Pazar “Tiyatro aşkı içimde hep vardı”

“Tiyatro aşkı içimde hep vardı”

21.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

İlk defa profesyonel bir tiyatro oyunuyla karşımıza çıkacak olan Kamuran Akkor: “12-13 yaşlarındayken amatörce bir çalışmam oldu, sonra müzik hayatım başladı ve tiyatro durdu. Ama o tiyatro aşkı içimde hep vardı”

“Tiyatro aşkı içimde hep vardı”

Bir döneme damgasını vuran klasik Türk müziği yorumcularından Kamuran Akkor’u söylediği “Bir Teselli Ver”, “Sev Yeter”, “Aşk Eski Bir Yalan” gibi şarkılarla tanısak da buluşma sebebimiz müzik değil, tiyatro oldu. Akkor yarın, Onur Şenay’la birlikte kurdukları Kats Sahne’de, rol arkadaşı Özden Çiftçi ile “Kader Arkadaşım” isimli tek perdelik oyunla karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Oyun, “Hayattan ne bekliyoruz, nerede hayatı ıskalıyoruz, iki kişinin fikirleri birbiriyle uyuşmuyorsa kim kime nasıl eşlik ediyor, nasıl bir yol çiziyorlar?” sorularını cevaplayacak.

Haberin Devamı

- Tiyatro vesilesiyle buluştuk ama ben müzikle başlamak istiyorum. Müziğin hiç eksik olmadığı bir ailede büyümüşsünüz, doğru mu?

Evet, babamın çok güzel sesi vardı, annem de zaman zaman amatörce ud çalardı evde. Ama bildiğiniz gibi Gönül Akkor duayen bir sanatçı, ablacığım. Onun terennümleriyle, klasik Türk sanat müzikleriyle büyüdüm ben. O daima beni kendi yönünde yetiştiriyordu, gerek müzik gerek tiyatro olsun hep yardımcı oluyordu.

- Şarkı söylemeye nasıl başladınız?

Ben Türk sanat müziğiyle yoğruldum evde. Fakat yaşım küçüktü, Türk müziği de engin bir müzik, öğrenmek lazım. Ben de hafif Batı müziğiyle başladım. Sonra eşimin (Vasfi Uçaroğlu) orkestrasına girdim, evlendik. Böylece profesyonel hayatım başladı ama gönlümde hep Türk sanat müziği vardı. Bir gün rahmetli Adnan Şenses, “Kamurancığım konservatuvar imtihanları var, sen Türk müziğini seviyorsun, gir” dedi. Ben de apar topar Münir Nurettin Selçuk hocama gittim, “Tabi kızım katıl” dedi. Sonra imtihana girdim kazandım. Altı senelik tahsilimi beş senede vererek, İstanbul Belediye Konservatuvarı Klasik Türk Sanat Müziği Bölümü mezunu oldum, birincilikle.

Haberin Devamı

“Bizim dönemin havası, heyecanı başkaydı”

- Sizin döneminizdeki şarkılar hiç unutulmuyor... Sizce neden o zamanki gibi şarkılar yapılamıyor artık?

O zaman biz genelde orkestrayla aynı anda canlı okuyorduk. Şimdi teknoloji çok değişti, daha bir rahat oldu belki ama bizim dönemin havası, heyecanı başkaydı. Mesela biz “Reyhan”ı okurken, diyelim ki o sırada sazın bir telinde yanlışlık oldu veya ben bir yeri yanlış okudum haydi en baştan söylerdik! İki saat, üç saat... Şimdi hemen kesiyorlar, devamını okuyorlar, düzeltiyorlar.

- Özellikle Türk sanat müziğini genç kuşak pek bilmiyor. Sebebi ne sizce?

Eskiden gazinolar vardı. Gazinolarda da en az üç-dört arkadaş önden çıkar ve halk müziği, Batı müziği okurdu. En son Türk sanat müziğiyle de final yapılırdı. Şimdi gazinolar kalmadı, bir de daha hareketli bir zamandayız, o yüzden pop müziğe ağırlık oluyor. Ama şöyle bir şey de var; aslında her şehrimizde amatör korolar ve devlet koroları var. Çok arzu ve istek var Türk sanat müziğine ama göz önünde değil diyeyim. Televizyonlarda pek görülmüyor. Fark edilir olması için televizyonlarda biraz daha ağırlık vermek lazım bu müziğe.

Haberin Devamı

- Tiyatro aşkı ne zaman düştü içinize?

Gönül ablama tiyatro teklifi gelmişti Ankara’dayken ama radyo çalışmaları vardı, gidemiyordu. Beni söyledi ve rahmetli Taner Şener’in “Kulaktan Kulağa” temsilinde
80 yaşında bir kadını canlandırdım 12-13 yaşlarındayken. Öyle amatörce bir çalışmam oldu sonra İstanbul’a geldik, müzik hayatım başladı ve tiyatro durdu. Ama o tiyatro aşkı içimde hep vardı.

- Onur Şenay’la nasıl buluştunuz?

Onur’la bir ahbap toplantısında bir araya geldik. Bu arada ben rahmetli eşim zamanında bir amatör Türk sanat müziği korosu çalıştırmıştım. Kızım da “Anne tekrar koro kuralım” diyordu hep. Onur’un da tiyatrosu vardı zaten, Şenay Tiyatro. Böylece benim koro ve tiyatro hayalim, onun tiyatrosu derken bir birliktelik oldu ve Kats Sahne doğdu.

Haberin Devamı

“Altı aydır çalışıyoruz”

- Sadece tiyatro yok o zaman burada.

Konser veriliyor. Ben koro çalışması yapıyorum. Hatta ayın 15’inde konserim oldu. Bir ay içinde bir konserim daha olacak. Tiyatro oyunumuz “Aşk Listesi” var. “Kader Arkadaşım” başlayacak.

- Konusu ne “Kader Arkadaşım”ın?

Başarısız bir avukat yıllar sonra ilk defa bir dava alıyor. Ben de avukatın kurtarmaya çalıştığı, hayattan ümidini kesmiş bir mahkumu canlandırıyorum.

- Bu ilk profesonel tecrübeniz. Nasıl geçiyor provalar? Zorlandınız mı?

Altı aydır çalışıyoruz. Çok gülüyoruz provalarda. Kendimi methetmeyeyim ama ezberim çok iyidir. Ezberde zorlanmadım, oyunda da zorlanmadım ama çok heyecanlıyım.

“Eşim bana Allah’ın bir lütfuymuş”

- Oyunun isminden de yola çıkarsak gerçekten kader arkadaşı diye bir şey var mı sizce? Mesela rahmetli eşiniz Vasfi bey için kader arkadaşınız diyebilir miyiz?

Daha da fazlasını söyleyebilirim ama gözlerim yaşarmasın şimdi. Ben çok şanslı bir insanım, o benim hem hocam hem eşimdi. Aynı zamanda çok iyi bir müzisyendi. Türk sanat müziğini çok iyi bilen biriydi, benim çok büyük yardımcımdı. Allah’ın bana bir lütfuymuş o, zaten biliyordum ama şimdi düşündükçe daha da iyi anlıyorum. Allah bana çok iyi bir kişi nasip etmiş. Bir insan kendisinden daha fazla başka birini düşünebilir mi? O öyleydi ama ben de ona öyleydim.

Haberin Devamı

- Uzun bir birliktelik yaşamışsınız. Böyle uzun birliktelikler artık pek göremiyoruz. Şimdiki gençlere ne tavsiye edersiniz?

Belki şunu tavsiye edebilirim naçizane; beraber olduğunuz insanla hakiki anlamda severek beraberseniz “önce sen” diyeceksiniz. Karşınızdakini her zaman daha fazla düşüneceksiniz. O zaman beraberlikler devam ediyor. Hep kendini düşünürsen zaten ayrılık olur. Hep bana, hep bana diyerek, bencillikle olmaz.

- Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, çok güzelsiniz. Neler yapıyorsunuz, nasıl koruyorsunuz formunuzu?

Teşekkür ederim, çok naziksiniz. Dikkat etmeye çalışıyorum. Neredeyse 30-35 yıldır aynı kilodayım. Bir de çok iyi insan olmanız, insanları sevmeniz lazım. Çirkin insan yoktur. Allah herkesi güzel yaratmıştır ama güzel gönül sizi dışarıya güzel gösterir.