Kültür Sanat Assos'ta "Efes" Çağı

Assos'ta "Efes" Çağı

29.09.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Assos'ta "Efes" Çağı

Assosta Efes Çağı

       Assos'un ilk sakinlerinin kimler olduğu kesin olarak bilinemese de, Tunç çağından bu yana pek çok medeniyetin merkezi olmuş Assos, 14 yıldır kazı çalışması yapan bir ekibi ağırlıyor.
       Günümüzde Behramkale - Behramköy adını taşıyan Assos, denizle bütünleşmiş bir uygarlık. Her antik kalıntının kıvrımları arasından insan, deniz ve gökyüzüyle buluşabiliyor. Nekropol alanının ve Antik Tiyatro'nun tümüyle gün ışığına çıkarılması, 1995 yılından beri Efes Pilsen'in katkılarıyla devam eden kazı sırasında gerçekleşmiş. Ama Antik Tiyatro'nun ilk basamakları ve sahnesi dışında diğer basamakları çalınıp, söküldüğü için bütün basamakları fazlasıyla onarılmış ve çok modern bir görünüme sahip. Yeniden kültür ve sanata merhaba diyerek yıllar sonraki açılışını önceki gün yapan tiyatro, Behramkale halkının da yoğun katılımıyla İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin gösterimine ev sahipliği yaptı. Nekropol alanında açılan bölümlerde ise, M.Ö. 6. ile 4. yüzyıla kadar uzanan küp ve lahit mezarlar ortaya çıkarılmış. Bu eserler şu an Çanakkkale Müzesi'nde sergileniyor.
       Assos'a girişi sağlayan altı kapı bulunuyor ve ana kapı batı surlarında yer alıyor. Ayakta duran surların çoğu M.Ö. 4. yüzyıla ait ve dönemin askeri mimarisine önemli bir örnek teşkil ediyor. Her eskiçağ kentinde olduğu gibi Assos'da da Agora kentin kalbi olmuş. Hellenistik Çağ'da inşa edilen Assos Agorası çok özgün bir yapıya sahip. Yıllarca buğday, arpa, zeytin ve şarap dışında çok fazla üretime ve üretim alanına sahip olmayan Assos'ta, asıl zenginlik maden yatakları.
       Assos'ta Eskiçağ'dan 1950'li yıllara kadar aktif olan ve küçük bir ihraç iskelesi durumunda bulunan limanda iki fırın, iki otel, palamut depoları ve gümrük binası varmış. Günümüzde ise, kazıların başlamasıyla hareketlenen Behramkale'de orjinal mimariler korunarak onarılmış ve Assos ören yeri ile bütünleşerek sakin bir tatil yöresi durumuna gelmiş.