Pazar LGBTİ’lere özel müstakil cezaevi olmalı mı, olmamalı mı?

LGBTİ’lere özel müstakil cezaevi olmalı mı, olmamalı mı?

20.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Suların hiç durulmadığı ülkemizde bu hafta payımıza düşen tartışma konusu LGBTİ’lere özel cezaevi oldu.

LGBTİ’lere özel müstakil cezaevi olmalı mı, olmamalı mı

Tartışma Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, farklı cinsel yönelimleri olan tutuklu ve hükümlüler için devam etmekte olan müstakil bir cezaevi projesinden bahsetmesiyle başladı. Söz konusu projeyi asıl öznelerine sorduk: LGBTİ dernekleri uygulamaya karşı. Cezaevine girmiş LGBTİ birey Rosida “Özel cezaevi açmak yerine Türkiye’deki cezaevi koşulları iyileştirilmeli” diyor

Haberin Devamı

“Bu uygulama LGBTİ mahpusları ailelerinden, çocuklarından ayırır”

Hilal Başak Demirbaş
(SPoD /LGBTİ Mahpuslar Çalışma Grubu)

l Ne yazık ki LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, transeksüel, interseks) bireyler toplumun diğer alanlarında olduğu gibi hapishanelerde de ciddi ayrımcı uygulamalara maruz kalabiliyor. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CISST) yapmış olduğu “Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar Projesi” hapiste çocuk, yaşlı, engelli, yabancı uyruklu, kadın ve LGBTİ’lerin karşılaştığı baskıyı ve ayrımcılığı ortaya çıkardı. Biz de CISST ile birlikte derneğimizin hali hazırda sosyal haklar üzerine yaptığı çalışmalar kapsamında hapiste olan LGBTİ bireylerinin karşılaştığı sorunları konuşmak ve çözüm yolları aramak için toplantılar yapmaya başladık. Toplantılar süresince Adalet Bakanlığı’nın farkında veya farkında olmayarak hak ihlalleri yaptığını, “güvenlik” gerekçesiyle LGBTİ mahpusları bir nevi tecritte yaşamaya zorladıklarını gördük.
l Örneğin yabancı uyruklu trans Carolina yedi senedir cezaevinde. Bu süre içinde beş ayrı cezaevi dolaşmış ve açık cezaevinde kalabilme hakkı varken cinsiyet kimliği sebebiyle kapalı cezaevinde tutuluyor. 6 bin lira adli para cezasını çalışarak ödemek istiyor fakat buna izin verilmiyor. Çalışma isteğine verilen olumsuz cevabın gerekçesi olarak “güvenlik” öne sürülüyor. Bu nedenle hapishanede kalmaya devam ediyor. Carolina gibi trans olması nedeniyle açık cezaevine gönderilmeyen, çalışması engellenerek para cezalarını ödemelerine mani olunan birçok örnek var.

“Kendi iradeleri dışında kimlikleri ifşa olur”
l CISST’ın 5 Temmuz 2013 tarihli bilgi edinme başvurusuna verilen cevaba göre 15 Mayıs 2013 tarihi itibariyle 18 ayrı cezaevinde toplam 79 LGBTİ mahpus bulunuyor. Sayılarının en fazla olduğu hapishane Maltepe ve orada dört ayrı koğuşta 11 trans mahpus kalıyor. Diğer mahpuslarla bir araya gelmeleri engelleniyor ve sosyal yaşamdan izole ediliyorlar. Tek bir transın kaldığı hapishanelerde kişi hapislik hayatı süresince yalnız kalıyor.
l “Güvenlik” gerekçesiyle diğer mahkumların bulunduğu ortak alanlara çıkarılmayan mahpuslar aynı “güvenlik” gerekçesiyle hapishane personelinin şiddetine açık halde. CISST’ın raporuna göre LGBTİ mahpuslara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz vakalarının bilinenlerin neredeyse tamamı hapishane personelinden kaynaklanmakta. Özel hapishane inşa etmek bu güvenlik kaygılarını ortadan kaldırmayacak
l Mahpuslar tutuklandıkları yerlerde hapsedilmelidir. LGBTİ mahpusları özel bir hapishaneye toplamak, bulundukları şehirlerdeki hapishanelerde ziyaretlerine gelen ailelerinden, çocuklarından, arkadaşlarından ayırmak anlamına gelir. Bu hapisliğe ek olarak ikinci kez cezalandırma anlamına gelir. Cinsel yönelimini ailesine açıklamayan mahpusların müstakil bir cezaevine konmaları kimliklerinin kendi iradelerinin dışında ifşa edilmesine sebep olacaktır. Ülkemizde meydana gelen LGBTİ’lere yönelik şiddet, saldırılar ve nefret cinayetleri düşünülürse kendi iradeleri dışında kimliklerinin ifşası bu gibi tehlikelerin yolunu açacaktır.

Haberin Devamı

“LGBTİ’lere ayrı cezaevini destekleyen trans mahkumlar var”

Haberin Devamı

Barış Sulu
(Trans Danışma Merkezi Derneği Kurucu Üyesi)

Haberin Devamı

l LGBTİ’lere özel cezaevi yapılıp yapılmaması konusu öncelikle konunun muhatapları ile görüşülmesi gereken bir konu. Devletin LGBTİ dernekleriyle diyalog kurmadan, “Cezaevlerinde böyle bir sorun var, o nedenle bu sorunun çözümü LGBTİ’leri izole etmek, ben yaptım oldu, bitti” mantığıyla hareket ediyor olması rahatsız edici ve korkutucu. Açıkçası bu kararı nasıl verdiklerini merak ediyorum, ayrı cezaevi isteyen
bir sivil toplum örgütü yok bildiğim kadarıyla.
l Ayrıca nefret suçları ile ilgili yasal düzenleme yaparken “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ifadelerinin üzerini çizmeleri tüm LGBTİ’leri üzdü, LGBTİ’leri koruyan hiçbir yasa yok ve tek umudumuz bu yasal düzenleme, acilen bunun düzeltilmesi lazım. LGBTİ’leri cezaevinde korumaya çalışıyormuş gibi yapmak bu nedenle bana samimi gelmiyor. Önce yasal düzenleme ile LGBTİ’lere ayrımcılık yapılamayacağını belirtin ve ne kadar samimi olduğunuzu görelim.
l Cezaevinde kalmış birçok trans ile konuştum ve LGBTİ’lere ayrı cezaevi yapılmasını destekliyor ve şu anki koşullarda çok iyi olacağını belirtiyor çünkü trans bireyler “güvenlikleri sağlanamaz” gerekçesi ile havalandırmaya çıkartılmıyor, cezaevi içindeki eğitimlere katılamıyor, orada çalışıp para kazanmaları engelleniyor.
l Ayrıca geçiş süreci ile ilgili cezaevlerinde yeterli bilgi verilmiyor, geçiş sürecindeki sağlık giderleri, hormon, zorunlu epilasyon devlet tarafından karşılanmıyor, cezaevindeki kişilerin tüm sağlık giderleri güvence altındadır, konu transeksüeller olunca neden bu güvence verilmiyor anlam veremiyorum. SGK bu anlamda cezaevi dışında da çok muğlak.

Haberin Devamı

“Ceza infaz memurlarının yaptığı hak ihlallerinden bahsedilsin”

Av. Hayriye KARA
(Kaos GL Derneği)

l Türkiye’de cezaevlerinde LGBTİ’ler cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle ayrı bir yerde tutuluyor. Yani cezaevi içinde bir daha hapsediliyorlar. Özellikle trans mahpuslar kendi “güvenlikleri” nedeniyle tecrit ediliyor, dışlanıyor, sosyal aktivitelerden mahrum bırakılıyor, çalıştırılmıyor ve bunun sonucu olarak kişisel ihtiyaçlarını karşılayacak gelirleri olmuyor. Üstelik cezaevlerinde LGBTİ’lerle ilgili mevcut uygulama konusunda Türkiye AİHM’de mahkum edilmişti.
l Cezaevlerinde mevcut durumun düzeltilmesine ilişkin olarak bir şey yapılmayıp ayrı bir LGBTİ cezaevi projesi planlamak LGBTİ’leri toplumdan izole etmek için atılmış bir adımdır. Hükümet toplumun temelindeki önyargılarla mücadele etmeyip, bu önyargıları önlemek ve LGBTİ’lerin insan haklarını korumak için hiçbir adım atmayıp iş hapsetmeye gelince “LGBTİ’lerin güvenliği” için toplama kampı misali ayrı bir LGBTİ cezaevi yapmak için planlar yapıyor.
l LGBTİ mahpusların “güvenliği” için planlanan bu projede ceza infaz memurları eliyle yapılan hak ihlallerinden ya da bunlarla nasıl mücadele edileceğinden bahsedilmiyor. Bu da “güvenlik” konusunda ne kadar samimi olunduğunu ortaya koymaktadır. Ayrı bir LGBTİ cezaevi insanları izole etmek, damgalamak, ifşa etmek ve fişlemek anlamına gelir. Bu uygulama açıkça insan haklarına, ulusal ve uluslararası hukuka aykırıdır ve LGBTİ’lere yönelik ayrımcılığın kurumsallaşmasıdır.

“Cezaevinde durumum öğrenilince bana karşı yaklaşımları değişti”

Rosida
(Hevi LGBTİ aktivisti)


l Benim Kandıra 1 no’lu F tipi cezaevinde 21 aylık bir cezaevi sürecim oldu. LGBTİ kimliğimden kaynaklı tutuklanmadım, siyasi bir suçtan dolayı cezaevindeydim.
l Bekir Bozdağ “LGBTİ’lere özel cezaevi açacağız” demek yerine Türkiye’deki cezaevi koşullarını iyileştirilmeli, F tipini bir an önce kaldırmalı. LGBTİ’ler için ayrı bir cezaevi yapmak ayrımcılığın ispatıdır. Siz böyle olduğunuz için sizi ayrı bir cezaevine göndereceğiz demek oluyor. Nasıl kadınlar ve erkekler ayrı cezaevindeyse LGBTİ’ler de ayrı cezaevinde olsa daha rahat eder mantığı... Ahlakçı bir tavırla yaklaşıyorlar.
l Zaten bugün açık kimlikli LGBTİ bireyler farklı muameleye maruz kalıyor. Aynı kimliğe sahip olanlar bir koğuşta tutuluyor. Ya da o bireylerden sadece bir tane olursa o cezaevinde tekli bir hücreye mahkum ediliyor. Halbuki sadece ağırlaştırılmış müebbetler, ağır hastalıklar ve disiplin suçu işleyenler tekli hücrede tutulur. Mevcut durumda da bir tecrit söz konusu.

“Hapishanede gardiyanlar tarafından tacize uğrayan LGBTİ’ler var”
l Böyle bir şeyin gündeme gelmesinin sebebi şu: Cezaevindeki LGBTİ’ler “biz varız” diye Adalet Bakanlığına mektup yazdılar. Saçını kes diye baskıya uğrayanlar, gardiyanlar tarafından tacize, tecavüze maruz kalanlar var. En son biliyorsunuz Samsun Bafra T Tipi Cezaevi’nde bazı translar açlık grevine girdi. Bir gardiyan tarafından taciz edildiği, meydan dayağı yediği, zindan içinde zindan yaşadıkları için yaptılar bunu. Bir mektup gönderdiler istekleriyle ilgili. Böyle bir olay patlak verince, çünkü cezaevinde olan tutukluların ölmesi Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğundadır, bakanlık özel bir cezaevini gündeme getirdi.

“Beni istemediğim halde psikiyatriste götürdüler”
l Ben cezaevine ilk girdiğimde toplumsal normlarda erkek gibi görünen biri olduğumdan kimliğim bilinmiyordu. Ben cezaevindeyken
2 Temmuz 2012’de Diyarbakır’da babası ve amcası tarafınan eşcinsel olduğu için öldürülen 17 yaşındaki çocuktan sonra bu kimliğe sahip
biri olarak Adalet Bakanlığına, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na “Biz de bu ülkenin vatandaşıysak bizim yaşam hakkımız koruma altına alınmalı” diye mektuplar yazdım. Bu mektuplarla benim durumumu öğrendi cezaevindekiler. Sonra bana yaklaşımları değişti. Göz muayenesi için hastaneye giderken beni zorla psikiyatri bölümüne, genel cerrahiye göstermeye çalıştılar. “Benim böyle
bir talebim yok” dememe rağmen “Senin mektuplarından dolayı gitmen gerekiyor” dediler. Ben durum daha fazla büyümsesin ve duyulmasın diye, çünkü duyulursa tacize maruz kalabilirdim, psikiyatriste gitmeyi kabul ettim. Sonunda beş ay boyunca tekli hücrede kalmak zorunda kaldım. Geçen sene de tutuksız yargılanma kararıyla cezaevinden çıktım.