Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AÇIKÇASI...
Burnu-muzun dibindeki “Yunan Adaları” benim için de rahatsızlık konusudur.
Bodrum’daki yazlığım Kos Adası’yla karşı karşıyadır.
Yüzyıllarca Osmanlı yönetimindeki “İstanköy”dür bu “Kos.”
Hâlâ adanın eşrafı arasında çok sayıda Türk vardır.
Kos’a pasaportla girmek zoruma gider.
Ya...
İzmir Çeşme’nin dudak dudağa geldiği “Sakız” Adası!
Son 10 yılda tekne sahibi Türkler çoğaldı.
Tatil rotalarında mutlaka “Simi” var.
Yani...
Yüzyılların “Sömbeki”si...
Bunlar ve diğerleri iç sızılarımdır.
.....................
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Lozan Antlaşması” bağlamında “elini uzatsalar” diye başlayarak “Yunanistan’a ait yakın adalar” için iç yangınını paylaşıyorum.
Ancak...
1522’den başlayarak 400 yıl boyunca Osmanlı’ya ait olan ve “Menteşe Adaları” diye anılan 12 Ada 1912’de elden çıkmıştı.
Balkan Savaşı’nda mağlup olan Osmanlı “Atina anlaşmasıyla Ege adalarının geleceğini büyük devletlerin belirlemesi hükmünü” kabul etmişti.
Adalar bırakılırken Edirne’yi zor kurtarmıştı Osmanlı.
Zaten 12 Ada İtalyanların işgali altındaydı, Ege adalarının tümü ise Yunanistan’ın.
Büyük devletler 14 Şubat 1914’te “adanın tümünü Yunanistan’a bıraktı.” (İmroz, Bozcaada ve Meis hariç.)
Yani...
Burnumuzun dibindekiler, el uzatsak dokunabileceğimiz adalar dahil bütün Ege adaları Lozan Antlaşması’ndan 9 yıl önce Osmanlı döneminde zaten elden çıkmıştı.
.....................
Lozan Antlaşması için ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu söylemine katılıyorum ve değerlendirmesini paylaşıyorum:
Bugün Türkiye Cumhuriyetimizin kurucu belgesi olan Lozan Antlaşması’nın 93. yıldönümüdür.
Aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk anlaşmasına taşınarak tescil edilmiştir.
Bu anlaşma yeni kurulan devletimizin tapusu niteliğindedir ................ Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, anlaşmanın mimari olan tüm devlet adamlarımızı rahmetle anıyorum.
....................
Lozan Antlaşması Sayın Erdoğan’ın da belirttiği gibi sahada elde ettiği zaferin diplomasi masasında uluslararası hukuk anlaşmasına taşınarak tescilidir.
Musul’un anlaşmaya dahil edilememesi hâlâ tartışılır.
Ama...
TBMM gizli oturumunda Rauf Bey’in “Musul’da İngilizlerin savaş uçakları vardı, bizim bir tane bile yoktu” ve Kazım Karabekir Paşa’nın “Orduyu Ege’den çekip Musul’a gönderemezdik ki... O zaman Yunanistan da -Mudanya ateşkesiyle kurtardığımız- Trakya’yı yeniden işgal edebilirdi” söylemleri ışığında “Musul” tartışmaları havada kalır.
....................
Lozan Antlaşması sadece “toprak belgesi” değildir.
Osmanlı gelirlerinin 3’te 2’sine Avrupalı devletlerin el koymasını düzenleyen “Düyun-u Umumiye”, Avrupa devletlerine “ayrıcalıklı hukuk” sistemi dahil ve özel imtiyazlar veren “kapitülasyonlar” da kaldırılmıştır.
.....................
Noktayı Lozan Antlaşması sonrası 14 Nisan 1924 tarihli ünlü “TIME” dergisiyle koyayım.
ABD’li diplomat James Gerard dergiye şöyle konuşmuş:
“Lozan’da Hıristiyan medeniyeti çarmıha gerildi.”
TIME dergisinin çarpıcı yorumunu da yansıtayım:
“Neticede, Lozan Antlaşması, Türkiye’yi yaka paça Avrupa’dan atmak yerine, Avrupa’yı Türkiye’den attı...”
......................
2016 Türkiye’si içeride ve dışarıda karanlık tezgâhlara karşı mücadele ediyor.
“Yenikapı ruhuyla” birlik ve dayanışmayı sürdürmek için Lozan dahil tümümüzü kucaklayan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerini özenle sahiplenmeliyiz.
.......................
Bu yazıda Taha Akyol’un “BİLİNMEYEN LOZAN” kitabından da yararlandım. Diğer çalışmaları gibi bu kitabıyla da Akyol aydınlatıcı katkılarda bulunmakta.