Pazar Aşığım, o halde sağlıklıyım!

Aşığım, o halde sağlıklıyım!

29.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yeni bilimsel araştırmaların sonucu: Aşık olun, katıla katıla gülün ve başa çıkamayacağınız öfkelere sakın kapılmayın. Mutluluğun ve sağlığın sihirli formüllerinden biri bu

Aşığım, o halde sağlıklıyım

Michigan Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, sabırsızlık ve endişeyle birlikte ortaya çıkan öfkenin bağışıklık sistemini etkilediğini kanıtlamış. Böyle bir durumda bağışıklık sistemi baskı altında olduğu için vücut mikrop kapmaya daha yatkın oluyormuş. Uzun sürmüş grip nedeniyle evden çıkamadığımda aklıma takıldı. "Acaba bağışıklık sistemimi zayıflatan şey nedir?" diye. Hasta yatağımda dergilerimi karıştırırken, ruh halimizle sağlığımız arasındaki bağlantıyı araştıran bir makalede kısmen de olsa buldum bunun yanıtını. Aklıma geldi haliyle: Son haftalarda yapmak istediğim röportajları yapamamaktan, oradan oraya koşturup haber çıkaramamaktan duyduğum endişe ve öfke beni yatağa seren gribe yol açmış olabilir mi?Çaresizlik ve öfke duygusunu mutlaka bilirsiniz. Böyle duygularla boğuşurken meğer bağışıklık sistemimiz hem de gizlice küçük sürprizler hazırlıyormuş bize. Söz konusu araştırmada başka ilginç bilgiler de vardı. Örneğin, sevgilinizle yapacağınız yarım saatlik bir ağız dalaşının vücudunuzun kendi kendini iyileştirme sürecini bir gün uzattığını öğrendim. Devamlı tartışan çiftlerdenseniz bu sürenin her seferinde iki katına çıktığını da...Ohio Devlet Üniversitesi'nde yapılan bir başka araştırmada da, ciltlerine yapay sivilceler kondurulmuş olan kavgalı çiftlerden, derin üzüntü ve kızgınlık yaratan tartışmalarını ayrıntılarıyla anlatmaları istenmiş. Sonuç şu: Yapay sivilcelerin geçmesi normalden uzun zaman almış. Araştırmacılara göre, bunun nedeni vücutta iltihaplanmaya yol açan cytokine adlı bağışıklık moleküllerinin fazlalaşması. Cytokine'in vücutta sürekli bulunması ise şeker, kalp ve kanser gibi hastalıklara neden oluyor. Bağışıklık sisteminin küçük sürprizleri Kavga etmek gibi sürekli stres altında olmak da sağlık için pek iyi görünmüyor. Stanford Üniversitesi Biyoloji Bilimleri Fakültesi'nden Robert Sapolsky kronik stres altında olan kişilerin kalp damar ve şeker hastalıklarına yakalanma risklerinin yüksek olduğunu söylüyor. Bir başka sağlık düşmanı da kıskançlık duygusu. İnsan duyguları içinde kıskançlık en çok acı veren, en kuvvetli ve kontrolü zor olanlardan biri. Erkekler daha ziyade cinsel rekabet sezdiklerinde kıskançlık duygusuna kapılırken, kadınlarınki duygusal ihanet şüphesiyle ortaya çıkıyor. Londralı aile doktoru Jane Flemming kıskançlığın, korku, stres ve kızgınlık duygularının girift bir karışımı olduğunu söylüyor. Bu da kişide kuvvetli bir "karşı koy" veya "kaç" tepkisine yol açıyor. Flemming'e göre, kıskançlık krizine yakalanmış birisi yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı, yüksek adrenalin seviyesi, hastalıklara karşı düşük bağışıklık, endişe ve belki de uykusuzluk gibi belirtilerle mücadele etme durumunda kalıyor.Sağlık için kötü olan şeyleri art arda sıraladık. Şimdi sıra hangi ruh durumunun sağlığımıza ilaç gibi geldiğinde. Peşinen söyleyeyim ki en iyisi aşık olmak. Aşık olmak, sevildiğimizi bilmek vücudumuz ve zihnimiz üzerinde sakinleştirici bir etkiye sahipmiş. Kötü haber şu: Bu güzel duyguların etkisi ancak bir yıl kadar sürüyor. Bu sürenin ardından sevdiğinizle ilgili gerçekleri görmek, onlarla mücadele etmek sakinleştirici etkileri yok ediyor. Şimdi gel de gömlek değiştirir gibi sevgili değiştirenlere hak verme. Demek ki, çapkınlık filan bir yana bilinçaltında yatan şey sağlıklı kalmakmış.Katılarak gülmek kalbe faydalıSık sık aşık olanlardan değilseniz, sizin için en iyisi fırsatını buldukça gülmek. Kaliforniya Üniversitesi'nden bilim adamları gülmenin gergin kasları gevşettiğini, strese neden olan hormonların çoğalmasını engellediğini, tansiyonu düşürdüğünü ve kanın daha fazla oksijen taşımasına yol açtığını ortaya çıkarmış. İçten ve şöyle dolu dolu gülmek aynı zamanda kalori yakıyor. Çünkü gülerken vücudumuzdaki kasların 400'ünü hareket ettiriyoruz. Kıskançlık duygusu bir sağlık düşmanı Gülmenin karşıtı ne? Ağlamak elbette. Ağladığımız zaman bazı olumsuz maddeleri dışarı attığımızı biliyor muydunuz? Gözyaşıyla dışarı atılan bu zararlı maddelerin gitmesiyle vücutta tansiyonun, kalp atışının düştüğünü, beyin dalgalarının uyum içine girdiğini söyleyen Amerikalı biyokimyacı Dr. William Frey, duygusal sebeplerle ağlamayı, vücudun kendini bu zararlı kimyasal maddelerden koruma yöntemi olarak tanımlıyor. Aşık olmak, gülmek, ağlamak ve sarılmak... Kaliforniya Üniversitesi'nin psikoloji profesörlerinden Dr. Hyla Cass'a göre birbirimize sarılmak, yakın olmak isteğini yaratan oxytocin hormonu, yaşlanmaya ve strese karşı koyan başka bir hormon olan DHEA'nın (vücutta hücre yenilenmesi için gerekli olan hormon) salgılanmasını sağlıyor. Sevildiğimiz, minnet duygusu duyduğumuz ve birilerine yakın hissetiğimiz anlarda kalp oxytocin hormonunu salgılıyor, bu da dokulara giden oksijen seviyesini artırıyor. Dokulara giden oksijen fazlalaştıkça iyileşme süreci kısalıyor. Dr. Cass şükran duygusunun kalp ve beyindeki elektrik akımlarını dengelediğini, böylece organların daha düzgün çalıştığını da sözlerine ekliyor. Uzun lafın kısası, aşık olun, katıla katıla gülün ve başa çıkamayacağınız öfkelere sakın kapılmayın. Mutluluğun ve sağlığın sihirli formüllerinden biri bu. Gözyaşları zararlı maddeleri atıyor