Pazar Hortum çemberi

Hortum çemberi

03.03.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bizdeki hükümetlerin iktidara gelir gelmez ilk söyledikleri şey "İsrafı, rüşveti önleyeceğiz" olur. İsraftan anladıkları geçmiş iktidarların "tasarruf" etmiş oldukları uçaklar, makam arabalarıdır. Bunun özeti "Ben yiyeyim, sen yeme" değil mi? Buyur ola rüşvet testusuna bu kez de...

Hortum çemberi

Hortum çemberi

Bizdeki hükümetlerin iktidara gelir gelmez ilk söyledikleri şey "İsrafı, rüşveti önleyeceğiz" olur. İsraftan anladıkları geçmiş iktidarların "tasarruf" etmiş oldukları uçaklar, makam arabalarıdır. Bunun özeti "Ben yiyeyim, sen yeme" değil mi? Buyur ola rüşvet testusuna bu kez de...

Testus Borçluyus / AHMET TURHAN ALTINER

16 Şubat’ta Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) açıkladığı "Yolsuzluk Araştırması" medyanın yine gündemindeydi. 3 yıl önce başlayan bu anketin daha önce açıklanan birinci ayağında, ortaya çıkan bulgulara göre kendisine soru yöneltilen kişilerin yüzde 51’i son iki yılda içinde rüşvet verdiklerini ya da böyle bir durumla karşılaştıkları takdirde rüşvet vermeyi kabul edeceklerini ifade ediyordu. 16 Şubat’taki ikinci ayak açıklamasında da iş dünyasında her yüz kişiden 46’sının rüşvet vererek işini gördüğü söylendi. Araştırmacılara göre bu ifadeler toplumun çok büyük bir kesiminin işlerini rüşvet yoluyla çözmeye yöneldiğini açıkça gösteriyordu. Pek çok yazara göre bu araştırmanın sonuçları bilinen gerçeklerin tekrarından başka bir şey değildi. Benim maruzatım ise konunun ele alınışı üzerine.
Rüşvet vereni ve alanı aynı kefeye koyamazsınız. Allah Allah, ikisi de mi mağdur? Halk bu işte mağdur olan taraf, suçlu olan değil. Rüşvet suçu bireyselleştirilecekse, o zaman anket sorularına, "rüşvet-i kelam" denen yağ çekme, "hamili kart yakinimdir" yazılı kartvizit verme, her nevi bahşiş, hırsızın köpeğe attığı kemik ve saire de eklenseydi! Bence rüşveti çift taraflı görerek bu mücadele yapılamaz. Böyle bakmak esas suçluyu hedef tahtasının önünden uzaklaştırmaz mı? Üstelik, hortum varken, yolsuzluk ağı tümüyle yok edilmeden rüşvet ayrı olarak ele alınabilir mi? Rüşvet parça parça götürürken hortum adı üzerinde tümünü götürücü bir tezgah. Devlet bütçesi de bu bütüncül yolsuzluk yüzünden kamilen iflas etmedi mi? Peki, bu araştırmanın amacı yolsuzlukla mücadele değil mi? Bu mantıkla mücadele başarılı olabilir mi?
Bizdeki hükümetlerin adeti değil mi? İktidara gelir gelmez ilk söyledikleri şey daima israfı, ihtikar ve irtikap yani rüşveti önleyeceğiz olur. İsraftan genellikle anladıkları şey geçmiş iktidarların "tasarruf" etmiş olduğu makam arabaları, dışarıya bavul ziyaretleri ve uçaklardır. Bütün bunların özeti "Ben yiyeyim, sen yeme" değil mi? Vurgunculuk, spekülatif kazanç anlamındaki "ihtikar"ın daha anlaşılabilir Türkçesi istifçilik. Halbuki Türkiye’de pek çok işte ihtikar yolu ayan beyan yasallaştırılmış değil midir? Öyleyse hangi ihtikarı önleyecekler? Küçük ölçek semt bakkalının alt kattaki beş on çuvalını mı? Gelelim irtikap yani rüşvete. Bir açıdan en büyük rüşvet, silah, esrar ve kapalı kapılar ardında ithalat ihracat dalaverelerindeki komisyonculuk. Orta boy rüşvet, mafyaya haraç. En küçüğü çeşitli vesilelerle dağıtılan "mavi boncuk" değil mi? Bunların üçünü birden maddiyat ve maneviyatta aynı kefeye koymak adet haline gelmiş, heyhat! Şimdi tek yol, hortum mekanizmalarını kamilen şeffaflaştırmak arzuhalimle buyur ola rüşvet testusuna bu kez de...

1 Rüşvet bitmez tükenmez şikayet konusu. Bu dizeler çok ünlü bir şairin Şikayetname’sinden. "Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler. Eğer ki görünürde itaat eder gibi davrandılar ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler." Peki, şairi bildiniz mi?
a. Neyzen Tevfik
b. Nedim
c. Fuzuli
d. Baki

2 Sözlüklerde "rüşvet"in Arapçadan geldiği yazıyor. Bir iddiaya göre Farsçadan Osmanlıcaya geçmiş bir sözcükmüş. Peki rüşvet yiyene ne deniyormuş?
a. Rüşvethor
b. Cebellezi
c. Hortumcu
d. Kimliği açıklanmayan bürokrat

3 Rüşvet konusu yüzlerce yıldır hep bireysel bir olgu olarak görülmemiş midir? Örneğin: Rüşvetçiler hep resmi dairelerde çöreklenir ve sebeplenirler. İkiye taksim olunurlar. Birincileri rüşveti yalnız kendileri ziftlenirler. İkincileri ise aldıkları rüşvetten nicelere pay verdikçe daha fazla rüşvet alan, "iştahlu, göbeklu, ensolu" debdebeli insan kurdu ademlerdir. Eğer enseleri katmerli değilse berbere gidip kayışa urdururlar. Top namlusu gibi patlıcan dolmasıyla doymaz, iştahlarını bastırmak için deveyi hamuduyla yutarlar. Şimdi, bir tiyatro eseriyle başlıyoruz:
Batak Ese-Efendi, nedir o? Rüşvet mi alıyorsunuz?
Ebüllaklaka-(Batak Ese’ye) Ben öyle şey mi kabul ederim? İstemem (Gizlice Hikmet Efendi’ye) yan cebime ko.
Atak Köse-Gizlice yan cebime ko mu diyorsunuz?
Ebüllaklaka-Hayır yan canibimde durma, git diyorum. Ta ki benden şüphelenmeyesiniz.
Yan cebime ko’lu bu piyesin adı "Şair Evlenmesi". Peki, yazarı kimdir acep?

a. Muhasipzade Celal
b. Kavuklu Hamdi
c. Şinasî
d. Hiçbirî

4 "Han-ı Yağma" adlı çok ünlü bir manzumede rüşvetçi çoğul haldedir. Yağma edilen sofra anlamına gelen ve mürtekipleri yani rüşvet yiyicileri yeren bu eserin en ünlü dizeleri, "Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, doyuncaya, aksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin..." Şairi derhal bildiniz.

a. Mengenli Aşçı İsmail Usta
b. Rıza Tevfik
c. Tevfik Fikret
d. Namık Kemal

5 Padişahlar arasında ilk rüşvet yiyicinin Sultan III. Murat olduğu ve muhasip Şemsi Paşa’dan 40 bin altın rüşvet aldığı iddia ediliyor. Öte yandan Türklerde Selçuklulardan beri devlet büyükleri ve giderek padişahların "peşkiş" adı altında kademe kademe rüşvet yediği rivayet ediliyor. "Peşkeş"in de aynı sözcükten geldiği söyleniyor. Nedir, kestirebilir misiniz acep?
a. Cep
b. Haraç
c. Arpalık
d. Armağan

6 Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra kurtulmak istediği Çandarlı Halil Paşa’yı Bizanslılardan rüşvet aldığı gerekçesiyle boğdurtur. Altınların paşaya nasıl verilmiş olduğu hakkında ilginç bir iddia var. Kestirebilir misiniz, acep?
a. Yan cebine sinsice
b. "Jaguar" postuna sararak
c. Torik balığı içinde
d. Deveye altın suyu içirip armağan etmişler.

7 Federal Almanya’da 1980’lerde bir rüşvet skandalı patlamış ve pek çok Alman politikacıyı sarsmıştı. En büyük kabağın Hıristiyan politikacı Rainer Barzel’in başına patladığı skandalda, bir holdingin partilere milyarlarca mark "seçim yardımı" verdiği karşılığında da iktidara hangisi gelirse gelsin vergi indirimleri istediği ortaya çıkmıştı. Adını kestirebilir misiniz?
a. Profumo
b. Titanik
c. Flick
d. Fik Fik

8 1970’lerin ortalarında Amerikan Lockheed firması uçak ihalelerinde pek çok ülkenin politikacılarına milyonlarca dolar rüşvet yedirdiğini açıklayınca, yer yerinden oynamıştı. Bu ilk global skandal Hollanda’nın Nazi yanlısı prensi Bernhard’ı rezil ettiği gibi Japonya’nın o zamanki güçlü başbakanı Tanaka’nın hükümetini düşürdü. Tanaka sonra ne oldu?
a. Kamikaze
b. Yakuze
c. Dört yıla mahkum oldu, onu da çekmedi.
d. Adamı apar topar götürüp Harvard’da profesör yaptılar.

9 2000 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin olimpiyat oyunlarının Sidney’de yapılmasını garantilemek için Avustralya’dan rüşvet yediği ortaya çıktı. Avustralyalılardan skandala rağmen tıs yoktu, havai fişekler içinde havai biçimde her şeyleri kutlayıp duruyorlardı, öte yandan komite başkanı istifa etmeyeceğim diye tepiniyordu. Kimdi?
a. Kofi Annan
b. Slobodan Milosevic
c. Juan Antonio Samaranch
d. Hiçbiri

10 Türkiye’nin en büyük hortumu nedir?
a. Beyaz enerji
b. Siyah elmas
c. Mavi akım
d. Pembe dizi

11 Yolsuzluğu önleyeceğim derken her zamanki hastalık yani suçun bireyselleştirilmesi hemen ortaya çıkar. Bu işin püf noktası var. Devlette işlenen suçlarda sadece küçük adamlar yakalanıyor ve bu küçük adamların konuşmayışı sayesinde esas büyük suçlular yakalanamıyor. Peki küçük adam neden konuşmuyor?
a. Çünkü, bireysel suçlar örgütlü suçlardan çok daha az cezalandırıldığı için, ilk ağızda yakalanan küçük adam esas büyükleri ifşa etmiyor.
b. Çünkü konuşursa suçu örgütlü suça gireceğinden Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanacak. Büyük ceza alacak.
c. Oysa, "Yalnız ben yaptım" deyince adi yargıyla yargılanıp bireysel suçtan ceza yiyecek. Sonrası malum, af...
d. Hepsi

Yanıtlar: 1) c, 2) a, 3) c, 4) c, 5) d, 6) c, 7) c, 8) c, 9) c, 10) a, 11) d




PAZAR