Pazar "Münir Nurettini 40 yıl sonra keşfettiler!"

"Münir Nurettini 40 yıl sonra keşfettiler!"

04.07.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Münir Nurettin Selçukun "Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın" şarkısı "Bir İstanbul Masalı" dizisinde çalınınca popüler oldu. Oğlu Timur Selçuk bu gelişmeyi yorumladı

Münir Nurettini 40 yıl sonra keşfettiler

axpaz021.jpg Her yerde aynı şarkı: Münir Nurettin Selçukun bestesi "Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın"..."Bir İstanbul Masalı" dizisinin romantik prensi Mehmet Aslantuğ aşık olup da, Timur Selçukun CDsini dinlemeseydi, belki de bu kadar muhteşem bir eseri "yeniden duyma" fırsatı uçup gidecekti. Şarkı bu denli popüler olunca Timur Selçuka işin sırrını sormak gerekti. Popüler müzik marketlerin önünden geçerken, bu aralar Tarkan değil de Timur Selçuk CDsi çaldığını fark ettiniz mi? Öyleymiş. Herkes arıyor, bana bunları anlatıyor. Bunu toplumun artık kendisini anlatacak kaliteli bir esere yönelmesi olarak yorumluyorum. Münir Nurettini 40 yıl sonra keşfettiler! "Bir İstanbul Masalı"nda Mehmet Aslantuğ "Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın"ı dinleyince, Tarkan çalan müzik marketler Münir Nurettin Selçuk çalar oldu... Demek ki bu diziyi yapanlar Türkiyenin birtakım gerçek değerlerine her zamankinden fazla ihtiyaç olduğunu hissetmiş kişiler. Bu tesadüfi bir seçim değil, bu çocukların bunu belli bir bilinçle yaptıklarını düşünüyorum. Bu dünyadan kopuk olmadan ama aynı zamanda ülkemizin milli değerlerine de sahip çıkan çocuklar demek ki. Kullanmak için benden izin almamış olsalar da, ahlaklı ve yararlı bir iş için yürekten izin vereceğimi tahmin etmişler herhalde. Münir Nurettinin yeniden keşfedilişinin popüler bir diziyle olması da ilginç, değil mi? Münir Nurettin Selçuk eserlerinin yozlaştırılmasına karşı çıkmak milli görevdir. Ben konserlerde, gazinolarda okunmasına karşı çıkmıyorum ama yanlış bir yorumun kaydedilmesine izin vermem. Türk musikisinin gazinolarda farklı sunumları vardır. Bu sunumun, simgeleri de Müzeyyen Senarla başlayan Zeki Müren ekolüdür. Bu müzikhol ekolüdür, bunun da hoş yanları vardır ama bir de Münir Nurettin Selçukun ekolü vardır. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir. Kafayı babanızın bestelerini kötü söyleyenleri engellemeye mi taktınız? Öyle söylüyorlar sizin için... "Bülent Ersoyunki meyhane yorumudur" Ben Zeki beyin sesini ve kendi şarkılarını okuyuşunu çok beğenirim. Ama Zeki bey hayatı boyunca hiç Münir baba şarkısı söylemedi. Çünkü çok saygılı bir insandı. Münir Nurettin gibi okuyamayacağını bildiği için söylemedi. Ayrıca da çok zeki ve kurnaz bir insandı. Çünkü okuduğu an karşılaştırılacağını bildiği için böyle bir riske girmedi. Kıyaslandığı an kaybedeceğini bilirdi. Bülent Ersoy ise bunları, plağa alınmasının yasak olmadığı dönemde yorumladı. Meyhane yorumudur onlar. Telif hakkı yasası o zaman çıkmamıştı. Demek ki bu Bülent Ersoyun rızkıymış. Ancak yorum diye sorarsanız, Münir Nurettin eserlerinin katledilmiş yorumudur. Asla tasvip etmem. Süleymaniye Camiinin içine umumi hela açabilir misiniz? Münir Nurettinin eserlerini dejenere etmek caminin içine umumi hela açmak demektir. Nasıl bir fark bu? Elbette. Babam hiçbir zaman ödün vermedi. Son nefesine kadar belediyeden çöpçü maaşı alıyordu. Çünkü kadro yoktu. Yine de taviz vermedi.Onun direndiği konulara nasıl direnmeyeyim! Ben "Dönülmez Akşamın Ufkundayım"ı diskoteğe uygun hale getirebilirdim, iyi mi olurdu! Mesela "Uzun İnce Bir Yoldayım"ı Tarkan söylemiş, yüreğim sızlıyor. Kimse kusura bakmasın. Sesi güzel bir çocuk Tarkan. Ama Aşık Veysel öyle okunmaz. Babanız da çok sertti sanırım şarkıları konusunda... Kendi pop müzik şarkılarımla ilgili olarak çok fazla nahif bir okuyuşum varmış 20li yaşlarımda. Dinliyorum da, bu kadar saf olmamalıydım diye düşünüyorum. Kendi sesinizi dinlemeye tahammülünüz yok mu hâlâ? Ben ilkeli bir insanım. Herkesin nabzına göre şerbet vermem. Yiğit adamım. Ayna gibiyim. Bana bakan kendini görür. Şehirliler o yüzden beni sevmez. Şehirli artık ikiyüzlü bir yaşama girmiştir. Benim ne inatçı domuz olduğumu bilmiyorlar. Mesela devlet de bükemediği eli öptü sonunda. Yurtdışına çıkamıyordum. 15 yılla yargılanıyordum. Kenan Evren bana pasaportumu verdi. Sizi antipatik bulan çok insan var... İlk evliliğimi çok genç yaşta yaptım. Hayatım boyunca söylediğim tek yalan, eşime bu konuda söylediğim beyaz yalanlardır. Onlar da zaten 24 saat sonra ortaya çıkardı. Tanınan biri olduğum için hemen yakalanıyordum. Bunlar tabii çok gerilerde kaldı. İlk eşimi bu konuda üzdüm. Şöyle düşünün: Memur Hüsamettin bey, mahallesinde iyi bir aile babası olarak biliniyor. Hayatında karşısına iki fırsat çıkıyor. İkisini de değerlendiriyor. Ama Hüsamettin bey olduğu için kimse duymuyor. Bir de Timur Selçuk var. Karşısına 100 fırsat çıkıyor. 98ine hayır, 2sine evet diyor ve adı çapkına çıkıyor. Büyük konuşmamak gerek ama bundan sonra böyle bir şey yaşanacağını sanmıyorum. Kızınız sizin çapkın olduğunuzu söylemiş, "Belki de bu ilişkileri yaşamasaydı, o besteleri yapamazdı" demiş. "1 Mayısta, mitinglerde konsere çıkmadan önce namaz kılardım" Nerede o mutluluk! Bana öyle takılıyorlar ama... Benim inancım hep kuvvetliydi. Bazı insanlar benim belli bir yaşa gelince inanç sahibi olduğumu sanıyorlar. Öyle değil. Ben doğduğumdan beri böyleyim. Dedem ilahiyat profesörü, daha ne diyeyim. Ben 1 Mayısta, mitinglerde konsere çıkmadan önce namaz da kılardım, duamı da ederdim. Özellikle konserlerimden önce Allah rızası için iki rekat namaz kılmaya gayret ederim. Mekan uygun değilse, oturduğum yerde dualarımı okuyup çıkarım sahneye. Siz hidayete filan mı erdiniz? İnancınız hep kuvvetli miydi? İbadetle gösteriş yapmak yakışık almaz. Ama ne zaman ki bu Milli Görüşçüler platformlara çıkıp bize dinimizi öğretmeye kalkıştılar o zaman bunu açıklama, söyleme ihtiyacını duydum. ekorap@milliyet.com.tr Peki o zaman niye bilinmiyordu bunlar?