Pazar Büyüyünce "dansöz" olmak istiyor

Büyüyünce "dansöz" olmak istiyor

24.09.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Büyüyünce dansöz olmak istiyor

yural@milliyet.com.tr * * *Her kuşakta çocukların ilgisini çeken meslekler vardır. Burada, giysilerin üstünde taşıdıkları donanımların, kullandıkları araçların çocukların üzerindeki etkisi büyüktür. Bu yüzden, özellikle erkek çocuklar askerlik, polislik, kaptanlık gibi meslekleri seçerler. Öğretmenlik, ister kız ister erkek olsun, bütün çocukların büyüyünce olmak istedikleri mesleklerin en başında gelir. Gelirdi, demek daha doğru. Çünkü, yukarıda saydığım mesleklerin pek çoğu bugünkü çocukların seçimleri arasında yer almıyor.* * *Bizdeki okul öncesi çocuk kitapları arasında pek örnekleri olmasa da Batı dünyasında, "Büyüyünce Ne Olacağım?", "Hangi Mesleği Seçsem?", "Acaba Ne Olsam?"; hatta bu konu öylesine çeşitlenmiştir ki, Child's Play adlı bir İngiliz yayınevi "Ne Olsam?" serisi başlığı altında "Hangi Yiyecek Olsam, Hangi Hayvan Olsam, Doğum Günümde Kim Olsam, Mesleklerde Ne Olsam?" diye bir dizi kitap yayımlamıştır. Çocukları yönlendirdiği meslekler arasında aşçılıktan tutun da astronotluk, doktorluk, sağlık memurluğu, itfaiyecilik, tamircilik, bahçıvanlık gibi pek çok meslek yer alır.* * *Geçen yıl gezdiğim yuva ve okul öncesi eğitim okullarında çocukların, "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" sorusuna verdikleri yanıtlar oldukça ilginçti. Çocukların yüzde 70'i futbolcu, televizyon spikeri, talk showcu, manken, şarkıcı, dizi oyuncusu, sinema sanatçısı, asker ve polis olmak istiyordu. Öğretmen olmak isteyenler yine çoğunluktaydı. Bu yıl, bu göstergenin içine mankenliğin yanı sıra otomobil yarışçısı, dansöz, leydi olmak isteyenler katılmış. * * *Televizyon, çocukları olumsuz anlamda çok etkiliyor. Özellikle reyting kaygısıyla yapılan yarışmalar. Tabii yetişkinleri onlardan da daha fazla. Geçtiğimiz gün bir yarışma programında, "Torunum dansöz yarışmasında son üç finalistin arasına girdi!" diye bir anneanne sevincinden hüngür hüngür ağlıyordu. Bunu, dansözlüğü veya dansözleri küçük gördüğüm için söylemiyorum. Kaldı ki, jüri üyeleri de bazı yarışmacılara, "Üniversiteyi bitirmelisin, ondan sonra bu mesleği yapmalısın!" diye önerilerde bulundular. Benim kaygılarımı onlar da bir biçimde dile getirdiler. Bu öylesine özendiriciydi ki, erkekler bile bu yarışmaya katılmıştı. Hatta "zenne" olarak bir de gösteri sundular. Baş zennenin ödüller almış, mesleğinde başarılı biri olduğu da özellikle vurgulandı. Sizce, çocuklarımızı zenne olmaya özendirmeli miyiz? * * *Siz diyebilirsiniz ki, "Çocuklar bu dizileri izlemesinler, anne-babalar bu dizileri izletmesinler, çocuklarımızı bunlardan koruyalım!" Peki gençlerimizi nasıl koruyacağız? Onlara yaşamda başarılı olmanın; kolay para kazanmanın, ünlü ve mutlu yaşamanın yolunun bu örneklerden geçtiğini gösterirsek, onlar da doktor, mimar, mühendis, öğretmen, kaptan, hukukçu, ziraatçı, bilim adamı, gazeteci olurlar mı? Elbette istemezler ve olmazlar. Onlara göre, bu meslekleri yaparlarsa aç kalırlar. * * *Başka bir yazımda da kullanmıştım, "Cosmos"un yazarı, geçmişte TRT'de bilim dizileri de yayınlanan ünlü bilim adamı ve yazar Carl Segan, astronom olduğu gün babasının kendisine şöyle söylediğini yazmıştı: "Oğlum, keşke astronom olacağına astrolog olsaydın. Hem çok para kazanır hem de herkesin tanıdığı bir adam olurdun. Şimdi sen bu meslekle aç kalırsın!" Artık başarının yalnızca ünlü olmak ve çok para kazanmakla ölçüldüğü dünyamızda, çocuklarımızı iyi mesleklere nasıl yönelteceğimizi başta siz anne-babalar düşünün. * * *Her zaman, okul öncesi çocuklara dergi ve kitap satmanın güçlüğünü yaşamaşımdır. Çünkü harçlıkları olmayan ve okula gitmeyen bu yaş çocukları için dergi ve kitap ebeveynler tarafından seçilip alınır. Bu yüzden okul öncesi yayıncıları her zaman öncelikle anne-babaların eğitilmeleri gerektiğini savunurlar. Peki anne-babaları kim eğitecek? Kendilerini televizyondaki yarışma programlarından alamayan popüler kültürün kurbanı olmuş eğitimci, yazar, sözde aydınlar mı?.. Çocukların meslek seçimleri küçük yaşlarda başlar. Bu olgunun yerleşmesinde ebeveynlerin ve çevrenin çok büyük etkisi vardır. Çünkü çocuklara sorulan, "Anneni mi, babanı mı çok seviyorsun?" sorusunun ardından gelen ve değişmeyen ikinci soru hep, "Büyüyünce ne olmak istiyorsun"dur. Bu konuda en az üç-beş yazı yazdığımı anımsıyorum.