Pazar Okan B.: "Ortaoyuncular'ın 25'inci yılında oyun tekrar sahneleniyor ve ben de rol alıyorum"

Okan B.: "Ortaoyuncular'ın 25'inci yılında oyun tekrar sahneleniyor ve ben de rol alıyorum"

15.05.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ferhan Şensoy ve Okan Bayülgen Ortaoyuncular'ın sahnelediği "Kiralık Oyun"da birlikte rol alıyor. 12 yıl sonra tiyatroya dönen Bayülgen, "Ben öğrenciyken Ferhan abinin provalarını izlemeye gelirdim. Bana dört yıl Haluk diye hitap etti" derken, Şensoy bu ortaklığı "Okan ile birlikte oynamamız rastlantı değil. Ne zamandır böyle bir şeyi konuşuyoruz" diye anlatıyor

Okan B.: Ortaoyuncuların 25inci yılında oyun tekrar sahneleniyor ve ben de rol alıyorum

axpaz021.jpg ekorap@milliyet.com.tr 23 yıl önce siz bu "Kiralık Oyun"u beraber oynamışsınız mealinden bir şeyler yazıldı gazetelerde. Ferhan Ş.: Okan oyunu izlemiş. Onu yanlış anlamışlar. Okan B.: Bu oyun o tarihte başlıyor. Sonra oyuncular değişiyor ve ikinci bir prömiyer yapılıyor. O oyunu çok iyi hatırlıyorum. Ferhan abiye de anlattım. Yine böyle bir mayıs günüydü. Hava güneşliydi. Ben bir kıza aşıktım. Kız da bana aşıktı. Yani bir sürü faktör var hatırlamam için. O zaman çok gıpta etmiştim o ekibe. Ortaoyuncular'ın 25'inci yılında oyun tekrar sahneleniyor ve ben de rol alıyorum. Ben bir şeyi tam anlamadım. Ferhan Ş.: Ben ve Rasim Öztekin varız. Bir de seyirciler arasından Okan'ı aldık! Tabii bu oyun o zamanki oyun değil. O zaman çok az oynayabilmiştik. Çok genel söylersek kiracıların sorunlarıyla ilgili bir oyun. Küçük Sahne'deki kiracılık günleriyle ilgili bölümler duruyor ama oyunun çoğu güncellendi. Bugün için yeniden yazıldı. "Herkese bir ev veremeyen devlet, ben devletim dememeli" bu oyunun ana fikri mi?Ferhan Ş.: Bir anlamda evet. Bunun devletin derdi olması gerekir. O ekipten kim var şimdi? Okan B.: Ben böyle bir cinsel ilişki açısından bakmıyorum da! Ferhan bey "Tiyatro karım, sinema kaçamağım" demişti. Siz ne diyorsunuz? Okan B.: Başka bir şey üretmemi bekliyorsunuz diye öyle dedim. Metresim, one night stand'im gibi... Birinin oyunculuğu "en iyi oyuncuyum, kötü oyuncuyum" diye konuşurken değil, seni sahneye çıkaralım, bakalım üç saat orada durabiliyor musun dedikten sonra anlaşılır. TV oyunculuğu, sinema gibi şeyler adamın full performans iyi rolleri oynayacak adam olduğunu göstermez. Benim Ortaoyuncular'da çektiğim güçlük de bu. Ferhan beye sapık mı demek istiyorsunuz yoksa! Ferhan Şensoy: "Okan üslubumuza uyabilecek bir oyuncu" Okan Bayülgen: "Televizyondaki şöhretim Ferhan abiye sökmüyor!" Sıkıysa teker teker gelin demek isterdim aslında! Röportajım var. Ferhan Şensoy'la. Ve Okan Bayülgen'le. İkisi bir arada! Korkuyorum yani. İtiraf ediyorum bu adamlar birlikte beni paralayabilir. Bir televizyon programı yapıyormuş ve ilk programıma ikisini birlikte çağırmışım gibi... Neyse ki canlı değil. Bu kadar zeki ve hazırcevap ve başarılı iki adam bir araya getirilir mi! Acaba kaçsam mı diye düşünürken sırayla geliyorlar Ses Tiyatrosu fuayesine ve de kaçamıyorum. İyi ki de kaçamıyorum çünkü çok eğleniyoruz. Röportajın nedeni malum: Ferhan Şensoy ve Okan Bayülgen Ortaoyuncular'da "Kiralık Oyun"da birlikte rol alıyor. İkisi bir arada. Nasıl bir şey olur? Muhteşem. Ferhan Şensoy: Hayır, bununla ilgisi yok. İyi bir oyuncu olduğu için, Ortaoyuncular'ın üslubuna, ritmimize uyabilecek bir oyuncu olduğu için seçildi. Okan Bayülgen: Bir de ben "pop çocuk" değilim sonuç olarak. Benim televizyondan hitap ettiğim insanlar Ortaoyuncular'a yabancı, tiyatrodan habersiz insanlar değil. Burada bir şöhret iltifatı olmadı. Ferhan abi her zaman şöhretlere tercih etmiştir kendi yetiştirdiği oyuncuları. Benim için de mutluluk verici bir şey. Şu oyunu kıvırabilirsem acaba başka oyunda da rol verir mi diye heyecanlanıyorum. Okan Bayülgen tiyatronuza "iyi oyuncu" kontenjanından mı girdi, "popüler biri olmazsa şu millete de tiyatro seyrettiremiyoruz" kontenjanından mı? Ferhan Ş.: Fransızların bir atasözü vardır, el bezleriyle toz bezlerini karıştırmayalım diye. Okan Bayülgen konservatuvar mezunu, yıllarca Devlet Tiyatrosu'nda çalışmış bir aktör. Herkes oyunculuk yapıyor, o ayrı bir şey. Ayrıca Okan bu tiyatronun çıkış noktasından itibaren Nöbetçi Tiyatro'ya paralel olarak birçok çalışmamızı görmüş, 1983'te oynadığımız bu "Kiralık Oyun"un da prömiyerini izlemiş biri. Bize uzak bir insan değil. Birlikte oynamamız bir rastlantı değil. Ne zamandır böyle bir şeyi konuşuyoruz. Okan Bayülgen "seçilmiş" kişi mi? Tiyatronuza davet ederek "emsalleri içinde en iyisi Okan'dır" mı diyorsunuz? Okan B.: Biz bunu romantik bir akşam yemeği gibi hatırlamıyoruz aslında! Anılara kazınması gereken bir evlilik teklifi gibi olmadı. Ben de çok net hatırlayamıyorum ama buradan bir romantik sonuç çıkaracaksak teklif edenin de ben olduğumu hatırlıyorum. Ya artık yeter mi, ben gelsem mi tiyatronuza, siz de lütfetseniz gibi bir durum oldu. Ayrıca Ortaoyuncular, konservatuvarlılar için girilmesi, içinde bulunulması zor bir topluluk. Ortaoyuncular Türkiye'de modern tiyatronun tek temsilcisidir. Ferhan Ş.: Aslında bir seçilmişlik var. O böyle bir şey isteyince ben de çok mutlu olurum bundan dedim. Çünkü bizim üslubumuza uymak da zordur. Rasim Öztekin mesela 25 senedir bu üslubun içinde. Ali Çatalbaş 15 yıldır içinde. Biz hep beraber oynuyoruz. Bundan ötürü de dışarıdan gelen birinin bize uyum sağlaması zor. Okan bu üsluba uyabilecek bir oyuncu. Ne zamandır? Ferhan Ş.: "Abi-kardeş ilişkimiz var. Ben, Rasim, Okan sırayla gidiyoruz" Ferhan Ş.: Galatasaraylı adabı olarak abi-kardeş ilişkisi var. Ben, Rasim, Okan sırayla gidiyoruz.Okan B.: Boy sırasıyız aynı zamanda! Boy olarak da bu sıradayız. Galatasaray Liseliler arasında böyle bir şey vardır. Matruşka gibiyiz. Herkes birbirinin içinden çıkabilir! Bu abi-kardeş ilişkisi ölene kadar da gider ve hiçbir şey de onu değiştiremez. Bir tür asker hiyerarşisi gibi bir şeydir yani. Aranızda ne tür bir ilişki var? Abi-kardeş, usta-çırak, ev sahibi-konuk, iş arkadaşlığı... Hangisi? Ferhan Ş.: Tiyatro!Okan B.: Şirin görünmüyoruz biz. Ferhan Ş.: Bu tiyatronun, kurulduğundan beri şirin görünme adına ödün verdiği olmadı. Bizde seyirciye hiç şirin gelmeyen çok uç oyunlar da oldu. Okan B.: Şirin görünme ve sempati ihtiyacı bir eksiği gediği kapatma ihtiyacıyladır. Yemekler tatsız tutsuz oldu, bari misafirleri oyalayalım diye olur. Yoksa hazırladığınız iş iyi bir işse, müşterinin önüne de atsanız o iyi iş kendini yedirir. Peki topluma şirin görünmek için yırtınmayan iki adam bir araya gelip ne yapmaya çalışıyorsunuz? Okan B.: Yıllardır yapmadığım için. Ferhan Ş.: Okan'ı sadece TV'den tanıyan bir kesim var. Onlar için sürprizdir tabii. Değil mi?Okan B.: Doğru. 12 yıldır yapmadığım için bilinmiyor. Bir de bizim terbiyemizde bir yere çıkıldığı zaman CV takdim edilmez. Yıllar önce Devlet Tiyatrosu'ndan istifa ettiğimde Ferhan abi bana teklif etseydi belki tiyatroya devam etmiş olurdum. Ferhan Ş.: O zaman Okan Bayülgen olmayacaktı ama. Haluk olarak kalacaktı! Sizin bu oyunda rol almanızla ilgili "sürpriz isim" gibi haberler çıktı. Siz niye "sürpriz" oluyorsunuz ki! Konservatuvar bitirmediniz mi? İşiniz bu değil mi? Okan B.: Bana Haluk diyordu!Ferhan Ş.: Dört yıl kadar Haluk demişim! Bu Nöbetçi Tiyatro'ya provalara hep gelirdi. Arkadaşları Nöbetçi Tiyatro'da. O da Galatasaray Lisesi'nde. Ben ona Haluk demişim bir gün. İsmini Haluk diye kaydetmişim. O da bana dört yıl kadar "Abi benim adım Haluk değil" dememiş. Nasıl yani? Anlamadım! Okan B.: Bir-iki kere denedim ama dediğimde de unuttu. Ferhan abinin öyle bir huyu var. Kafası çok dolu adamlarda oluyor işte. Sana bir isim beğeniyor, onu söylüyor. Niye söylemiyorsunuz? Okan B.: Yok unutmuyor. Hep Haluk diyor. En son ben bunu yine söylediğimde, "Abi benim adım Okan" dediğimde de "Olsun. Sen çok Haluk gibi görünüyorsun" dedi bana! Ferhan Ş.: Gayet Haluk bir hali vardı. O beğendiği adı unutmuyor ama! Her seferinde başka bir şey söylemiyor! Ferhan Ş.: Gibi... "Gece Kuşu"nu izledim bir gün. "Aaaa bizim Haluk" dedim!Okan B.: "Ha ha ha Haluk'a bak! İ... Haluk!" demiştir kesin! Sen Haluk olsan daha iyi falan durumuna varmıştı yani iş. O yüzden ben buraya geldiğimde Haluk oluyorum. Sorun yok. Önemli olan buraya gelmek. Benim sinemada ya da TV'de kazandığım şöhret bu adamı ilgilendirmiyor. Yani şöhretim Ferhan Şensoy'a sökmüyor. Sonra bir gün TV'de görüp "Bu bizim Haluk, Okan'mış meğer" mi dediniz?