Pazar "Türk Mitolojisinin Anahatları"

"Türk Mitolojisinin Anahatları"

18.08.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Türk Mitolojisinin Anahatları

"Ama ilkel insanın durumuna şöyle bir göz atınca, bu duygululuk balonu hemen sönüverir. İster şimdi Yeni Ginede yaşamakta olsun, isterse yüzyıllar önce yaşamış olsun, ilkel insan korularda dolaşırken nymphelere, naiadlara değil, korkuya rastlamış, mutluluk, sevinç değil, ürküntü duymuştur. O korkudan kurtulmak için de büyü yapmış, soydaşlarının kanını akıtmıştır çoğu kere."* * *Yaşar Çoruhlunun "Türk Mitolojisinin Anahatları" (Kabalcı Yayınevi) kitabını okurken, Edith Hamiltonun yukarıya aktardığım sözlerini hatırladım.Yunan mitologyası gibi, Türk mitologyasının temelinde de, doğa olaylarını açıklamak çabası olduğu kadar bu korku da yatıyor.Korkular içindeki insanoğlu, kendini daha da korkutacak doğaüstü varlıklar yaratmıştır. Kitaptaki Şamanist Mitoloji bölümünde anlatılan Ölüm Tanrısı Erliki tanıyalım:"Erlikin başında yer aldığı kötü ruhlar zümresi insanlara her türlü kötülüğü, hastalığı ve ölümü getirirler. Bunlar daha ziyade korkunç şekilli yaratıklar ya da cinlerden meydana gelir. (...) Erlik... insanlardan kurbanlar ister. Bu kurbanlar verilmediği takdirde, öldürdüğü insanların canlarını yakalayarak yeraltı dünyasına götürür ve kendisine köle yapar. (...) Gözleri ve kaşları kara, çatal sakallı, yaban domuzuna benzeyen azı dişli, kara ve kıvırcık saçlı, kara renkli bir ata ya da öküze binen, yılan kamçılı, kana benzer parlak yüzlü bu kötülük ilahı..."Erlikin dışındaki "karanlık güçler" de bu ölüm tanrısını pek aratmıyor.Bütün mitologyaların başlangıcında yer alan korku zamanla törpülenmiş, yerini daha insancıl açıklamalara bırakmıştır. Çoruhlunun kitabında da bunu gördüm. Karanlık, kasvetli bir başlangıç aydınlık, sevimli "mythos"lar izlemiştir.* * *Yine Hamiltonın görüşüyle, çağdaş mitologya anlayışına göre, gerçek bir "mythos"un dinle doğrudan ilgisi olamaz, asıl ilgisi doğayla kurulmuştur. Yunan mitologyası bunun sayısız örnekleriyle doludur. Olymposlular insanların, hayvanların, ağaçların, çiçeklerin, güneşin, ayın, yıldızların, fırtınaların, depremlerin nasıl olduklarını açıklayan birer araçtırlar aslında. "Türk Mitolojisinin Anahatları"nda da görülüyor bu. Ama dinsel temeller, başka ulusların mitologyalarına göre daha ağırlıkta.Mitologyayı okul sıralarından beri hep sevdim. Sadece bilimin değil, edebiyatın kaynaklarını da buldum onlarda. Yaşar Çoruhlunun kitabı dağarcığıma renkler kazandırdı. Siz de mitologyaya düşkünseniz, ama sadece Odysseusun, Andromakhenin, Orpheusun serüvenlerini biliyorsanız, kitabı okuyunca Umayı, Ay Çöreki, Talay Kanı da tanıma olanağını bulacaksınız. Yunan ve Roma mitologyası, bize insan soyunun yüzyıllar önce neler düşünmüş, neler duymuş olduğunu gösterir. Böylece, doğayla ilişkilerini son derece azaltan uygar insandan çıkarak doğayla kucak kucağa yaşayan insana varabiliriz. Mitologyayla ilgilenişimizin asıl nedeni de budur belki: Dünya gençtir; insanlar, doğanın ortasında, toprağa bağlıdırlar, günlerini ağaçların, denizlerin, tepelerin, çiçeklerin arasında geçirirler. Gerçekle gerçekdışı pek ayrılmamıştır daha; korularda dolaşan delikanlılar, ağaçlar arasında ansızın bir nympheye rastlarlar, durur bir kaynağa eğilen genç kızlar sularda bir naiadın yüzünü görüverirler... BİR DAKİKA ARA Yaratılış Destanı Dünya bir deniz idi, ne gök vardı ne bir yer!Uçsuz bucaksız sonsuz sular içreydi her yer.Tanrı Ülgen uçuyor, yoktu bir yer konacak,Uçuyor arıyordu katı bir yer, bir bucak.........Denizden çıkan bir taş fırladı çıktı yüze,Hemence taşı tuttu, bindi taşın üstüne!........Göklerin emri ile bulunca Ülgen durak,Artık vakti gelmişti, gökleri yaratacak!........Bir Ak-Ana var idi, yaşardı su içinde,Ülgene şöyle dedi, göründü su yüzünde:- Yaratmak istiyorsan sen de bir şeyler Ülgen,Yaratıcı olarak şu kutsal sözü öğren!De ki hep "yaptım oldu", başka bir şey söyleme!Hele yaratır iken "yaptım olmadı" deme!........Ülgen yere bakarak "Yaratılsın yer!" demiş,Bu istek üzerine denizden yer türemiş.Ülgen göğe bakarak "Yaratılsın gök!" demiş,Bu buyruk üzerine üstünü gök bezemiş. Yaşar Çoruhlunun "Türk Mitolojisinin Anahatları" kitabında yaratılışla ilgili mythoslar da yer alıyor. Bunlardan biri Altay kökenli. Çoruhlu, Verbitskiyin derlediği yaratılış destanından bir bölümü B. Ögelin "Türk Mitolojisi" kitabından aktarıyor: