Pazar Hattat hocanın ölümü

Hattat hocanın ölümü

29.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Geçen hafta kaybettiğimiz Profesör Ali Alparslan bu yüzyılın en önemli hattatı ve Osmanlıca metinler hocasıydı

Hattat hocanın ölümü

İyi eğitim görmek için zengin olmak da şart değil. Trakya'nın Çorlu kasabasında doğan bu çocuk, yani geleceğin profesörü Ali Alparslan çocuk yaşta babasını da kaybetti. Daha sonra dayısı ve annesi ile Üsküdar'a taşındı. Haydarpaşa Lisesi'nde okudu; Üsküdar toprağında büyüyen ve edebi kültürü yüksek bu lisede yetişen genç dört bir tarafta karşılaştığı sebilleri, Karacaahmet Mezarlığı ve cami hazirelerindeki her biri sanat eseri olan şahideleri (mezar taşları) ve kitabeleri gözleyerek yaşadı. Merak ettiği bu güzel yazıyı, okul kitaplığında eline geçen Melek Celal'in "Reisülhattatin Kamil Akdik" adlı eserinde hatmettikten sonra bir daha başını bu şaheserlerden kaldıramadı. Çorlu'da 1923'te doğmuş. Fakat nüfus kaydı birçok yurttaşımız gibi geç alındığından 1925 görünüyor. Cumhuriyet ile yaşıt bu Türk bilgini, son asrın en önemli hattatı ve Osmanlıca metinler hocasıydı; demek ki Osmanlıcayı bilmek için Arap harfleri kullanılan ortamın içinde yetişmek şart değilmiş. Biraz gayret ve coğrafi sınırları aşan bir düzey ve bilinç, bütün uygar dünyanın aydınları gibi mazi ile muhakkak bir ilgi kurmanın gereğine inanmak yetiyor. Haydarpaşa Lisesi'nde hocası olan asrın büyük hattatı Necmettin Okyay'a müracaat ederek, hatt sanatını meşk etmek istedi. Kendisinden sonra bu sanata gönül veren ve aynı hocaya intisap eden ikinci Haydarpaşa Liseli sayın Uğur Derman'dır. Hatt sanatı bazılarının sandığının aksine yeterli bir edebiyat bilgisi ister. Haydarpaşa Lisesi ünlü edip ve şair hocaların okuluydu. Merhum Mahir İz bu gençleri yetiştirmekte emeği geçen bir hocaydı.Ali Alparslan 1948'de Edebiyat Fakültesi'ne girdi. Fakülte binası o yıllarda Fındıklı'daydı; bu sayede bitişikteki Güzel Sanatlar Akademisi'nde Necmettin Okyay'ın yanında hatt sanatını ilerletti. 1948'de Edebiyat Fakültesi'nden diploma, hocası Necmettin Okyay'dan da hattat icazeti aldı. Bir hattatın icazet alabilmesi için eski bir ünlü hattatı taklit etmesi fakat kendi özgün havasını da verebilmesi şarttır. Beğenilirse bu levhanın altına hocası icazet verdiğini kaydeder. Onun örnek aldığı hattat, meşhur İmad idi.Her ince beğenili edebiyat üstadı gibi İran şiirinin hayranıydı. İran'a gitti, Tahran Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. Dönüşte Dışişleri'nde idari memur oldu, kurye olarak dünyayı gezdi. Bu arada Osmanlı arşivlerinde çalışmıştı, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne geçti, bir müddet sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Edebi Metinler ve Eski Edebiyat kürsüsüne intisab etti. Buradaki üstatları Ali Nihat Tarlan ve Fahir İz iki ayrı dünyaya mensup çelebi öğretmenlerdi. 1992'de emekli olana kadar Edebiyat Fakültesi muhitlerine hatt sanatını ve edebiyatı sevdirdi. İran'da tahsil yaptı, Oxford ve Chicago üniversitelerinde Osmanlıca öğretti; garpla şarkı tanıyan aydın bir Türktü. İran şiirinin hayranıydı 25 Ocak Çarşamba günü İstanbul'un edib ve hattatlarından oluşan kalabalık bir grup, hocalarını Fatih Camii'nin avlusundan Karacaahmet Mezarlığı'na uğurladı. Kar yağışından ağarmış gökkubbenin altında fırtınaya direnen servilerin dibine defnedildi. Edebiyat Fakültesi'nin mütevazı, bilgili ve sanatkar hocası; Türklerin Arap harflerini hatta her alfabeyi en güzel biçimde yazacak kabiliyetli bir ulus olduğunun abidesidir.Arap harflerinin kullanılmadığı bir dönemde imparatorluk bürosunun bürokratlarına kapalı kalan, celi divani dediğimiz hatt üslubunu hayata geçirdi ve sevdirdi. Yazılışı itibarıyla divaninin satır altından yukarıya çekimi zordur ve sadece imparatorluk kitabet bölümü olan Divan-ı Hümayun kalemlerinde ustalıkla kullanılırdı.II. Meşrutiyet'te bu hattı öğretmeye başlayan muhterem hattat, son Divan-ı Hümayun memuru ve Profesör Ali Alparslan'ın hocası olan ve icazet veren Halim Özyazıcı'dır. Osmanlı kançılaryasında divani yazı ve maliye memurlarının kullandığı siyakat yazı türlerini ofisin dışında hatt sanatında kullanmayacaklarına dair memurlara yemin ettirildiğini Uğur Derman ve İbn-ül Emin Mahmut Kemal yazıyor. Böyle özgün yazılar bürokrasinin gizlilik ve imtiyaz alametiydi. Halim efendiden bu hattı öğrenerek yaşamasını sağlayan Ali Alparslan hoca, hatt sanatının Türkiye'de yeniden dirilmesinin öncüsü, mütevazı ve muhteşem bir hocaydı. Biz bu yazıyı seviyoruz. Seslileri bol dilimiz için uygun olmasa ve kullanmasak da öğrenenler çok arttı. Yeniden getirmek için değil; arkamızdaki 1000 yıllık mirası değerlendirmek için bu yazıyı sevmek ve tanımak zorundayız. Yeniden dirilişin öncüsü