Pazar Her haliyle Fazıl Say...

Her haliyle Fazıl Say...

21.04.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan ismi, Twitter’da dini değerleri aşağılamaktan 10 ay hapis cezası alan Fazıl Say’dı. Say daha önce de pek çok kez başarılarıyla olduğu kadar iddialı açıklamaları ve hakkında açılan davalarla gündeme gelmişti. İşte müzik eğitimi, eserleri, ödülleri, polemikleri, davaları ve özel hayatıyla Fazıl Say...

Her haliyle Fazıl Say...

Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say’a, Twitter’dan paylaştığı ifadeler nedeniyle yaklaşık bir yıl önce açılan dava geçtiğimiz hafta sonuçlandı. Ali Emre Bukağılı, Turan Gümüş ve Orkun Şimşek, Say’dan, Twitter üzerinden yazdığı ve başkalarından alıntı yaptığı yazılarda “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağıladığı” suçlamasıyla şikayetçi olmuşlardı.
Say, savunmasında bunları kendisinin yazdığını, yazılanların çoğunun alıntı olduğunu, hiçbirinde aşağılama ve hakaret kastı bulunmadığını, amacının bir sanatçı ve birey olarak düşüncelerini Twitter’dan kendisini takip edenlerle paylaşmak olduğunu belirtti.
Say, davadan sonra konserleriyle ilgili bilgiler dışında Facebook’tan ya da Twitter’dan kişisel şeyler paylaşmamaya özen gösterdi. Öte yandan Türkiye ve yurt dışı konserlerine tam gaz devam etti.
40. İstanbul Müzik Festivali’nde “Başyapıtım” dediği “Mezopotamya Senfonisi”nin prömiyerini gerçekleştirdi. Aralıkta “İstanbul Senfonisi ve Hezarfen Ney Konçertosu” isimli albümünü çıkardı.

#benidefazılsay tweet’leri
Mahkeme Say’a 10 ay hapis cezası verdi ve 5 yıl denetimli serbestlik şartı konularak cezayı ertedi. Say aynı suçtan beş yıl içinde tekrar ceza alırsa iki ceza birlikte uygulanacak. Say kararla ilgili “Yurdum adına çok üzgünüm. İfade özgürlüğü açısından hayal kırıklığına uğradım” dedi.
Ünlü piyaniste destek vermek amacıyla Twitter’da #benidefazılsay ibaresiyle tweet’ler atıldı. Say için başlatılan imza kampanyasına 48 saatte 1111 kişi destek verdi. ifadeozgurlugu.com sitesi 12 Mayıs 2013, 15.00’te, İstiklal Caddesi’nde bir destek yürüyüşü yapılacağını duyurdu.

Haberin Devamı

DAVA KONUSU OLAN TWEET’LER
Aşağıdaki tweet’lerden ilk ikisi Say’ın alıntıladığı (retweet ettiği) tweet’ler. İkinci tweet’in Ömer Hayyam’ın rubailerinden biri olduğu iddia edildi.
* “Bilmem fark ettiniz mi nerde yavşak, adi, magazinci, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı...
Bu bir paradoks mu?”
* “Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun, cennet ala meyhane midir? Her mümine iki huri vereceğim diyorsun, cenneti ala kerhane midir?”
* “Tanrı, uğruna yaşayacağın bir şey mi? Yoksa hayvanlaşıp öldüreceğin bir şey mi? Bunu da düşün.”
* “Rakı cennette varsa ve cehennemde yoksa ama chivasregal cehennemde var cennette yoksa?
O zaman ne olacak? Asıl önemli olan bu!”
* “Ateistim ve bunu bu kadar rahat söyleyebildiğim için gururluyum.”
* “Müezzin 22 saniyede okudu akşam ezanını yahu. Prestissimmo con fuca! Ne acelen var? Sevgili? Rakı masası?”

NASIL TEPKİLER GELDİ?
Cüneyt Özdemir’den, Ahmet Kekeç’e, Ayşe Arman’a, Taha Akyol’dan Hüseyin Gülerce’ye... Liberal, muhafazakar, hem siyaset hem magazin yazarları Fazıl Say davasından çıkan kararı yazdı. Yaklaşık 50 köşe yazısına konu olan Say hakkında yazanların içinde “Bir süredir iç barışı sağlamaya çalışan ülke olarak anılan Türkiye, bugünden itibaren, dünya çapındaki sanatçısını, bir Twitter mesajı yüzünden cezalandıran ülke olarak yansıtılacak. Fazıl hiçbir şey kaybetmez bundan; asıl kaybeden biziz” diyerek karara karşı çıkan Milliyet yazarı Can Dündar gibi gazetecilerin yanı sıra “Başka bir ülkede olsaydı, çok daha fazla ceza alacağına şüpheniz olmasın” diyerek kararı haklı bulan Milli Gazete yazarı Davut Şahin gibi gazeteciler de var. Ancak en çok ilgiyi karara muhafazakar medyadan yükselen itiraz sesleri çekiyor. Star yazarı Berat Özipek (Say’ın ifadesinden ötürü incindiğini belirterek) “Ama ben incindim diye ifade özgürlüğünü feda etmeye hiç niyetim yok” dedi ve kararın AİHM kriterlerine aykırı olduğunu vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fazıl Say’ın ceza alması sorulması üzerine “Onlarla bizi meşgul etmeyin” derken Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise “Nice komutanların, yargılandığı Türkiye’de Fazıl Say’ın hangi özelliği var ki mahkeme önüne çıkmasın? (...) Sen yaptığın suç teşkil ediyorsa bunun hesabını rahatlıkla vereceksin. Veya ‘Benim yaptığım yanlıştır. Her inançlı insandan, Allahçı diye hakaret ettiğim her Müslüman’dan özür diliyorum’ diyeceksin. Yok öyle, beş kuruşa simit devri geçti” dedi.

YABANCI BASINDA SAY
The New York Times: “Türkiye’de son yıllarda İslam ve Türklük hakkında yorumları nedeniyle
çok sayıda entelektüel, yazar ve sanatçı yargılandı. Orhan Pamuk gibi isimlere açılan davalar Türkiye’nin ifade özgürlüğü ve insan hakları sicilinin sorgulanmasına neden oldu.”
The Guardian: “Say’ın davası Türk hükümetinin ifade özgürlüğü karşısındaki duruşu konusunda endişelerin altını çizdi.”
Financial Times: “Sansüre karşı bir organizasyon olan PEN çok sayıda gazetecinin hapiste bulunduğu son günlerde piyanist Say’ın davasının ifade özgürlüğü konusunda Türkiye için bir test olduğunu açıkladı.”

Haberin Devamı

Atışmaları, polemikleri

“Öpüşelim mi Fazıl?”


* 1998’de bir konserinde cep telefonu çalan izleyiciyi ayağa kaldırıp özür diletti.
* 2007’de “İslamcılar güç kazandı, azınlıkta kaldık. Ülkeden ayrılabilirim” dedi. Say daha sonraki yıllarda da Türkiye’den ayrılmayı düşündüğünü sık sık belirtti.
* 2010’da yaptığı bir açıklamada “Türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum” dedi. Bunun üzerine “Saçmalamış, tedavi görmesi gerekiyor” diyen Hülya Avşar’a açtığı davayı kaybetti. Avşar konuyla ilgili görüşlerini soran gazetecilere “Çok havalanmıştı, havasını söndürdük” açıklamasını yaptıktan sonra “Yalan Dünya”daki Orçun’u taklit ederek “Öpüşelim mi Fazıl? Sen benim bebeğimsin” dedi.
* Aynı konuyla ilgili olarak “Yavşak... Kendisi de sanatçı mı?” gibi ifadeler kullanan Müslüm Gürses’e dava açtı. Ancak daha sonra geçtiğimiz martta hayatını kaybeden Gürses’in cenazesine çelenk gönderdi.
* 2010’da Fenerbahçe’nin Young Boys karşısındaki mağlubiyeti üzerine “Bir haftadır çok fena tutuyorum ama tutamıyorum.
37 yıldır Fenerbahçeliyim. Üç bin nüfuslu İsviçre köy takımına elenme yavşaklığından utanıyorum!” dedi.
* 2010’da Habertürk’e verdiği röportajda Sezen Aksu için “On notasından yedisi kirli. Detone ve kirli olunca da beni bu müziğin, ‘Duygulu’ olduğuna inandıramazsınız” dedi.
* Pek çok kez Cüneyt Özdemir ve Ahmet Hakan’la Twitter’dan atıştı.

Haberin Devamı

Her haliyle Fazıl Say...

Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin 100’üncü yılı vesilesiyle “Fenerbahçe Senfonisi”ni besteledi.

Haberin Devamı

ÖZEL HAYATI

“Magazine düşmüş bir sanatçıyım”

* 1997’de çellist Gülyar Balcı ile evlendi, sekiz yıl sonra ayrıldı. Balcı 2006’da Leyla Umar’a verdiği röportajda “Bence Fazıl hem ülkemizin, hem de benim başıma gelen en güzel şey... (...) Onu o kadar seviyorum ki, bir gün parasız kalsa gidip evini bile temizlerim. Ancak bu, yakın bir akrabama duyduğum sevgi” dedi.
* Boşandıktan sonra Say’la ilgili pek çok aşk dedikodusu çıktı. Bunlardan en yaygın olanında Zuhal Olcay’ın adı geçiyordu. Say’ın eski karısı Balcı bu konuyla ilgili de aynı röportajda “Zuhal Hanım beni arayıp Fazıl’ı abla gibi sevdiğini bilmemi istedi; zaten biliyordum” dedi.
* 13 yaşındaki kızı Kumru geçtiğimiz yıl E+ kategorisinde birinci olarak Türkiye Binicilik Engel Atlama Kupası’nı aldı.
* Büyük bir Fenerbahçe taraftarı olan Say, Fenerbahçe’nin 100’üncü yılı vesilesiyle “Fenerbahçe Senfonisi”ni (2007) besteledi.
* Say’ın Hande Ataizi ile yaklaşık beş ay süren ilişkisi çok konuşuldu. Say, o dönemde Sabah’ta yazan Balçiçek İlter’e verdiği röportajda “Hande yaşam biçimimde değişiklikler yapıyor. Geçenlerde beraberce Milano’ya gidip elbise alışverişi yaptık. (...) Giyinmenin insanlar üzerinde böyle etki bıraktığını bilmezdim” dedi. Say, ilişkilerinin sonlanmasının ardından, 2009’da Milliyet’ten Zeynep Miraç’a verdiği röportajda ise “Ben magazine düşmüş bir sanatçıyım. Düştüm ve kalktım” dedi.

Hande Ataizi ve Fazıl Say, Say’ın evinde Kelebek için Sema Denker’e bir röportaj verdi. Ataizi ilişkileri için “Fazıl, benim en derinimde, şimdiye kadar kimsenin ulaşamadığı birtakım boşlukları doldurdu. Güzel bir enerji alışverişi var aramızda” dedi.

ÇOCUKLUĞU, EĞİTİMİ, ÇALIŞMALARI

Zubin Mehta’nın yönettiği açıkhava konserini 20 bin kişi izlemişti

* 14 Ocak 1970’te Ankara’da doğdu. Yazar ve müzikolog Ahmet Say ile eczacı Gürgün Say’ın oğludur.
* Dudak-damak yarığı olarak bilinen rahatsızlığı nedeniyle zayıf dudak kaslarının gelişmesi için küçük yaşlarda melodika çaldı. Piyanoya 4 yaşında başladı.
* Ankara Devlet Konservatuarı’nda, üstün yetenekli çocuklar için özel statü kapsamında piyano ve kompozisyonu bitirdi. Eğitimini Alman bursuyla Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda sürdürdü. David Levine’in öğrencisi oldu. Konçerto solisti diploması aldı, Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi’nde piyano ve oda müziği öğretmenliğine getirildi.
* Aldığı nişan ve ödüller arasında “Diapason d’Or”, “ECHO Klasik Ödülü”, “Choc de Classic” ve Feridun Zaimoğlu ile birlikte aldığı “Plattino Ödülü” bulunuyor.
* Diskografisinde bulunan albümlerden “Nazım”, “Kara Toprak”, “Harem’de 1001 Gece”, “Pictures” çok büyük ilgi gördü.
* En beğenilen eserleri arasında “Mezopotamya”, “Hezarfen”,
“Alevi Dedeler Rakı Masasında” ve “İstanbul Senfonisi” yer alıyor.
* New Filarmoni, St. Petersburg Filarmoni, Amsterdam Concertgebouw, Viyana Filarmoni, Fransa Ulusal Orkestrası, Tokyo Senfoni gibi orkestralar eşliğinde dünyanın en ünlü şefleriyle konserler verdi. 2007 Floransa Festivali’nin kapanış konserinde Zubin Mehta’nın yönettiği Floransa Orkestrası ile 20 bin kişi tarafından izlenen bir açıkhava konseri verdi.
2008’de Avrupa Birliği tarafından kültür elçisi oldu. 2009’da Tokyo’da bir “Fazıl Say Festivali” düzenlendi. Paris’te ve Baden-Baden’de “Fazıl Say Akşamları” organize edildi. 2010-2011 konser sezonu Almanya’da “Fazıl Say Yılı” olarak kutlandı.
* “Uçak Notları”, “Yalnızlık Kederi” ve “Metin Altıok Ağıtı” kitaplarını yazdı.
* Bir süre Milliyet Pazar’da köşe yazıları yazdı.