Gündem Mutluluğun sırrı bağırsaklarda!

Mutluluğun sırrı bağırsaklarda!

20.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Sağlık için probiyotiklerin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Metehan Özen: Mutluluk hormonunun çoğunu bağırsaklardaki iyi bakteriler üretiyor. Bağırsağınız mutlu değilse mutlu olamazsınız.

Mutluluğun sırrı bağırsaklarda

Gün geçtikçe önem kazanan probiyotiklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri Sanofi’nin İtalya’daki tesislerinde düzenlenen toplantıda anlatıldı. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Metehan Özen, mutluluğun sırrının bağırsaklarda olduğunu ve birçok hastalığın temelinde insan dengesindeki bozuklukların yattığını söyledi. Şirketin Tüketici Sağlığı Türkiye, Pakistan, Suriye, İsrail ve İran Genel Müdürü Kağan Keklik de 2016 yılında dünyada 600 milyon kutu probiyotik satın alındığını söyledi.

Haberin Devamı

Şirketin 55 ülkeye sunduğu probiyotik ürününün İtalya Origgio’daki üretim tesislerinde yapılan toplantıda Kağan Keklik probiyotiklerin dünya ve Türkiye pazarındaki yerini anlatırken, çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Metehan Özen de probiyotiklerin insan sağlığındaki önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Özen modern dönemin insanların önce dengelerini sonra sağlıklarını bozduğunun altını çizdi. Modern hayatın getirdiği aşırı stres, sağlıksız beslenme ve yüksek antibiyotik kullanımının insan dengesini bozduğunu anlatan Özen, dünyada en çok üzerinde çalışılan 100 hastalığın 90’ının nedeninin de bu olduğunu kaydetti.

Mutluluğun sırrı bağırsaklarda

Sağlık için probiyotik

Mutluluk hormonu ‘serotonin’in çoğunun bağırsaklardaki iyi bakteriler tarafından üretildiğini anlatan Prof. Dr. Özen şunları söyledi: “Eğer bağırsaklarınız mutlu değilse mutlu olmazsınız. İştah kontrolü ve sağlıklı metabolizmanın da sırrı probiyotiklerdedir. Dengenin bozulması halinde ise sinirsel hastalıklar başlar. Direnç düşer ve beraberinde alerjik hastalıklar görülür. Bozulan metabolizma ile obezite, şeker hastalığı gibi sorunlarla karşı karşıya kalınabilir ve hızlı yaşlanma gözlenir. Araştırmalara göre, Türkiye dünyada en çok doktora gidilen üçüncü ülke. Antibiyotik ve ağrı kesici kullanımında ise birinciyiz. Obezitede ilk beşteyiz, tip 2 diyabette ise dünyada ikinci sıradayız. Depresyon sıralamasında yine ilk üçteyiz. OECD verilerine göre, dünyada en çok hastalığı olan ülkeler arasındayız. Bunların temelinde dengenin bozulması yatıyor. Bu dengenin yeniden düzelmesi ve sağlıklı bir yaşam için probiyotikler gereklidir.”

Haberin Devamı

‘En faydalısı ana tükürüğü’

Doğal olmayan yaşam tarzının dengenin bozulmasındaki etkilerine değinen Prof. Dr. Metehan Özen şöyle devam etti: “Her yerde mikrobiyatamızı bozuyoruz. Doğumda, emeklerken, erişkinlikte ve yaşlılıkta... En büyük sorun sezaryen. Türkiye uzak ara birinci. Sezaryenle doğan çocukları takip etmişler. Danimarka 30 yıllık veri açıkladı. Sezaryenle doğuyorsanız astım riski 1.5 kat, çölyak riski 1.80, tip 1 diyabet riski 1.20 artıyor. Malatya’da kız çocuk doğunca kadınlar koşar, ağzına tüküreceğim diye uğraşır. Kim ilk tükürürse onun huyu suyu çeker. Güldüğümüz şey kanıtlandı. Senelerce düştünüz, eve gittiniz, anneniz ağzında çiğnediği ekmeği yapıştırdı. Hiç de kemik iltihabı olmadık. Şimdi moda, düşen geliyor, her gelene bir antibiyotik yazılıyor. Ana tükürüğü kadar faydalı bir şey yok. Amerikan Pediatri Akademisi’nin yayın organı ‘Pediatrics’ ‘Tükürük alerjiyi azaltır’ diye yazdı. İsveç dünyanın en ileri ülkesi. Annelere ‘emzik kullanmayın’ demişler. Ama kullanıyorsanız yarınız kaynatın. Yarınız da ağzınızda çevirin. Ondan sonra çocukları 18 ay takip etmişler. 18 ay sonunda deri egzaması, astım ve gıda alerjisinde ikisi arasında fark var. Blender çıktı, mertlik bozuldu. Eskiden analarımız ağzında çiğner yedirirdi. Evinizde blender, buzdolabı varsa hiç uğraşmayın. Pediatrics diyor, ‘Anne sütü içinde koruyucu maddeler var, tüm enfeksiyonları yüzde 20-50 azaltır’. Bu 50 yıldır standart bilgi. 6 ay anne sütü alırsanız alerji, obezite, çölyak, tip 1-2 diyabet yüzde 30-40-50 azalır. Yine toprakta emekleyemeyen çocuklarda hastalıkların daha çok olduğunu görüyoruz. Probiyotik kullanan ve kullanmayan okul çağındaki çocuklarda yapılan bir araştırmaya göre, çocuklara probiyotik verildiğinde hem hasta olma oranları düşüyor hem hasta olduklarında tedavi süreleri kısalıyor. Düzenli kullanıldığında ise hastalıklarda yüzde 30’a kadar azalma yaşanıyor. Bu da maddi ve manevi anlamda hastalığın yükünü en aza indiriyor.”

Haberin Devamı

Kullanımı artıyor

Haberin Devamı

Sanofi Tüketici Sağlığı Türkiye, Pakistan, Suriye, İsrail ve İran Genel Müdürü Kağan Keklik de toplantıda probiyotiklerin dünya ve Türkiye pazarındaki yerini anlattı. Probiyotik pazarının 2016 yılında 3.1 milyar Euro’ya ulaştığını belirten Keklik, 2022 yılında bu rakamın 4.7 milyar Euro’ya ulaşmasının beklendiğini kaydetti. Keklik, probiyotiklerin her geçen gün öneminin daha da kavrandığını söyledi.