Pazar "Afla dışarı çıkmasından korkuyorum ama ölsem ifademi değiştirmem"

"Afla dışarı çıkmasından korkuyorum ama ölsem ifademi değiştirmem"

27.02.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ev sahibinin evlenme teklifini kabul etmeyince kaçırılıp üç ay boyunca tecavüz ve işkenceye maruz kalan 17 yaşındaki Fatma G., 20 gün kaldığı hastaneden çıkınca yaşadıklarını anlattı: "Tecavüz sonucu hamile kaldım. Allahım, çocuk doğarsa ne yaparım dedim. Kendi yavrumu atamam. Şükrediyorum doğmadı diye"

Afla dışarı çıkmasından korkuyorum ama ölsem ifademi değiştirmem

axpaz011.jpg Bütün bunları aslında yakın zamanda gazete sayfalarından tanıdığımız bir genç kız yaşadı. Hani ev sahibinin evlilik teklifini kabul etmeyince kaçırılan ve üç ay boyunca işkence gördükten sonra polis tarafından kurtarılan bir genç kız vardı. Hani adı Fatmaydı. Hani hepimiz "şehrin göbeğinde böyle vahşet olmaz" demiştik...İşte o genç kız, yani Fatma G. 20 gün hastanede yattıktan sonra ailesine kavuştu yeniden... Ve de hayatına... Kapılar, duvarlar ardında geçen, tekrar kaçırılma korkusuyla sokağa çıkamadığı, çalışamadığı hayatına...Söyleyecek fazla söz yok. Fatma Güllü dinledikçe insanın inanmayı bile reddettiği hikayesini anlattı... Hamile bir genç kadın düşünün. Çocukları öyle seviyor ki. Çocukluğunda bebekleriyle oynarken bir gün gerçekten anne olacağını hayal ediyor... Ama onun bebeği tecavüzden! Daha trajik bir durum tahayyül etmek mümkün mü? Altı ay önce bizim Sefaköyde bir eve taşınmamızla başladı. Zaten o sokakta oturuyorduk. Ama evden çıkmamız gerekiyordu. Aynı mahalleden Hikmet diye biri annemle tanışıyor. İyi bir adama benziyor. "İhtiyacınız var. Gelin bizim evde daha ucuza oturun" diyor. Ev bulmak da kolay değil. Babam öldüğü için bu işlerle annem ilgileniyor. Mecbur olduğumuzdan kabul ediyor. Biz de annem ve kardeşlerimle onların alt katındaki dairelerine taşınıyoruz. Sizin kabusunuz nasıl başladı? Evet. Ama değil. Beni birkaç kere görüp gözüne kestirmiş meğer. Biz bunu bilmiyoruz. O dönemler zaten çok iyi insanlar olarak görüyoruz onları. Taşınınca beni rahatsız etmeye başladı. Yoluma çıkıyor. Evlenmek istediğini söylüyor. "Tam aradığım insansın, aşık oldum, seviyorum" diyor. Ama ben kendimi yakıştıramıyorum ona. Adam 27 yaşında. Daha önce iki kere evlenip boşanmış. Üç çocuğu var. Ben daha 17 yaşındayım. Ama peşimi bırakmıyor. Tamamen iyi niyetli bir teklif gibi görünüyor yani! Bir ay içinde. Sadece bir ay. Taşındığımıza pişman oluyoruz zaten. Bu sefer gidip beni annemden istiyor. "Evleneceğim, böyle böyle, istiyorum" diyor. Annem "Benim senin gibi insana verecek kızım yok, kızım istemiyor" deyince de kıyamet kopuyor. Artık orada kalmanın doğru olmadığını düşünüyoruz ve taşınmaya karar veriyoruz. Ne kadar sürede oluyor bütün bunlar? Bir ayın sonunda. Taşınacağımızı anlayınca. Ben o aralar kuaförde çalışıyorum. O gün akşam vakti geldi, işyerinin camlarını kırdı. Elinde silah, beni zorla çıkarıp bir arabaya bindirdi. Arabada arkadaşları da var. Kimse korkudan bir şey yapamıyor. Beni ablasının evine götürüyor. Zaten annesi akıl vermiş. "Oğlum vermiyorlarsa kaçır, birkaç gün sonra ortaya çıkarsınız, artık iş işten geçti diye verirler kızı" demiş. Ne zaman kaçırıyor sizi? "Ben kaçırıldıktan iki gün sonra abim trafik kazasında öldü" Ablasının evinde defalarca tecavüz ediyor bana, "Evleneceğim seninle" diyor. Yıkılıyorum. Okumadım ben ilkokuldan sonra. İmkanımız yoktu. Hayalim iyi bir yuva kurmaktı sadece. Ama şimdi adamın biri bana tecavüz ediyor. Üç çocuk babası bir adam. Nasıl anlatayım size yaşadıklarımı... Sonra? İki gün. Ben eve dönmeyince ailem polise gidiyor. Bunlardan şüphelendiklerini söylüyor ama aile "Bizim haberimiz yok" deyince bizi bulamıyorlar. Daha doğrusu ilgilenmiyorlar. Kaçırıldıktan iki gün sonra abim trafik kazasında ölüyor. O zaman beni geri götürmek zorunda kalıyor. Cenaze var. Annem benim durumuma mı üzülsün, abime mi? Durum ortada. Kızlığım gitti, hayatım gitti, canımdan bir parça gitti. Bekaretimi kaybetmişim. Ne kadar kalıyorsunuz orada? Benim ailemde bekaret önemli. Şimdi birini sevsem, o da beni sevse, ben durumumu tam olarak nasıl açıklarım? Açıklayamam. Yanlış anlar. Artık evlenemem de zaten. Aslında abimin trafik kazasında öldüğüne şükrediyorum. Çünkü ya onlar abimi öldürecekti ya abim onları öldürecekti. Böyle tertemiz öldüğü için yine de içim rahat. Ailenizde ne kadar önemli bu? "Çok zor bir durum, bu bebek doğmadığı için şükrediyorum" O olaydan sonra artık ailemi de tehdit ederek beni kendi ailesinin yanına alıyor. Ailem aslında kabullenmiyor ama yapacak bir şey yok. Ablama bıçak bile çekiyor itiraz etti diye. O bir ay boyunca da tecavüze uğruyorum ve dayak yiyorum. Annem gelip ara sıra beni görüyor. Benim anneme gitmeme, onunla yalnız görüşmeme izin verilmiyor. Ama asıl olay ben hamile kalınca yaşanıyor. Peki. Sonra ne oldu? İşkenceyi ne zaman gördünüz? O bir ayın sonunda kanamam olunca hastaneye götürdüler beni. Hiç kimseye bir şey söylemememi tembihlediler. Hamile olduğum anlaşıldı. Risk olduğu için çocuğun alınması gerekiyordu. Devlet hastanesi yaşım tutmadığı, nikah da olmadığı için yapmadı. Özel hastaneye götürüyorlar beni. Onlar kürtaj olmamı istemiyor. Beni suçluyorlar. Hamile de mi kalıyorsunuz? Bunu bilmiyordum. "Bilerek, doğurmamak için çocuğu düşürmeye çalıştın" diyorlar. Ben hamile olduğumu bile bilmiyorum ki. Çok zor bir durum. Hamileyim ama çocuğumu istemiyorum. Kendi çocuğumu istemediğim için suçlu hissediyorum ama bu bebek tecavüze uğradığım için karnımda. "Allahım bu çocuk doğsa ne yaparım?" diye düşündüm. Bu adamın çocuğunu istemem diye düşündüm ama doğsaydı da evladıma kıyamazdım. Yine bakmaya çalışırdım. Tecavüz bile olsa çocuğum çocuğumdur. Ama kötü bir duygu. İnsanın aklından geçiyor bütün bu düşünceler. İyi ki doğmadı diye şükrediyorum. Niye? "Polis beni aileme teslim etti ama ikinci defa kaçırıldım" Ben bunları düşünürken doktor tehlikeli diye kürtajı yapıyor. Üzerimde darp izleri de var. Arasalar polisi belki tutuklayacaklar adamı. Ama hastane ilgilenmiyor. Kürtajı yapıp paralarını aldılar, tamam. Taburcu oldum, eve gittik. Eve gidince asıl eziyetler başladı. Annem bunları duyunca polise gidiyor. Polis gelip beni alıyor ama beni tehdit ediyorlar, zaten adam gasptan aranıyormuş. "Tecavüzden bahsedersen seni öldürürüz" diye. Korkudan polise onların ezberlettiği ifadeyi veriyorum. Beni aileme teslim ediyorlar. Onu da arayacaklarını söylüyorlar. Sonra? Hayır. Annemler beni ablamın Avcılardaki evine saklıyorlar. Bulunuyor mu? Evet. Kurtulduğumu düşündüm. Ama bitmiyor. Bir ay sonra "Ben Fatmasız yapamam" diye krizler geçiriyor. Kaldığım adresi buluyor. Evden çıktığım anda da zaten ikinci kez kaçırılıyorum. Hem de asıl işkenceyi o zaman yaşıyorum. Kabus bitti zannediyorsunuz! "Gazeteler beni haber yapmasa bu adam yakalanamazdı" O gece yine çok içmişti. Beni feci dövdü, sonra sızdı. Bağlamayı unutmuştu. Kapıyı demirle sıkıştırıyordu açmamam için. Sızmasını fırsat bilip o demiri açtım. "Allahım" dedim, "yardım et". Ümidimi kesmiştim. Kesin burada öleceğim diyordum. Ayaklarımın altı şişti ama Allah bana o an bir güç verdi. Evden çıktım koşmaya başladım. Caddeye kadar koştum. Caddede bir polis ekibi gördüm. Beni aldılar hastaneye götürdüler. Serum ve dört ünite kan verdiler. Zaten ondan sonra 20 gün hastanede kaldım. Kafamdan ameliyat oldum. Polislere olanları anlattım. Ama adam yine kaçtığı için yine yakalanmadı. Gazeteciler sayesinde kurtuldum aslında. Nasıl kurtuldunuz peki siz? Bir komşumuz tavsiye etti. Dedi ki gazetecileri arayın, bunun başka çaresi yok. Annem gazetecileri aradı. Gazeteciler haber yapınca bu adam yakalandı, tutuklandı. Gazeteciler olmasa o insan yakalanamazdı. Çünkü kimse ilgilenmiyordu. Yoksa bu adam hastaneden çıkar çıkmaz yine kaçıracaktı beni, belki bu sefer öldürecekti. Ama hâlâ baskı altındayım. Ailesi, mahkemede tecavüze uğramadığımı, işkence gördüğümü söylememem için tehdit telefonları açıyor. "Ona içeride bir şey olursa ailenizden kimseyi yaşatmayız" diyorlar. Ama ben artık ölümü bile göze aldım. İfademi değiştirmeyeceğim hiçbir şekilde. En büyük korkum af çıkıp serbest kalması. Nasıl? "Soba maşasıyla vücudumu dağladı, baltayla vurup her yerimi kesti" Beni yine bir eve getiriyor. Bu sefer yalnızız evde. İşkence yapmaya başlıyor. İçiyor, esrar çekiyor ve bana tecavüz ediyor. Kızdırdığı soba maşasıyla göğüs uçlarımı, cinsel organımı dağlıyor. Ellerimi ayaklarımı arkadan bağlıyor, ellerimi de ayaklarıma bağlıyor. Üzerimde sigara söndürüyor. Kulağımı, kollarımı ısırıyor, baltayla, döner bıçağıyla vurup vücudumu kesiyor. (Balta izini, kafasındaki yarıkları gösteriyor). Arandığı için çalışmıyor da. Bana "Kaportacıyım" diyor ama hırsız. İşi bu. O yüzden hep evde. Ayak tırnaklarımı çekiyor. İşkence yaparken yastığı da ağzıma kapatıyordu ki sesim çıkmasın. Bazen bayılıyorum. Ailesi bunları biliyor ama karı-kocanın arasına girilmez diye karışmıyorlar. Annem de artık polise bile gitmeye korkar olmuş. Beni göstermiyorlardı ki gördüğüm işkenceleri anlamasın. Size nasıl işkence yaptı? Bir gün yüzüm gözüm o kadar şişti ki çözdü beni. O da içkili, uyuyor. Ev ikinci kattaydı. Sakatlanmayı göze alıp pencereden atladım. Koşmaya başladım. Ama fark etti ve sokağa fırladı, yolda yakaladı beni. Eve döndük, öldüresiye dövdü yine. Üç ay o evde işkence görerek yaşadım. Kaçmaya çalıştınız mı? "Ben de seni seviyorum, kaçmayacağım diye kandırmaya çalıştım" Sevmiş olabilir ama mantık olarak da seven insan böyle yapmazdı bence. Bir ara onu "Ben de seni seviyorum. Kaçmayacağım, mutlu olacağız" diye kandırmaya çalıştım. Bana güvenirse, belki biraz serbest bırakır, kaçarım diye düşündüm ama inanmadı. En tuhafı bütün bunlar şehrin göbeğinde oluyor. Sizce o adam sizi sevmiş olabilir mi? Evet. Serbest kalmaması. Başka hiçbir beklentim yok. Cinsellikten tiksiniyorum. Ne evlenirim ne de çocuk sahibi olurum. Erkeklere hiç güvenmiyorum. Hayattan bir beklentiniz var mı?