Pazar Alternatif seçim sandıkları

Alternatif seçim sandıkları

17.06.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ünlü ressam, karikatürist ve tasarımcılara "Nasıl bir seçim sandığı veya oy verme projesi hayal ediyorsunuz?" diye sorduk. "Yine aynı sandıklara oy atacağız" şikayetleri bitsin diye...

Alternatif seçim sandıkları

axpaz011.jpg 22 Temmuz Pazar günü seçmenler oy vermek için sandık başına gidecek. Karşılarına her zaman gördükleri sandıklar çıkacak. Biz de bu durumu vesile edip ünlü ressam, karikatürist ve tasarımcılara seçmenin düşüncelerinin tercümanı olmaları için şu soruyu yönelttik: "Size bir şans verseler, nasıl bir seçim sandığı veya oy verme projesi hayal ediyorsunuz?" Kimi sandığın biçimiyle oynadı, kimi "tüm oy verme işlemini" değiştirdi. Malum 22 Temmuz'a çok az kaldı. Genel seçim arifesinde tüm siyasi partiler listelerini oluşturdu, kampanyalarını hazırladı, seçim şarkılarıyla birlikte sloganlarını yazdı. Gündemin üst sıralarında artık hep seçim var. "Sandıkların anlamı nedir?" Bu projede seçim ve onun simgesi olan oy sandığı aracılığıyla gerçekte neyi seçtiğimizi sorguluyorum. Seçen ve seçilen açısından oy sandıkları ne anlama geliyor?: Var olma savaşı mı, statü edinme savaşı mı? Ekmek sorunu mu? Pasta sorunu mu? Bu sorunların içinde gelecek ve yeni bir dünya düşünün payı var mı? Amacım bu sorularla seçim sandığının alanını ve anlamını büyütmek. "Seçim sandığı buz bir küp olarak üretilecek" Seçim sandığı buz bir küp olarak tasarlanıp üretilecek, tankerlerle getirilen her siyasi partinin farklı renklerdeki balıkları kendi seçmenleri tarafından küçük kepçelerle alınıp sandığa bırakılacak. Sandığın altındaki delikli buz katmanı büyük balıklardan çekinen küçük balıklar için bir sığınak olacak, ancak yine de işe yaramayabilecek. Sonuçlar için toplayıcı kepçe üstteki balıkları seçerek alacak, barajda kalan balıklar ise sandığın erimesini takiben meşum kaderlerine terk edilecek. Eğer işler iyi gitmez, sandık sonuçların alınmasından önce erirse değişik renklerdeki tüm balıklar ölecek. Bu durumda farklı partilere ait farklı renkli balıklar kendi mezarlarına konmalı, olay her yıl anılarak sıfır toplamlı oyunlardan nasıl kaçınılması gerektiği hatırlanabilmeli. "Kişi kendi kafasına uygun olanı seçer" İnsan en içten ve en cazip şekilde kime oy verir? Tabii ki kendisine. Ayrıca kendi kafasındakine, kendi kafasına yakın olana değil mi? "Sifonu çekmezseniz şikayet etme hakkınız kalmaz" 1987'de siyaset ve sanatı buluşturduğum ilk "kavramsal-dadaist" işimin adı "Ünlü Demokrasinin Kutusu"ydu. Büyük gürültü koparmıştı. Özal döneminde özgürlüğe kavuşmak için bir metrekarelik bir odaya hapis olarak bunu gerçekleştirebilen bir kuşağın nabzını yansıtıyordu. Odanın içinde Türk demokrasisinin kaldıramadığı pornografik resimler ve ağır siyasi karikatürler vardı. Ayrıca bir tuvalet çizimi ve gerçek telefon mevcuttu. İçeri girenler duvarlara istediklerini yazıyor, hatta içeride seviştiklerinde bunun da mesajını bırakıyorlardı.Bu yeni çizdiğim kutu da demokrasinin taşıdığı gerginliklerin bir başka yansıması. Ülkenin tüm seçmenlerine sorumluluklarını hatırlatıyor. Bu seçime katılıp size göre gereğini yapmazsanız hiçbir şeyden şikayet etme hakkınız yok. Ya sifonu çekin yani oyunuzu kullanın ya da hiçbir pis kokudan veya terslikten rahatsız olduğunuzu söylemeyin. Bugün bu seçimde "Ben kararsızım", "Oy kullanmıyorum" demenin Türkiye'nin bu çok kritik döneminde yapılabilecek en büyük ihanet ve sorumsuzluk olduğunu düşünüyorum. Seçim sandığı yerine "oy kumbarası" Seçim sandığı, yerine "oy kumbarası" kavramı kullanılarak oy kullanmanın değerini vurgulamak amaçlandı. Zarfların atıldığı yuvaya yerleştirilen sensör sayesinde Yüksek Seçim Kurulu'nda bulunan ana bilgisayara sinyal gönderilir. Zarf giriş bölümündeki sensör sayesinde atılan her zarfı sayarak elektronik ortama aktaran ve bir ekran aracılığı ile gösteren kumbara, sandıklar açıldığında oy çalınmasını veya kaybolmasını engeller.