Övgü öğretmen övgüyü haketti

A.A., henüz 7 yaşında. Geçen yıl ilkokula başlamasıyla huzursuzluk, uyum sorunu, şiddete yönelik davranışlar göstermeye başlayan A.'ya doktorları bipolar bozukluğu teşhisi koydu. Bipolar bozukluğu, riskli davranışlar nedeniyle ilişkilere ve kariyere zarar veren, tedavi edilmediği zaman intihara bile yol açan ciddi ruhsal bir hastalık.

Bir yandan çocuklarının tedavisi için uğraşan aile diğer taraftan yandan her gün okulda yaşanan sorunlarla mücadele etmeye çalıştı. Ancak A., öğretmenin yanlış davranışlarından dolayı özgüvenini yitirmiş, depresyona girmiş ve artık okula bile gitmek istemeyen bir çocuk haline geldi.

Okuldan ve öğretmenden bekledikleri desteği göremeyen aile, çareyi başka bir okula kayıt yaptırmakta buldu. A.'nın hayatı yeni öğretmeni 'Övgü Yüksel'le değişti. Kısa zamanda gösterdiği gelişmeye şaşıran doktorları bile "bu bizden çok Övgü öğretmenin başarısıdır" yorumunda bulundu.

Öğretmen ve okulun yapıcı yaklaşımının çocuğuna 'ikinci bir hayat' verdiğini belirten Baba Ömer A., bu deneyimin benzer sorunlarla mücadele eden tüm ailelere örnek olmasını isteyerek, yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı.

"Her şey 2013-2014 öğretim yılının başlamasıyla gündeme geldi. A., okul hayatına yeni başlamış, yeni öğretmeni ve yeni arkadaşlarıyla yepyeni bir dünyanın içine girmişti. Geçen bir kaç haftalık adaptasyon sürecinde ortaya bir takım olumsuzluklar çıkmış olmasına rağmen ilk dönem olmasından dolayı göz ardı edilen çocukların arasındaki çeşitli huzursuzluk ve kavgalar ilerleyen dönemlerde artınca A., bir anda kendi öğretmeni tarafından diyalog kurmak yerine dışlanmış olarak buldu. İlerleyen süreçte sorunlar arttı. Bununla yetinmeyen öğretmen velilere de hem okul müdürüne hem de Milli Eğitim'e şikayet edilmesi için çeşitli yönlendirmelerde bulundu. Öğretmene neden böyle bir davranış içerisinde olduğu sorulduğunda ise "ben bu okulun en başarılı öğretmeniyim benim olduğum sınıfın böyle bir şeyle anılması söz konusu dahi olamaz" dedi.

A., öğretmenin bu tavırlarından dolayı tüm özgüvenini yitirmiş, depresyona girmiş ve artık okula bile gitmek istemeyen bir çocuk haline geldi. Bunun üzerine aynı dönemde çocuğunun sağlıklı ve huzurlu bir eğitim alması için uzman profesörlerden destek aldık. İlk dönemin sonunda okul değiştirdik, Şirinevler'deki başka bir okula kayıt yaptırdık

DOKTORLARI BİLE ŞAŞIRTTI

Ne olduysa bu yeni okulda oldu. Kayıtla beraber A.'ın yeni öğretmeni Övgü Yüksel'e durumu anlatıp destek istedik. "Siz hiç merak etmeyin, elimden geleni yapacağıma emin olabilirsiniz" sözünü alsak da bir önceki dönem yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle oldukça temkinli yaklaştık. Ancak Övgü öğretmen ismini hak edercesine A'.ya tüm kalbini açtı. Doktorlarıyla, ailesiyle ve velilerle sürekli iletişim halinde oldu ve A.'yı kelimenin tam anlamıyla yeniden hayata kazandırdı. Bütün bir dönem boyunca tüm sosyal etkinliklere dahil etti, görevler sorumluluklar verdi. A.'nın üstündeki ilgisini hiç azaltmadan verdiği sevgi ile çok rahat kontrol edilebilir bir çocuk olmasını sağladı. A.'nın kısa zamanda gösterdiği bu gelişmeye şaşıran doktorları bile "bu bizden çok Övgü öğretmenin başarısıdır" dediler.

A., bugün tek başına sokağa çıkabiliyor, çok rahatlıkla arkadaşlarıyla sorunsuz iletişim kurabiliyor ve en önemlisi kendini diğer çocuklardan dışlanmış olarak görmeden özgüvenli bir şekilde çocukluğunu yaşıyor."

Ömer A., Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu tür öğretmenlere destek vermesi gerektiğinin altını çizdi.