Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Korku, en temel duygularımızdan biri kuşkusuz... En başta, bütün hayatımız boyunca ölüm korkusuyla sınanıyoruz. Başarısız olmaktan, işimizi kaybetmekten, yalnız kalmaktan, savaşlardan ve daha birçok şeyden korkuyoruz. Çeşidi bol bu evrensel duygudan sanat da çok fazla beslenmiş. Munch’un ‘Çığlık’ tablosu, Albrecht Dürer’in ‘Resimlerle Kıyamet’i, Gustave Courbet’nin ‘The Man Made Mad By Fear’ı, Caravaggio’nun ‘Judith Beheading Holofernes’i, Vincent van Gogh’un ‘Skull with a burning cigarette’i, Salvador Dali’nin ‘The Face of War’u, Rubens’le Goya’nın ayrı ayrı tasvir ettikleri ‘Çocuklarını Yiyen Satürn’ konulu tabloları...

Haberin Devamı

Korku günümüz sanatını da etkilemeye devam ediyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de

Korkularımızla yüzleşmek
de. Bozlu Art Project Nişantaşı’nda açılan ‘Korku/Fear’ sergisinde, çeşitli disiplinlerden 12 sanatçı korku kavramını sorguluyor. Gerçekten her biri çok etkileyici bu 12 eser, kendi korkularımızla yüzleşmemizi de
sağlıyor. Sergiyi küratörü Özlem İnay Erten ile birlikte gezdik.

En ilginç işlerden biri Meliha Sözeri’nin ‘Estetik Tehdit’i. Tellerle yapılmış kozmetik ürünler yer alıyor eserde. Şeker gibi duruyorlar ama sahiden de öyleler mi? İşte Sözeri’nin eseri, kimisinin içinde çok sayıda zararlı malzemenin bulunduğu bu göz alıcı ürünlerin insan sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekiyor. Bir yandan korkuyoruz ama diğer yandan da onları kullanmaktan kendimizi alamıyoruz. Bu ikilemi vurucu detaylarla yorumluyor sanatçı.

Hakan Çınar’ın ‘Duygular Düşünceler Yaratır’ heykelinde ‘ölümlü olduğumuzu bilmenin verdiği korku’ tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Birçok darbe almış bir figür var heykelde. Tıpkı bizler gibi... Ama işte hayatta kalmaya çabalıyor. Heykelin altındaki mağara da Erten’in deyişiyle çağdaş bir figürü geçmişteki bir imajla birleştirip ‘korunma’, ‘saklanma’, ‘kaçma’ dürtülerimize işaret ediyor. Gerçekten de insanın ölümlülük trajedisini anlatan müthiş bir heykel bu.

Galeriye girişte ise Özer Toraman’ın ‘Bir’ adlı tablosu yer alıyor. İnsanın kendisiyle yüzleşmesinin bir başka resmi. Fena halde çarpıyor. Sanatçı, kırmızı rujlu bir erkeğin kendine baktığı bu çalışmada toplumun görmek istediği cinsiyetiyle, kendisinin yaşadığı cinsiyeti yüz yüze getiriyor. Kabullendiği cinsel tercihini, topluma açıklıyor
bir anlamda. Biraz da
meydan okuyor.

Haberin Devamı

Tülay İçöz’ün ‘Sınırlarımda Devinim’ heykelindeki dinginlik huzur veriyor başta. Elinizi değdiğinizde hareketli bir heykel olduğunu görüyorsunuz. O hareket hali, başlangıçtaki dinginliği bozuyor. Korkulan bir şey karşısındaki tedirginliğimize gönderme yapıyor.

Serginin en etkileyici işlerinden bir diğeri ‘Korkuyu Beklerken’. Duvara yaslanan Evren Erol’un heykeli Oğuz Atay’ın aynı adlı kitabına ithaf edilmiş. Bireyin topluma yabancılaşması, yalnızlaşması... Bir çocuğun günümüzde bunca savaş ve felaket içinde korkuyu bekleme durumunu yansıtıyor. Eğilip şefkat göstermek istiyor insan. Hiç heykel gibi değil ki, o kadar gerçek...

Çağatay Odabaş’ın ‘Dream’ adlı eserinde binlerce noktayla yapılmış bir Brooke Shields görüyoruz. Bu çok ilginç çalışmada ‘Mavi Göl’ filmindeki bir sahneden esinlenmiş sanatçı. Filmde karakterlerin birini canlandıran Brooke Shields’in rüyasında birlikte yaşadığı arkadaşının öldüğünü görüp korkuyla uyanma anı eserin konusunu oluşturuyor. Tek başına kalma korkusu...

Haberin Devamı

Diğer işler de korkunun şifreleriyle ilgili türlü çeşit farkındalık yaratıyor. Fazla serginin açılmadığı bu yaz günlerinde ‘Korku/Fear’ sergisini görmenizi çok isterim. Serginin size sordurduğu soruların çok kıymetli olduğunu fark edeceksiniz. Başta da dediğim gibi korkularınızla yüzleşme garantisi var. Onunla ne yapacağınız ise size kalmış. Bazen bazı mucizeler güzel bir sergide bizi bekliyor olabilir. ‘Korku/Fear’daki gibi…