Kültür Sanat Aşk savaştan önce gelir

Aşk savaştan önce gelir

23.01.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Aşk savaştan önce gelir

Aşk savaştan önce gelir





Aşk savaştan önce gelir
"Prens İgor" / Alexander Borodin / Yöneten: Dimitri Bertman / Orkestra Şefi: Yalçın Adıgüzel / Dekor ve Kostüm Tasarımı: Osman Şengezer / Işık Tasarımı: Ahmet Defne / Oynayanlar: Zafer Erdaş, Önay Günay, Kevork Tavityan, Payam Koryak, Perihan Nayır, Otilda M. Aydın.

Rusya’nın sevilen yiğit hükümdarı Prens İgor, Poloveçlere karşı sefere gitmek üzereyken birden bire güneş tutulması başlar. Her tarafı korkunç bir karanlığın basmasını kötü bir işaret olarak yorumlayan halk, Prens İgor’a savaşa gitmemesi için yalvarır. Ancak Prens İgor karısı Yaroslavna’nın da tüm engellemelerine rağmen geri adım atmaz. Karısını ve ülkesini Galitski’ye emanet ederek, oğluyla birlikte yola çıkar. Galitski ise İgor’un yokluğunda zevk ve sefahatın kucağında, kendisine emanet edilen ülkeyi ve prensesi yaralayacak davranışlarda bulunur. Ve çok geçmeden Prens İgor, oğluyla birlikte Poloveçlerin hükümdarı Konçak Han’ın eline esir düşer. Ancak bu esirlik Prens İgor için bir yeniden "doğuş" ve "uyanış" anlamına gelir. İki ülke arasında çıkması muhtemel savaşta hükümdar çocukları arasında filizlenen aşk da, barışın habercisi olur.
Alexander Borodin’in "aşk", "savaş" ve "ihanet" kavramlarının yanı başında 12. yy.’daki Ruslarla Türklerin ilişkilerine de göndermelerde bulunduğu "Prens İgor" operası İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde sahneleniyor. Librettosu Borodin ve V. V. Stasov’a ait olan eseri, sahneye konuk Rus yönetmen Dimitri Bertman taşıyor. General rütbesinde bir kimyager olan ve "Prens İgor" operasını tamamlamaya ömrü yetmeyen Borodin’in, eserde yakaladığı müzikalite ve yarattığı melodiler opera tarihinde özel bir yere sahip. Kuzey’in kıvrak tınıları ve Poloveç danslarıyla renklendirilen "Prens İgor" İstanbul’da görücüye çıkıyor.
Yönetmen Bertman, "Prens İgor"a bütün politik düzlemlerin ve entrikaların üstünde insan ilişkileri bağlamında bir yorum getirdiğini ifade ediyor; "Eser politik bir hikâyeye sahip. İgor, Poleveçlere karşı Rusya’yı koruyan bir kahraman olarak veriliyor. Bu şekilde de algılanıp yorumlanıyor ‘Prens İgor’ operası. Önemli olan politik ilişkilerin üstündeki insan hikâyeleriydi. İgor, en büyük düşmanının yanı başındaki dostu sandığı Galinski olduğunu bilemiyor. Savaşmaya gittiği ülkenin ise kültürlü ve gelişmiş bir yer olduğunun ayrımına varıyor. Ve orada bir esir gibi değil değirli bir misafir olarak ağırlanıyor. Bu çerçevede İgor’u bir ülke yöneticisi olarak değil, insan olarak yorumlamaya çalıştık. Aynı şekilde karısı Yaroslavna’nın aileyi ve ülkeyi korumak yolunda, değerler adına verdiği mücadeleyi de bu çizgide yansıtmaya çalıştık."
"Prens İgorödaki güneş tutulması olayını, Bertman, Tanrı’nın doğal güçler aracılığıyla savaşın yaratacağı yıkımlara karşı verdiği cevap olarak yorumlamış: "Doğadan gelecek felaket öyle bir ortam yaratır ki savaş çıkmadan da bütün dünya yok olabilir. Tanrı işaretini vererek, savaşın anlamsızlığına dikkat çekiyor". Eserin koro için yazılmış bir opera olduğunu sözlerine ekleyen Dimitri Bertman: "Koro eserde çok ön planda. Koronun içinde de değişik değişik sesler var. Ayrımı korumak gerek. Rus operaları ile İtalyan operalarının farkı da burada zaten," diyor.

İDOB (0212 251 10 23)