Milliyet Rekabet Şirketlerin yereli yok etmesi

Şirketlerin yereli yok etmesi

04.07.2023 - 10:52 | Son Güncellenme:

Trendyol’un işletme becerisi ve inovatif yapısı etkili olduğu kadar, yakın zamanda, güçlü sermaye yapısı ile dünya devi Çinli Alibaba’nın DSM Grup hisselerinin tek kontrolüne sahip olmasının da etkisi yadsınamaz.

Şirketlerin yereli yok etmesi

Elektronik pazaryerleri platformlarında genellikle yoğunlaşmalardan ve pazara yüksek giriş engellerinden kaynaklı rekabet ihlalleri ve potansiyel rekabet endişeleri, tüm dünyada ve Avrupa Birliğinde olduğu gibi, Türkiye’de de pazarın düzenlenmesine dönük çalışmaların hızlanmasına sebebiyet vermiştir. Türkiye de elektronik ticaretin hızla büyüyen yapısı, pazarda Alibaba, Amazon gibi küresel anlamda faaliyet gösteren dev platformlar başta olmak üzere, gerek yerli gerekse de yabancı platformların agresif faaliyetlerine sahne olmaktadır. Bilhassa işletmelerle tüketici arasında gerçekleşen ve yaygın kullanımıyla “B2C e-ticaret” olarak adlandırılan elektronik ticaret modeli, Türkiye’de geleneksel ticaretin en çok dönüştüğü ve internet aracılığıyla yapılan ticari faaliyetlerin en yaygın gerçekleştiği ve yoğunlaşmalarında en sık görüldüğü türü hâlini almıştır.

Haberin Devamı

Elbette bu platformlarda satıcılar, tüketicilere ait verilerini toplayarak, taleplere uygun surette kişiselleştirilmiş seçenekleri süratle sunabilmekte, tüketiciler ise ihtiyaçlarını karşılayan ürünlere daha fazla seçenek arasında, kısa sürede ve daha uygun fiyatla ulaşabilmektedirler. Ancak gerek çift gerekse de çok taraflı (kategorili) pazaryeri platformlarında genel olarak yaşanan rekabet sorunları ve bu sorunlardan, doğrudan veya dolaylı olarak önemli surette etkilenen grup olarak tüketicilerin korunması meselesini gündeme getirmektedir.

Şirketlerin yereli yok etmesi

Pazarda yaşanan ve yaşanması muhtemel rekabet sorunlarının başlıcaları; pazardaki yüksek giriş engelleri, pazaryeri platformunun kendisinin de platformunda bir satıcı olarak da faaliyet gösterdiği durumlarda (hibrit pazaryerleri) azami seviyede ortaya çıkan kendini kayırma sorunu ve ekonomik bağımlılığın kötüye kullanılması, teşebbüsün pazar gücü arttıkça teşebbüslerin fiyatlama gücü de arttığı açık olduğundan, orta vadede fiyat seviyelerinin yükselmesine ve fiyat katılığına yol açabileceği gözetildiğinde, platform lehine konan geniş EKM koşulları, pazarda çoğunlukla yoğunlaşmalardan kaynaklı olarak ortaya çıkan ayrımcı uygulamalar olarak görülebilir. Ayrıca kurumsal üyelere uygulanan aşırı fiyatlama niteliğindeki sömürücü uygulamalar, ya kabul et ya çık şeklindeki tek yanlı sözleşme hükümleri ve veri paylaşımından kaynaklı sorunlarla ortaya çıkan dışlayıcı uygulamalar yoluyla pazarda hâkim durumda veya önemli pazar gücüne sahip bulunan teşebbüslerin bu hâkimiyet ve pazar güçlerini kötüye kullanmalarının mevcut ve muhtemel olduğu da gözlemlenmektedir. İlaveten e-pazaryerleri ekosistemi kapsamında yer alan ve kanımca yakınsanan pazarlar olarak görülebilecek ödeme hizmetleri ve kargo-lojistik hizmetlerindeki potansiyel rekabet ihlalleri ve pek yakın gelecekte kullanıcılarının ihtiyaç duyacağı tüm dijital hizmetleri, bu güçlü platformların kendi ekosistemleri içinden sağlamayı hedeflemeleri de bu kapsamda incelemeye değerdir.

Haberin Devamı

Tekelci uygulamalar

Haberin Devamı

Bu endişe verici sorunlar karşısında, pazarın yeni ve büyüyen inovatif yapısı karşısında pazarın regüle edilmesi için henüz erken dönemde olunduğu, rekabet kurallarının yalnız tüketici odaklı ele alınmaması gerektiği, regülasyonun ne için ve ne kadar olacağının belirsiz olduğu ve pazarın büyümesi ve gelişmesi bakımından da olumsuz etkiler doğurabileceğini dile getiren görüşler mevcuttur. Buna karşın, uygulamada, E-pazaryeri platformlarında neredeyse tekelci seviyeye varan yoğunlaşmaların görüldüğü, pazar payı yüksek olan teşebbüsün sahip olduğu teknolojik üstünlüğün, potansiyel rakiplerin piyasaya girmesini zorlaştıran önemli bir unsur olabildiğinden pazarda yüksek giriş engelleri bulunduğu ve çevrim içi reklam harcamalarının maliyetleri göz önüne alındığında, pazara girmenin yanı sıra kalıcı olmanın da bir o kadar zor olduğu haklı olarak öne sürülmektedir. Bu açıdan bakıldığında; e-pazaryerlerinde, yatay ve dikey seviyede yüksek oranda yoğunlaşmaların görüldüğü, yakınsanan pazarlarda da potansiyel etkilerin olabileceği, hâkimiyetin ve önemli pazar gücünün kötüye kullanıldığı ve kullanılmaya hâlihazırda açık olduğu, bu hâlde, ihlal sonrası soruşturmalar ve cezalar ile yapısal ve davranışsal tedbir kararlarının etkili olduğu söylenebilirse de bunların yeterli olmayacağı, pazarda öncül (ex-ante) bir regülasyonun yapılması gerektiği açıktır. Bu sebeple mehaz AB hukukuna benzer şekilde, Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Yapılması Planlanan Değişiklikler ile Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve akabinde “Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik” hükümleri ile pazarda önemli düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır.

Haberin Devamı

Nitekim yukarıda öne sürdüğümüz savları ve düzenleme çalışmalarını teyit eder şeklide, çift taraflı pazarlarda faaliyet gösteren ve en çok karşımıza çıkan dijital platformlardan; arama ve çevrim içi reklam hizmetleri bakımından Google, online yemek hizmetleri pazarında Yemeksepeti, çok kategorili e-pazaryerlerinde Trendyol, “emlak ve satış hizmetlerine yönelik online platform hizmeti ve vasıta satış hizmetlerine yönelik online platform hizmetleri pazarı Sahibinden, “çevrim içi (internet üzerinden yapılan (online) çiçek satışı hizmetleri pazarı Çiçeksepeti’nin ilgili pazarda hâkim durumda olduğu, anılan teşebbüslerin tamamı hakkında çoğunluğu, kendini kayırma, ayrımcı algoritmik stratejiler, dışlayıcı uygulamalar, aşırı fiyatlama vb. uygulamalar yoluyla hâkim durumun kötüye kullanılmasını içeren rekabet soruşturması açıldığı görülmektedir. Bu rekabet ihlalleri ve olası rekabetçi sorunlar platform yoluyla hizmet sunanlar kadar tüketicileri ve pazardaki rekabetçi yapıyı da kalıcı ve olumsuz surette etkileyecek niteliktedir.

Haberin Devamı

Küçük işletmeler

Pazaryerlerini kullanarak satış yapan teşebbüslerin büyük çoğunluğunun küçük işletmeler olduğu, bunların az evvel yukarıda örnek yoluyla sıraladığımız hâkim durumda veya önemli pazar gücüne haiz platformun devleri karşısında pazarlık imkânlarının bulunmadığı, pazaryeri platformlarınca tek yanlı biçimde düzenlenen ve dayatılan sözleşme koşullarına, yüksek komisyona rıza gösterdikleri, kimi reklam giderlerine katlandıkları, platformun kendini kayıran uygulamalarına maruz kaldıkları, ön plana çıkmak için aşırı maliyet artışlarına katlandıkları, ödeme sistemleri marifetiyle yapılan ödemeler dâhil geç ödeme aldıkları şikâyetleri artarak devam etmektedir.

Söz konusu tedarikçilerin/satıcıların, anılan taleplere boyun eğmediklerinde ise; sıralamada geriye düşürüldüklerinden ciroların aşırı etkilendiği, veri paylaşım taleplerinin reddedildiği, hizmetlerin kısıtlandığı veya askıya alındığı, platform dışına çıkarılma gibi haksız uygulamalar ile sıklıkla karşılaştıkları bilinen bir gerçektir. Bu uygulamaların doğal bir sonucu olarak, bu sözleşme şartlarına ve maliyetlere katlanan satıcıların, bu maliyetleri en azından orta vadede fiyatlara veya ürün kalitesine yansıtacağı kuvvetle muhtemel olduğundan, tüketici refahının olumsuz etkileneceği, gene kendini kayırma ve dışlayıcı uygulamalar yoluyla bilhassa hibrit pazaryerlerinde hâkimiyeti güçlenen teşebbüslerin aşırı fiyatlama davranışlarının yakın bir gelecekte gündeme gelebileceği de söylenebilir. Bu hâlde ilan verenlerin birden fazla platformda yer alma maliyeti karşısında en büyük pazar payına sahip olan platformda yer almayı tercih etmeleri de gene platformun pazar gücünü artırarak, yüksek pazar payına sahip olan teşebbüsler bakımından hâkimiyetin tekelci düzeye yaklaşmasına dahi sebep olabilecektir.

Karar incelemesi

Konuyu dair birçok karar bulunmakla birlikte, hem konuyu somutlaştırmak adına hem de Rekabet Kurulunca e-pazaryerleri platformları hakkında verilen önemli karardan ve ilkelere ışık tutması açısından değerli bir örneklem teşkil etmesi hasebiyle Trendyol kararının incelenmesinde fayda vardır.

İnceleme konusu karar; DSM Grup Danışmanlık İletişim ve Satış Ticaret AŞ’nin (TRENDYOL) haksız sözleşme hükümlerine ve ayrımcılığa dayanan uygulamaları ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiği iddiası üzerine, Kurulun 23.09.2021 tarihli, Trendyol ve aynı ekonomik bütünlük içinde yer alan diğer teşebbüsler hakkında Kanun’un 41. maddesi uyarınca soruşturma kararıdır. Kurum uzmanlarınca yapılan yerinde incelemede Trendyol’un; & Perakendeci rolüyle satışa sunduğu ürünlerine avantaj sağlayacak şekilde algoritmaya müdahale ettiğine ve “ertesi gün teslim” imkânını yalnızca kendi ürünlerine sağladığına, & Yine kendi perakende faaliyetine avantaj sağlayacak şekilde pazarlama/tasarım stratejisinin oluşturulmasında pazaryerinde satış yapan satıcıların verilerini kullandığına, & Algoritmaya yapılan müdahaleler ve sponsorlu ürünlere yönelik şeffaflık eksikliği vasıtasıyla pazaryerinde satış yapan satıcılar arasında ayrımcılık yaptığına dair ciddi bulgular içeren belgelere ulaşılmıştır. Bu bulgular sonrasında soruşturma süreci devam ederken, 30.09.2021 tarihli Kurul kararı ile 4054 sayılı Kanun’un 9. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca DSM Grup Danışmanlık İletişim ve Satış Ticaret AŞ hakkında geçici tedbir kararı alınmış ve tedbir kararı kapsamında ise özetle; Trendyol’un, rakiplerine karşı avantaj sağlayacak nitelikte, algoritma ve kodlama aracılığıyla yapılan müdahaleler de dâhil olmak üzere her tür eylem davranış ve uygulamalarına son vermesi, Pazaryeri faaliyetinden elde edilen ve üretilen her türlü verinin, kendi ekonomik bütünlüğü altında yer alan diğer ürün ve hizmetleri için paylaşımını ve kullanımını durdurmasına, Pazaryerinde satış yapan satıcılar arasında ayrımcılık doğuracak nitelikte algoritma ve aracılığıyla yapılan müdahaleler de dâhil olmak üzere her tür eylem davranış ve uygulamalarına son vermesi ve soruşturma sürecinin devamında da bu davranışlardan kaçınmasına karar vermiştir. Tabii, henüz soruşturma ceza veya uzlaşma-taahhüt kararı ile sona ermemiş, ihlal iddialarına dair karar “kesinleşmemiş” olsa da Kurul tarafından verilen ve oldukça kapsamlı yasaklar içeren tedbir kararına konu ihlal iddialarının, pazarın mevcut ve potansiyel sorunlarına ışık tutması açısından dikkatle incelenmesi gerekir.

Alibaba-Trendyol: Küresel tekel

Zira soruşturma raporunda yapılan tespitlere göre (ki bu tespitlerin veya ilgili sektör raporlarının yayımlanmasının dahi, platform üzerinden satış veya alım yapan/yapacak olanların tercih kararlarını başlı başına etkilediği dahi ileri sürülmektedir) Trendyol’un pazar payını rakiplerinin yakalayamadığı bir ivme büyüdüğü, Trendyol’un istikrarlı bir şekilde pazar payını artırdığı ilgili dönemde en yakın rakibinin pazar payını belirli oranda kaybettiği, kimi rakiplerin pazarı terk ettiği, pazardaki diğer önemli oyuncuların ise istikrarlı bir şekilde pazar payı kaybettiği görülmüştür.

Böylelikle, pazardan alınan pay itibarıyla Trendyol’un herhangi bir rekabetçi baskıyla karşılaşmadığı değerlendirilmiştir. Kararda yer alan kanımca en önemli tespit ise; Trendyol’un belirli bir ölçek ve kapsamı yakaladığını ve hızlı bir büyüme eğilimine girdiğini ve bahse konu eğilimin giderek hız kazandığını ve bu kapsamda dijital pazarlar bakımından önemli bir pazar aksaklığı teşkil eden evrilme eğiliminin, çok kategorili çevrim içi pazaryeri platformları pazarı bakımından bir olasılık olmaktan çıktığına ve bir pazar gerçeği hâline gelmeye başladığına işaret edilmesidir.

Diğer yandan pazardaki yatırım harcamaları incelendiğinde Trendyol’un, pazardaki diğer tüm oyuncuların reklam bütçesinin ise tamamına yakın bir reklam bütçesi ayırdığı, bahsi geçen yüksek reklam harcamasının, satış hacmine olumlu yansıdığı değerlendirilmiştir. Buna da elbette Trendyol’un işletme becerisi ve inovatif yapısı etkili olduğu kadar, yakın zamanda, güçlü sermaye yapısı ile dünya devi Çinli Alibaba’nın DSM Grup hisselerinin tek kontrolünü sahip olmasının da etkisi yadsınamaz. Ayrıca, Trendyol’un Alibaba’da olduğu gibi iştirakleri yoluyla, ödeme ve elektronik para hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği, hızlı teslimat ve lojistik hizmetli de sunduğu dikkate alındığında, Trendyol’un bu hizmetlerde pazar payının, hâlihazırda mevcut bir kötüye kullanım şeklinde rekabet ihlali oluşturamayacak kadar düşük olduğu, anılan pazarlarda, ödeme hizmetleri ve kargo lojistik ve kurye hizmetlerinde güçlü ve rekabetçi teşebbüslerin olduğu söylenebilir. Ancak kanımca, buradan genelleme yoluyla potansiyel bir ihlal endişesi doğduğu, bilhassa pazaryerinin kendisinin satıcı olduğu ürünleri, münhasıran kendi kargo şirketleri vasıtasıyla göndermeyi tercih etmelerinin mümkün olduğu ve platformda yer alan üçüncü taraf satıcıların, gönderilerini pazaryerinin iştiraki olan kargo şirketine ve kendi iştiraki olan ödeme sistemlerine yönlendirmesiyle; bu hizmetler bakımından da pazaryerlerinin pazardaki konumlarını güçlendirmesi mümkün ve muhtemel olduğu görülmektedir.

4054 sayılı Kanun’da değişiklik önerisi

Dijital piyasalara ve bilhassa bu yazı özelinde e-pazaryeri platformlarına dönük düzenleme çalışmalarının rekabet ve ticaret kuralları yoluyla yapıldığını, aynı pazara dönük iki farklı düzenlemenin etki analizlerin iyi yapılması gerektiği söylenebilir. Düzenleme karşıtlarının pazarın büyümesi ve inovatif yapısına olası olumsuz etkilerine ve düzenleme eliyle tekelci uygulamalara yol açılabileceğine dair eleştirileri dikkate değerse de yaşanan rekabetçi sorunlar nedeniyle sektöre özgü düzenleme ihtiyacının açık olduğu ve hatta sektöre özgü bir otorite ihtiyacının dahi gündeme gelebileceği söylenebilir.

Bu kapsamda, Rekabet Kurumu yakın tarihte, AB’de hayata geçen platform davranış kodu düzenlemesi yapılması ve eşik bekçilerine yükümlülükler ve yasaklar öngören Dijital Piyasalar Yasası ve Dijital Hizmetler Yasasına benzer yükümlülük ve yasaklar içeren, 4054 sayılı Kanun’da değişiklik yapılmasına dair taslak hükümlerini görüşe açmıştır. Taslakta dikkati çeken başlıca değişikliklere baktığımızda, değişikliklerin Kanun’a, hâkim durumda olmayan ama Önemli Pazar Gücüne haiz teşebbüslerin temel platform hizmetleri bakımından önemli pazar gücünün kötüye kullanmalarını önlemek amacı eklendiği, merkezi Türkiye’de bulunmayan ve fakat Türkiye’de bulunan son kullanıcılara hizmet sağlayan dijital platformların eylemlerinin de 4054 sayılı Kanun kapsamında olacağı, önemli pazar gücüne sahip teşebbüslerin, bilgi asimetrisine ve veri sağlamaya, bağlama, münhasırlık ve bilhassa kendini kayırma gibi ayrımcı uygulamalara dair yeni yükümlülükler ve yasaklar getirdiği görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında, taslağın, taraflar arasında bilgi asimetrisinin azalmasına hizmet eder nitelikte olduğu, veri paylaşımı ve aktarımının kolaylaştırılmasına imkân sağladığı, ödeme ve kargo hizmetleri gibi e-ticaretin ekosistemi içerinde yer alan hizmetler bakımından bağlama anlaşmalarına hatırı sayılır yasaklar getirdiği ve diğer münhasırlık uygulamalarına açıkça müdahale ederek, rekabetin korunması ve çoklu platform kullanımın sağlıklı tesisine fırsat sunduğu, bu yönüyle dijital piyasalarda oluşması kuvvetle muhtemel aksaklıklara müdahale eder nitelikte olduğu söylenebilir.

Yazarlar