Pazar Kongre yolunda bir "Türk"

Kongre yolunda bir "Türk"

28.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Demokrat Osman Bengür çok değil yalnızca altı ay sonra ABD Kongresi’ndeki ilk Türk olabilir

Kongre yolunda bir Türk

Kongre yolunda bir "Türk"

Demokrat Osman Bengür çok değil yalnızca altı ay sonra ABD Kongresi’ndeki ilk Türk olabilir

Adı Osman Bengür. Ama ona "Osman" diyeni bulamazsınız. "Oz", yani Amerikan söyleyişiyle "Az" aşağı, "Az" yukarı.
Adının bu kestirme hali, hilalli laleli imparatorluk diyarından koparıp Yeni Dünya’nın sihirli alemine katıyor onu; her Amerikalı çocuğun hayalinde bin bir şekle girip çıkan, Judy Garland’lı müzikaliyle kuşak üstüne kuşak eğlendirmiş "The Wizard of Oz" (Oz Büyücüsü) masalının tılsımına bulaştırıyor. Eh, siyasete atılır atılmaz, yamaçlarda oyalanmak yerine tepelere tırmanmayı kafasına koyan birisine tılsımdan zarar gelmez.
Oz’ın tılsımı, onu yeni yeni tanıyan seçmenleri, henüz pek de yakın işbirliğine girmediği partidaşları ve yavaş yavaş hakkında yazıp çizmeye başlayan Amerikan medyası için sadece adında belki. Yanına yaklaşıp sohbeti biraz koyulaştıranlar ise, Oz’ın hamurunda bir başka tılsım keşfediyorlar. Mayası yıllar önce Türk Cumhuriyeti’nin taze başkenti ile son demlerindeki imparatorluk payitahtında çalınmış, Büyükada’da yoğrulmaya başlanıp Manhattan Adası’nda fırına verilmiş bir hamur bu.
Hikaye 1920’lere uzanıyor. İstanbul’dan mal getirdikten sonra New York’ta kalakalan yakışıklı bir Osmanlı deniz taciri ile Manhattan’ın, o zamanlar şimdikinden çok daha şaşaalı adresi Waldorf Astoria Oteli’nde çalışan güzel Rukiye’nin başgöz edilmesine gidiyor iş. Seksen yıl öncesinin New York’undaki küçücük Türk camiası içinde, görücü usulüyle kotarılan izdivaçtan bir kız çocuğu dünyaya geliyor; adı Nevin.
Doğma büyüme Manhattan’lı Nevin daha 19’undayken, öğrenim için ABD’ye geldikten sonra Princeton’dan iktisat yüksek lisansı alıp New York’ta hocalığa başlamış bir genç adama kaptırıyor gönlünü. Ali ile Nevin 1943’te evleniyorlar.

Oz, Ali ve Nevin Bengür’ün hayattaki dört çocuğundan biri. 53 yaşını göstermeyen, keskin bakışlı, yumuşak yüzlü bir adam. Haliyle tavrıyla tam bir Amerikalı. Washington’da geçen çocukluğunu, basketbol takımı kaptanlığı ile öğrenci konseyi başkanlığını bir arada yürüttüğü lise yıllarını, baba okulu Princeton’da kriminoloji okuduktan sonra aynı dalda yüksek lisans için okyanusu aşıp Cambridge’e gidişini dinlerken, pek de alışık olmadığım bir "Türk-Amerikan" çehresine baktığımı anlıyorum. "Türk oğlu Türk" diye yaklaştığım adam, soyağacının dalları her Amerikalı gibi başka bir memlekete uzanan, kendisiyse tepeden tırnağa buralı birisi.
Ama siyasete balıklama dalmış, ABD Kongresi’nin kapısını zorlamaya aday Osman Bengür’ü herhangi bir Demokrat Partili saymak kolay değil. Bizim için Temsilciler Meclisi yolunda bir "Türk" o. Ama dikkat, tırnak işaretleri arasında bir Türk.
1970’lerden beri Demokratlar ile içli dışlı olan, 1991’den itibaren Atlantik limanı Baltimore’da yatırım bankacılığı yapan Oz, şimdi bir dönüm noktasında. Üç çocuğundan 23 yaşındaki Noah asteğmen bir deniz piyadesi, 19’undaki Dinah üniversite öncesi bir yıllığına Karayip turu atan bir gemide çalışıyor, 12’sindeki Nicholas hızla boy atıyor. "Bir de baktım ki" diyor Oz, "çocuklarım kocaman, hayat geçiyor, artık siyaset zamanı."
"Neyin siyaseti?" deyince yaşlılara, yoksullara bedava sağlık hizmetinden, devlet okullarındaki eğitimin kalitesinden, Baltimore’un çevresini korumaktan söz ediyor bana. Sosyal konularda "liberal", iş savunmaya gelince "muhafazakar" olduğunu söylüyor.
Eylüldeki ön seçimi aşarsa, kasımda Temsilciler Meclisi yarışında Cumhuriyetçi rakibini yenmesinin zor olmayacağını gösteriyor seçim bölgesi istatistikleri. Çok değil, altı ay sonra, ABD Kongresi’ndeki ilk "Türk" olabilir pekala. Ahmet Ertegün, Orhan Taner, Sahir Erozan gibi ABD’yi mesken tutmuş nice başarılı "Türk" dört elle destekliyor onu.
Peki tırnak işaretlerinden hoşlanmayanlara, ABD’de "Türk kanı" taşıyan herkesin birinci vazifesinin Rum-Ermeni lobileriyle dalaşmak olduğuna inananlara derdini nasıl anlatacak?
"Ben Amerikalıyım" diyor Oz, "ailemin etnik mirasıyla övünüyorum ama Türkiye’nin değil, ABD’nin siyasetini yapma yolundayım. Anti-Ermeni, anti-Rum olmam beklenemez. Türk-Ermeni, Türk-Yunan ilişkilerini geçmişin kinlerinden arındırıp ortak geleceğin vaatleriyle beslemek gerektiğine inananlardanım ben."






PAZAR


























Yazarlar