabileceğim, aynı lisanı konuştuğum, eğitimli kişilerle çalışmak istiyordum. O zaman da bilişim oldu.

Haberin Devamı

Bilişim sektörüyle nasıl tanıştınız, çünkü tekstille oldukça farklı iki uç?
Ben biraz ‘evet insanıyım’. Golf oynadığım zamanlar iş arayışındaydım. Çünkü hayatımı çok kısıtladığımı düşünüyordum. Bir işe kendimi verdiğimde tek yönlü olmaya çok müsaidim. Bir noktadan sonra daha değişik şeyler yapmak, istihdam yaratmak istediğimi anladım. Golfle ilgili web portalı hazırlayan birkaç genç arkadaşa yardımcı olmak amacıyla yola çıktım. Sonra benim işim oldu.

Bilişimde sizi çeken ne oldu?
Yeni, her zaman önü açık ve yaratıcı beyinlerin, fikirlerin öne çıktığı bir sektör oluşu. Henüz reklam mecrası olarak hak ettiği yeri bulmadı. Avrupa’da da böyle. Bir tek Amerika’da yerini bulmuş durumda. Bizde hâlâ konvansiyonel mecralar ön planda. Kısa zaman sonra en önemli sektörlerden biri olacak. Bu konuda iyi bir karar verdiğimi düşünüyorum.

Haberin Devamı

Bu alanda yetişmiş insan var mı, eksikliklerimiz neler?
Her sektörde kalifiye eleman bulmak zor ama bizde daha da zor, çünkü nispeten yeni bir sektör. Ama bu işe ilgi duyan bir genç kuşak geliyor, o yüzden şanslıyız. Çok özel uygulamalar için aradığımız özelliklere sahip çok az arkadaşımız var ama aşılacaktır. Kocaeli Üniversitesi’nin teknoparkında yer alıyoruz. Orada bu sektörde okuyan genç iş arkadaşlarımız oluştu. Bize oradan içerik ve yazılım sağlıyorlar.

İş yaşamınızda yaptığınız sitelerle de, uğraştığınız spor dallarında da ödüller almışsınız. Üstlendiğiniz işi en iyi şekilde, ödüllü mü yapmak istersiniz?
Esasında ben sonuç odaklı biri değilim, süreç önemli. Süreci nasıl yaşıyorsanız sonuç onun yansıması oluyor. Mükemmeliyetçi olduğumu söylüyorlar ama belki bütün kadınlar böyledir. Hepimiz en iyisi olsun diye çaba gösteriyoruz. Ama hiçbir işe ödül alayım diye başlamadım. Hayat hiçbir zaman -yarışmalar da- planlandığı gibi gitmiyor. Her zaman bir iniş, çıkış oluyor. Esas mesele indiğiniz zaman da, çıktığınızda da o durumu aynı şekilde karşılayabilmek.

Haberin Devamı

‘Kendimi bildim bileli başkalarıyla değil kendimle rekabeti seçtim’ diyorsunuz. Kendinizle rekabet etmek başkalarıyla rekabet etmekten daha yorucu olsa gerek.
Çok daha yorucu. Hiçbir zaman ‘A ya da B şirketi ne yaptı?’ diye gitmem, çünkü benim ne yapabileceğim önemli. Zaten diğer türlü enerjinizin çoğu dışarı gidiyor. Golf de hayatıma başka türlü bakmamı sağladı. Çünkü orada kendinizle yarışıyorsunuz, takıma karşı oynamıyorsunuz.

Tenis, basketbol, kayak en son da golf. İlgilenmek istediğiniz yeni spor dalları var mı?
Golften sonra kolay kolay olamaz. Çok ciddi felsefesi olan bir spor. 5 saatlik golf yarışması bir hayat aslında. Durağan olmasına rağmen içinde çok büyük heyecan ve strateji taşıyan, her şartta mücadele etmeyi öğreten, inişlerde ve çıkışlarda sabit durmayı deneyimleten ve başarının da öyle geldiğini öğreten çok güzel bir spor.

Sağ bacağım dışında her yerimin kırıldığı bir trafik kazası geçirdim 2004’te. Bir sene kadar rehabilitasyon sürecim oldu. Geçen hafta cumartesi günü Mercedes’in turnuvasında ödül aldım. Üç-dört senedir ilk defa ödül alıyorum, çok büyük bir motivasyon oldu. Onda da hiçbir beklentim yoktu, keyif almak için çıkmıştım... Bir de şansa çok inanırım ve şans iyinin yanındadır. Yani iyi oynayacaksın artı şansın olacak. Şansızlıkla hiç bir yere gidilmiyor maalesef.

Golf oyunculuğunun yanı sıra Golf Federasyonu Yönetim Kurulu’nda da görev almışsınız. Neden sadece oyunculukla yetinmediniz?
Yapım öyle değil. İnandığım bir şeyse daha çok insanın faydalanması için misyoner bir ruhla hareket etmeye başlıyorum. İş hayatında da böyle; daha çok nasıl büyüyüp istihdam yaratabiliriz, daha çok insanın kullanabileceği ne tip projeler yaratabiliriz diye bakıyorum.

Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Tohum Otizm Vakfı’nda aktif olarak görev almışsınız. KAGİDER’in asil üyelerindesiniz. Toplumsal sorunlara da kayıtsız değilsiniz...
Biraz ‘evet insanı’ olduğum için... Bu vakıfların ne kadar büyük bir özveriyle çalıştığını biliyorum. Birebir organizasyonda değilim ama onlara gelir getirecek aktiviteler olduğunda ‘Hayır’ diyemiyorum. En azından böyle bir katkım olsun istiyorum.

‘Ersan Feray’ın kızı olmak büyük gurur’

‘Hayatın zor dönemeçlerinde babamı çok arıyorum’
Ersan Feray’ın kızı olmak neler katmıştır size?
Bir kere çok büyük bir gurur. Babam sevgi dolu, hoşgörülü, verici, anlayışlı, mizah yönü kuvvetli biriydi. Çok pozitifti. Hayatın zor dönemeçlerinde onu çok arıyorum, çünkü her zaman bir çıkış bulurdu. Bu özellik bana ondan kalmış. Çok büyük bir kazanım benim için onun kızı olmak.

Babanız gibi GS yönetiminde olmayı düşünüyor musunuz?
Zannetmiyorum, yönetimde olmak çok başlı başına bir iş. Bir de takım yenildiğinde eve tehdit telefonları bile gelirdi ‘Çocuklarınızı kaçıracağız’ diye. Fanatik insanların kulüp sevgisi böyle, bazen ölçü kaçabiliyor. O yüzden dışarıdan destek vermeyi her zaman tercih ederim. 

Sevdiği kitap, Şibumi

En sevdiğiniz kitap?
Trevanian’ın yazdığı Şibumi.

Etkilendiğiniz film?
Kuzuların Sessizliği.