Otomobil Efsane hayat öpücüğü arıyor

Efsane hayat öpücüğü arıyor

03.09.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Efsane hayat öpücüğü arıyor

Efsane hayat öpücüğü arıyor


Lüks Amerikan otomobillerinin ‘dedesi’ Packard’ın tüm hakları, internette satışa çıktı. Markanın dönüşü için en az 2 milyon dolar gerekli...


       Bu köşeyi düzenli okuyanlarınız varsa, “Eh, şu ‘efsane’ lafından da tiksinti geldi canım!" diyebilirler. Olabilir! Ama, ardında hayran grupları bırakarak üretim bantlarını terkeden veya yıllardır sevenlerinin gönlünde ve garajında taht kuran araçlar için “efsaneden" daha güzel bir kelime kullanılabilir mi? Neyse, biz işimize bakalım...
       İşte böyle bir markadan söz edeceğim bugün. Aslında bu söz etmekten de öte, başlı başına bir haber zaten. 1920’li yıllarla 40’lı yıllar arasında Amerika’nın zenginlerine hitap eden lüks otomobiller üreten, ardından da halka dönüp daha “insaflı" araçlar imal ederken kapanıveren Packard’tan söz edeceğim. Şimdilerde, internetten bulacağı destekle yeniden yaşama geçmeye hazırlanan Packard’tan...
       1899 - 1956 yılları arasında yaşayan Packard markasının isim, logo ve tescil haklarını 1994’ten bu yana elinde bulunduran Packard Motor Car adlı şirket, internet yoluyla yeni bir sahip arıyor. Amerika’nın bu saygıdeğer markasıyla yeni bir otomobil piyasaya çıkartmak için tüm çalışmalarını tamamlayan firma, sanal ortamda açılan artırmayı kazanan kişi veya kuruluşun vereceği mali destekle üretime geçmeyi planlıyor. Marka ve logonun yanında çalışır durumda bir prototip, bu prototipin üretimi için gerekli makine parkı, yeni bir lüks coupe ve üstü açık otomobile ait çizimler, tasarım taslaklarını da satışa çıkaran firma, bu satışla 2 milyon dolar elde etmeyi amaçlıyor. Sadece beş gün sürecek açık artırmada istenen parayı veren olmazsa, satış ileride tekrar edilebilecek.
       Şirketin Genel Müdürü Roy Gullickson, her ne kadar eski Packard ile doğrudan bir ilişkileri olmadığını söylese de, markayı yeniden diriltmeyi amaçladıklarını yeterince ortaya koyuyor. Zira prototip olarak hazırlanan araç, eski Packard’lar ile gerek tasarım, gerekse de taşıdığı lüks donanım açısından pek çok benzerliği bünyesinde taşıyor. 440 beygirlik 12 silindirli bir motorla donatılan araç, dört tekerlekten çekişli ve tamamen alüminyum bir şasi üzerine oturtulmuş. Deri döşemeli iç mekanda, elde şekillendirilmiş ahşap kaplamalar, otomatik kontrollü ısıtma ve soğutma sistemi, hafızalı - ısıtmalı ön koltuklar gibi birçok lüks yer alıyor.
       Hadi, size biraz da eski Packard’tan söz edeyim bari! 1901’de isim hakkı Henry Joy ve bir grup işadamı tarafından satın alınan Packard, ilk etapta Ohio’da kurulmuş. 1903’te Detroit’e taşınan fabrikada ilk araç, Henry Ford’un Model T’sinden bir yıl önce, 1906’da üretilen Model 30 olmuş. Packard’ı lüks otomobil markası olarak duyuran bu model oldukça başarı kazanmış. Ünlü sanatçıların ve işadamlarının vazgeçilmezi olan Packard, 1911’de 6 silindirli bir model piyasaya çıkartmış. Üç yıl sonra uçak motoru da üretmeye başlayan, savaş nedeniyle otomobile ara veren fabrika, bu arada tank motorları da geliştirmiş. 1930’larda mali sıkıntı yaşayan, hisse fiyatları düşen firma, 41’de Clipper modelini üretmiş. 40’lı yıllarda yeniden askeri üretime geçen firma, General Patton, Eisenhower ve MacArthur gibi devlet büyüklerine özel araçlar yapmış. 2. Dünya Savaşı boyunca uçak ve tank motorunun yanında deniz motorları da geliştirip üreten firma, savaş sonrası toparlanamamış. Cadillac’ın lüks otomobil piyasasındaki payını artırmasıyla güç dönemler geçiren Packard, 1954’te Studebaker’ı satın almış. 1956’de son olarak 24 Clipper banttan çıktıktan sonra, marka da tarihe karışmış.
       Bugün halen ayakta duran metruk fabrikası, Packard’ı ABD’nin simgelerinden biri olarak görenlerce müze yapılmak istenen, adına birçok kulüp ve dernek kurulan markanın eski günlere dönüp dönmeyeceği ise, tam bir soru işareti. Hele de, hazırlanan prototipe bakınca...