Pazar Yatay sporlar kalbe daha az zarar verir

Yatay sporlar kalbe daha az zarar verir

25.05.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fenerbahçe Yüzme Takımının 63 yaşındaki hocası Yaremenko formunu sabah akşam yoğurt yiyerek koruduğunu söylüyor

Yatay sporlar kalbe daha az zarar verir

Alexandr Yaremenko: "Dikey sporlar kan dolaşımını zorlaştırır" Fenerbahçe Yüzme Takımı büyük bir atılım içinde. Bünyesinde 180 sporcu barındıran Fenerbahçe geçtiğimiz haftalarda Lüksemburgda yapılan yarışlarda önemli başarılar elde etti. Fenerbahçe burnundaki bu hareketlenmenin arkasındaki en önemli faktör herhalde dünyaca ünlü eski yüzücü ve antrenör Alexandr Yaremenko. Yaremenko iki yıldır Fenerbahçe Yüzme Takımını çalıştırıyor. Sosyalist rejimde yetişen sporcu ve antrenörlerin Türk sporuna son yıllarda yaptığı katkılar düşünüldüğünde bile Yaremenko ile konuşulacak çok şey olacaktı. Ancak 63 yaşındaki başarılı antrenörün fit görünümü ve bu görünümünü nasıl muhafaza ettiğine ilişkin merakımız sportif ilgimizi kat be kat aştı. Hele bir de diyetinin temel maddesi olarak yoğurdun ismini verdiğinde iyice keyiflendik, cesaretlendik. Bu röportaj biraz da her akşam yoğurda talim eden haber araştırma müdürümüz Tunca Bengine (47) ithaf edilmiştir. Az önce çocuklarla konuşurken duydum; antrenmanları sabahın beşinde mi yapıyorsunuz? Evet, tabii; bunda şaşılacak bir şey görmüyorum. Genç insanlar bunlar; rahatlıkla sabah beşte gelip, yüzüp, okullarına gidebilirler. Hiçbir antrenman sabah antrenmanının yerini tutmaz. Günde kaç saat antrenman yaptırıyorsunuz? 4-5 saat. Yüzmenin diğer sporlara göre üstün tarafları nelerdir? Yüzme, insan sağlığı açısından bütün diğer sporlara göre daha avantajlıdır. Bir kere; enerji kaybı açısından en ekonomik spordur. Diğer taraftan yüzerken insan yatay konumda olduğu için kan dolaşımı diğer sporlara göre daha kolay gerçekleşir. Bu da yüzmenin diğer sporlara göre kalbe çok daha az yük bindirmesine yol açar. Hatta tam tersine kalbi rahatlatır. Koşuda ya da bisiklette vücut dikey durumda olduğu için kalp çok yüklenip zarar görebilir. Ve tabii yüzme bir de estetik açıdan avantajlı. "Hayatım havuz başında geçti, artık yüzmek içimden gelmiyor" İnsan vücudunun biçimine katkısı açısından mı? Evet. Erkek vücudunu da, kadın vücudunu da güzelleştiriyor yüzme. Dikkat ederseniz, birçok firma takvimlerinde yüzücülerin fotoğraflarını kullanıyor. Sonra diğer sporlar kolaylıkla omurilikte hasarlara yol açarken, yüzme tam tersine iyileştiriyor. Ve bu yüzden tedavi amaçlı olarak da tavsiye ediliyor. Siz hâlâ düzenli olarak yüzmeyi sürdürüyor musunuz? Saatlerdir buradayız, sizi havuza girmeye pek niyetli görmedik. Dört saat sabah, dört saat akşam üzeri; günde sekiz saat antrenör olarak havuz başındayım. Çok uzun yıllar da sporcu olarak yüzdüm. Hayatım havuz başında, havuz içinde geçti. Artık yüzmek içimden gelmiyor. Bu spor keyif almadan yapılacak bir şey değil. Yüzmeden bıktım diyebilirim ama yüzdürmekten bıkmadım daha. Kaç yaşında başladınız yüzmeye? Ciddi ciddi, spor olarak. 14 yaşında. Önce Ukrayna, sonra Sovyetler Birliği milli takımlarına seçildim. Birçok şampiyonluk aldım. 20 yaşında akademik eğitimimi tamamlayarak spor hocalığı diploması aldım. 25 yaşında yarışmayı bıraktıktan sonra antrenör olarak çalışmaya başladım. Daha sonra Ukrayna Milli Takımının antrenörü oldum. Böyle geldi bugüne kadar işte; 2001 yılında da Fenerbahçede başladım. Yüzme sporu açısından Türkiyenin bulunduğu yeri değerlendirir misiniz? Bence çok yetenekli sporcuları ve Fenerbahçeninki gibi iyi tesisleri olan bir ülkenin yüzmede daha başarılı olması gerekirdi. Hele bir de Türkiyenin üç tarafının denizle çevrili olduğu düşünülürse. Ama yüzme sporunun bu ülkede daha iyi bir konuma geleceği kanısındayım. Mesela ben burada bizim kendi yüzme felsefemizi uyguluyorum. Nedir sizin yüzme felsefeniz? İfade etmem biraz zor ama şöyle açıklayayım: Ben Türkiyeye ilk geldiğimde yapılı vücudu olan gençler hemen yüzme takımlarına alınıyor ve yapılı vücudun yüzme için önemli bir avantaj olduğu düşünülüyordu. Oysa bu gençler yetenekli değillerdi. Benim uyguladığım antrenman metodu vücut geliştirmekten çok yüzme pratiği kazandırmaya yöneliktir. Sporculuk hayatınızı sosyalist sistemde geçirmişsiniz. Bizler çocukluğumuzda televizyonda sosyalist ülkelerin spordaki başarılarını izlerken, bize hep sizlerin bu başarıları büyük baskı altında, hatta cezalandırılma korkusuyla elde ettiğiniz söylenirdi. Sahiden sizin çocukluğunuzda sosyalist spor ortamı böyle miydi? Hayır, baskı altında değildik. Sovyet yönetimi çocukların, gençlerin eğitimine çok önem veriyordu ve spor eğitimi de genel eğitimin önemli bir parçasıydı. Sosyalist uygulamalar sadece SSCBden değil mesela Doğu Almanyadan da çok önemli yüzücüler çıkmasını sağladı. "Catherine Deneuveün filminde sporculuğum sayesinde oynadım" Neydi sosyalist spor anlayışının farkı? Disiplin belki. Sonra devlet desteği. Bilimsel eğitim. Ama galiba şunun da çok etkisi oluyordu: O zamanlar gençler yurtdışına seyahat edemiyorlardı ama başarılı bir sporcunun dünyayı gezme imkanı oluyordu. Dünyayı merak eden gençler sporda kıyasıya mücadele ediyorlardı milli takıma seçilmek için. Sovyet tarzı sosyalizmin ağır sanayiye olduğu gibi insan vücudunun fiziksel gücüne de verdiği biraz abartılı önem de mi etkili oluyordu acaba spordaki bu başarıda? Bizde de 1 Mayıs mitinglerinde kocaman pazulu, pazuları kafasından büyük işçi resimleri asılırdı. Bu anlayış daha sonra çok eleştirildi. Olabilir. Çünkü sosyalist yönetimler sağlıklı, disiplinli genç kuşaklar yetiştirmekle övünürlerdi. En ücra köylerde bile yetenekli gençler parti örgütleri tarafından saptanır ve merkezlere aldırılırdı. Şehirlerde çok modern çocuk spor okulları olurdu. Ülkenizin şimdiki spor ortamını nasıl buluyorsunuz? Altyapı açısından eski olanaklar bugün hemen hemen yok, ölü durumda diyebilirim. Bu tabii ki beni üzüyor. Şimdi gelelim günümüzün öncelikleri açısından en can alıcı konuya: 63 yaşında bu formunuzu nasıl koruyabiliyorsunuz? Bir kere, 14 yaşından beri sigara içmiyorum. Nasıl yani? II. Dünya Savaşından sonra ülkemizde hayat şartları çok ağırlaştı. Ben yedi yaşında sigara içmeye başladım ve tiryakisi oldum. İçki de içmiyorum 22 yıldır. Peki, yoğurt? İstihbaratınız doğru. Çok fazla yoğurt tüketiyorum. Akşamları sadece yoğurt yiyorum. Sabah kahvaltısını da yoğurtla yapıyorum. Sonra çay çok içiyorum. Spor? Sporun iki açıdan etkisi oluyor bana. Biri psikolojik; gençlerle beraber olduğum için psikolojik olarak yaşlanmıyorum. Diğeri fiziksel; koşuyorum, bisiklete biniyorum, jimnastik yapıyorum. Haftada birkaç kez sauna yapıyorum. Ve samimi söylüyorum, ben kendimi 30-35 yaşında hissediyorum. Beni görenler de hâlâ yakışıklı olduğumu söylüyorlar. Yakışıklılığınız sinemacıların da ilgisini çekmiş ve yıllar önce Catherine Deneuve ile bir filmde oynamışsınız. Evet, "Doğu ve Batı" diye bir filmdi. Ama ben bu filmdeki rolü yakışıklılığımla değil sporculuğumla kaptım. Çünkü o filmde bir yüzücüyü oynadım.