İşte başarının formülü: Veriye dayalı yönetim

SERVET YILDIRIM/ BM Global Compact Türkiye/ Çevre Çalışma Grubu Eş Başkanı/servet.yildirim@cci.com.tr- Rembrandt'ı tanımayan yoktur. Tam adıyla Rembrandt Harmenszoon van Rijn 17'nci yüzyılda yaşamış Hollandalı bir ressam. Dünya sanat tarihinin en önemli isimlerinden. Kendisinden sonra gelen birçok sanatçıya farklı şekillerde ilham vermiştir. Lakabı "Işığın ve gölgelerin ressamı"dır. Bu büyük sanatçının 2016'da Amsterdam'da sergilenen bir tablosu, sadece sanat dünyasında değil; teknoloji ve iş dünyasında da çok konuşuldu; hâlâ da konuşuluyor. Çünkü bu tablo, Rembrandt tarafından değil, bir 3D yazıcı tarafından ölümünden yaklaşık 450 yıl sonra oluşturuldu. Rembrandt'ın göremediği bir Rembrandt tablosuydu. "The Next Rembrandt" olarak adlandırılan bu tablo, Amsterdam'daki reklam firması J. Walter Thompson'da kreatif direktör olan Bas Korsten'in fikriydi. Aslında, tablo, ustanın eserlerine bir saygı duruşuydu. Ama bir makine tarafından yapılmıştı. Ve oldukça başarılıydı; tabloyu gören hemen "Bu bir Rembrandt" diyebiliyordu. Tablo yapılmadan önce ustanın bilinen 346 tablosu detaylı bir şekilde analiz edildi.Rembrandt iyi bir portre ressamıydı; Amsterdam'ın pek çok varlıklı ismi sanatçıya portresini yaptırmıştı. Tablolardaki yüzler karşılaştırıldı, algoritmalar hazırlandı. Tam 18 ay Rembrandt'ın eserleri, aydınlatma, kıyafet, tarz gibi çok sayıda değişken için tarandı. Tonlamalara bakıldı.

Tam 148 milyon pikse

Sonuçta muazzam bir veri havuzu oluşturuldu ve 30'lu yaşlarda Kafkasya kökenli erkek, dik yakalı koyu kıyafet giyen ve sağ tarafa bakan bir insan portresi yapılmasında karar kılındı. Üç boyutlu (3D) tarayıcılar ile derinlik haritaları oluşturuldu; geometrik modeller belirlendi. Ve bu havuzdan yararlanarak 148 milyon pikselden oluşan ve Rembrandt'ın tarzını birebir yansıtan "The Next Rembrandt" oluşturuldu. Bu olay sanatın çok ötesinde anlamlar taşıyan bir girişimdi. Doğru verilere ulaşılması ve bu verilerin doğru şekilde analiz edilmesi halinde neler yapılabileceğini gösteriyordu.

'Veriniz yoksa, siz sadece görüşü olan bir kişisiniz'

Günümüzde veri işletmeler için hayati bir öneme sahip. Belki her dönem böyle olması gerekiyordu ama veriler bugünün teknolojik çağında işletmelerin vazgeçilmez bir parçası haline geldi; onların performansını ölçmek, iş stratejileri geliştirmek ve karar verme süreçlerinde kullanmaları için önemli bir kaynak oldu. Çünkü önemli fırsatlar ve imkânlar sunuyordu. Veri toplama ve toplanan verinin analizi sayesinde şirketler işlerini daha da geliştirebilirler. Veri toplama, işletmelerin müşterileri hakkında daha fazla bilgi edinmelerine, trendleri takip etmelerine, hedef kitlelerini daha iyi anlamalarına ve rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olur. Verilerin yalnızca işletme stratejilerini belirlemede değil, aynı zamanda yaratıcılıkta da önemli bir rolü vardır. Diğer bir deyişle; veriler yaratıcılık süreçlerinde de kullanılabilir ve işletmelere benzersiz ve yenilikçi fikirler sunabilir. Yeni bir yaklaşımdan söz ediyoruz; veriye dayalı yönetimden. Veri Tabanlı Yönetim, bir organizasyonun kararlarını verirken verilere dayalı analizler yaparak iş performansını artırmayı hedefleyen bir yönetim yaklaşımıdır. Veri toplama, analiz etme ve sonuçları kullanma süreçlerini içeren bu yaklaşım, organizasyonun performansını izlemek, iyileştirmek ve karar vermek için gereken bilgiyi sağlar. İşletmenin veri toplama süreçlerini düzenlemesine, veri analizi yapmasına, sonuçları kullanarak stratejik kararlar almasına ve sürekli olarak iş performansını ölçmesine yardımcı olur. Bu yöntem, pazarlama, finans, operasyonlar, müşteri hizmetleri ve diğer işlevlerde verilerin etkin kullanımını içerir. Burada kritik olan şey işletmelerin verilerini bir varlık olarak görmelerini, onların doğru verileri toplamalarını, analiz etmelerini ve kullanmalarını sağlamaktır. Bu yöntem, organizasyonların yalnızca anlık verileri değil, aynı zamanda geçmiş verileri de süreklilik içinde kullanmasına olanak tanır. Böylece, organizasyonlar geçmiş performanslarına dayalı olarak gelecekteki faaliyetlerini planlayabilir ve kararlarını verirken daha kesin bir bakış açısı elde edebilirler.

Yapay zekanın gelişmesi

Bu yaklaşım, işletmelerin rekabet avantajı sağlamalarına, müşteri memnuniyetini artırmalarına ve karar verme süreçlerini daha hızlı ve doğru hale getirmelerine yardımcı olur. Veri yönetimi, organizasyonların daha iyi iş sonuçlarına ulaşmaları için verileri nasıl kullanabileceklerini anlamalarına katkıda bulunur. Yapay zekanın gelişmesi ise bu süreci destekleyen önemli bir unsur. Şirketlere çok daha zengin imkânlar sunmaktadır. Yapay zeka sistemleri, öngörülemeyen, bağımsız, rasyonel, gelişen, veri toplama yeteneğine sahip, iletişim kurabilme yeteneği olan, verimli, doğru ve alternatifler arasında özgür seçim yapabilen yaratıcı sistemler. İnsanlar gibi, derin öğrenme yeteneğine sahip olan yapay zeka sistemleri de Rembrandt tablosu örneğindeki gibi otomatik olarak yaratıcı ve özerk işler yaratabilir.

Sıradanlaşmamak için...

Bunu yapan, yani veriye ve onun kullanımına önem veren firmalar için ödül daha hızlı ve daha doğru kararlar almanın yanı sıra, verimlilik düzeyinin yükselmesi, maliyetin azalması ve müşteri memnuniyetinin artmasıdır. Yazıya noktayı ünlü bir söz ile koyalım: "Eğer veri yoksa, siz de sadece görüşü olan kişilerden birisiniz." Bu söz ile Konfüçyüs'ün "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak tehlikelidir" sözü aslında bilginin ve verinin önemine vurgu yapan benzer sözler. Bilgi veriye dayanır ve doğru bilgiye sahip olmak için doğru veriye ihtiyaç vardır. Bu nedenle görüşünüz ya da planınız olsa da bunları destekleyen veriye sahip olmadığınızda sıradanlaşırsınız. Veriler olmadan sadece varsayımlarla hareket eden kişiler ya da şirketler olmaktan kaçınmalısınız.