Siyaset Pazartesi herkes umutla uyanacak

Pazartesi herkes umutla uyanacak

07.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, pazar günü yapılacak mitingle sona erecek olan Adalet Yürüyüşü’ne ilişkin olarak, “Pazartesi günü herkes umutla uyanacak. Bu yürüyüş, AKP iktidarı tarafından topluma giydirilen korku gömleğinin yırtılmasıdır” ifadesini kullandı.

Pazartesi herkes  umutla uyanacak

Adalet Yürüyüşü’nde mola alanlarında kullandığı karavanında Bloomberg News’ın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
KORKU GÖMLEĞİ YIRTILDI: Yürüyüşün amacı, gittikçe kan kaybeden demokrasiyi ve yok olan adaleti geri getirmek. İstanbul’da büyük bir miting yapacağız. Yürüyüşü niçin yaptığımızı ve beklentilerimizi kamuoyu ile paylaşacağız. Pazartesi günü herkes umutla uyanacak. Bu yürüyüş, AKP iktidarı tarafından topluma giydirilen korku gömleğinin yırtılmasıdır, asıl hedefimiz o. Dolayısıyla insanlar, pazartesiden sonra düşüncelerini daha rahat açıklayabilirler.
ERDOĞAN KESİNLİKLE YENİLECEK: Türkiye’de giderek otoriterleşen bir yapı var. Biz yarın seçime girecekmiş gibi hazırlıklarımızı yapıyoruz. 2019’da cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan’ın kesinlikle yenileceğine inanıyoruz. Yürüttüğümüz bu çalışma çok rahatsız ediyor, bunu biliyoruz. Erdoğan sarayda yaşadığı korkunun ve kaybedeceğini bilmenin getirdiği sertlikle yoluna devam etmek istiyor.
GENEL BAŞKAN, CUMHURBAŞKANI OLMAZ: Ben ilke olarak bir partinin genel başkanının cumhurbaşkanı olmasını uygun görmüyorum ama parlamenter demokrasi sistemini savunacak olan bir süreci yaşatacağız. Büyük ihtimalle ortak aday çalışması olacak ama bugün bunu söylemek için çok erken. Geçmiş referandumda hayır oyu veren geniş bir kitle vardı. Şimdi biz onu büyütmek zorundayız. Bu yürüyüşün amaçlarından birisi de o. O aşama geldiğinde oturulur, konuşulur. Tek başına CHP’nin vereceği karar değil bu.
GÜÇLENMEYE KATKI: HDP de yürüyüşe katıldılar, adaletsizlikten şikayet ettiler. Bu yürüyüşü bir siyasal partinin yürüyüşü olarak asla değerlendirmedik. Anons edilirken bile CHP adını kullanmıyoruz. Dolayısıyla siyasal kimlikleri öteleyip adalet bağlamında bir araya geliyorsak, bu bundan sonraki ilişkilerin güçlenmesine büyük katkı verecek.
KORKU İKLİMİ: Dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinde, ‘evet’ oyu kullanmaktan pişman değiliz, dokunulmazlığın kalkması için anayasa değişikliğine gerek yok. AKP kendi oy potansiyeli ile istediği milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırabilir. Üçüncüsü, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar var; ‘milletvekilleri yargılanabilir ama tutuklanamaz’ diyor. Şimdi Anayasa Mahkemesi de bu korku ikliminin baskısı altında, eski kararında direnemiyor. Çünkü saray izin vermiyor.
BU DAHA BAŞLANGIÇ: Gerekirse devam ederiz. Bu zaten bir son değil, ‘miting yapacağız, tamam her şey bitti’ anlamında değil. Bu daha bir başlangıç.
YA TUTUKLANACAK YA ATILACAK: Yargı bağımsızlığı yok. 20 Temmuz sivil darbesinden sonra yargıyla ilgili şöyle bir atmosfer çıktı ortaya; yargıç, siyasal iktidarın önüne getirdiği dosyalara mahkumiyet kararı vermek zorunda hissetti. Eğer vermezse kendisi ya FETÖ’den tutuklanacak ya da görevden atılacak.

Temel sorun yetkilerde

Türkiye’nin temel sorunu yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin tek kişide toplanmasıdır. Bu, dikta yönetimlerinde oluyor. Başımızda da zaten bir diktatör var. Erdoğan’ın gitmesi sorunu çözmüyor, anayasanın toplumsal uzlaşma belgesi olarak yeniden konuşulması lazım. Güçlü bir parlamento sistemi, güçler ayrılığı olması lazım.Yoksa, ‘Erdoğan gitsin, başka bir tek adam gelsin’ bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil.