Minareler ve martiniler

The Observer gazetesi, İstanbul ile ilgili geniş değerlendirmede Avrupa ve Asya arasında hem eski, hem de modern olmayı başaran on üç milyon nüfusa sahip İstanbul için, "Türkiye’nin en kozmopolit metropolünde New York, Moskova ve Londra’dan daha fazla milyoner var. İstinye Park Alışveriş Merkezi’ne gittiğim zaman markanın kaleleri olan ‘Armani’, ‘Gucci’, ‘Vuitton’ ve ‘Dior’ ile süslenen cadde, Aston Martin ve Bentley’lerle tıklım tıklım dolu" ifadelerini kullandı.

İngiltere’de Pazar günleri yayınlanan The Observer gazetesi, Pico Iyer’ın imzası ile ve İstanbul: Minareler ve martiniler başlığıyla yayınladığı geniş değerlendirmede, "2010 Avrupa’nın kültür başkentlerinden olan ve ‘Avrupa’nın en gözde şehri’ olarak kendini tanımlayan İstanbul’u yıllardır duyarım. Kuşkusuz yüzde 98’inin Müslüman olduğu ülkenin en karmaşık şehri olan İstanbul, karpuzlu martinisiyle giderek ünleniyor" dedi.

"İstinye, Aston Martin ve Bentley'lerle tıklım tıklım dolu"

İstanbul’un kozmopolit yapısını değerlendiren Pico Iyer, Sultan Ahmet Camisi’nin Paris ve Tokyo’nun saatini veren LCD ekrana sahip olduğunu belirterek şunları sözlerine ekledi: "Türkiye’nin en kozmopolit metropolünde New York, Moskova ve Londra’dan daha fazla milyoner var. İstinye Park Alışveriş Merkezi’ne gittiğim zaman markanın kaleleri olan ‘Armani’, ‘Gucci’, ‘Vuitton’ ve ‘Dior’ ile süslenen cadde, Aston Martin ve Bentley’lerle tıklım tıklım dolu. İş arkadaşlarım ve birçok gururlu İstanbullu için bu şehir, hem gerçekte hem de mecazi olarak Avrupa ve Asya arasında bir köprü gibi İslam dünyasını global hizmet ve servisle buluşturuyor. İstanbul’da bu kadar parıltı beklemiyordum."

İngiliz gazeteci Lyer İstanbul; karmaşık yapısı, çeşitli kültürlerden kalan geçmişi, haremleri, camileri, mezarlıkları ve çarşılarıyla çekici olduğunu fakat kendisi için İstanbul’un gelecekteki imajının merak uyandırması açısından çekici olduğunu belirterek, "Başkan Obama’nın göreve başladıktan sonra üç ay içinde İstanbul’u ziyaret etmesinin sürpriz olmadığını düşünüyorum" dedi.

Türkiye’nin, 1923‘de Kemal Atatürk tarafından kurulan Laik Cumhuriyeti sürdürmeyi isteyen, İslami geleneklerin içinde kök salmış bir partinin seçilmesi paradoksuyla hayatta kalmayı başardığına dikkat çeken Kaliforniya’da Siyaset Bilimi profesörü olan Manoutchehr Eskandari-Qajar’ın sözlerini aktaran Pico Lyer, Ortadoğu uzmanı olan arkadaşının şu sözlerine de yer verdi: "Türkiye dengeyi sürdürürse, Türkiye için umutlarım yüksek olacak fakat bütün ülke kültürel olarak cambaz ipinin üzerinde görüyor."

İstanbul’a gelmeden sadece birkaç hafta önce kafelerde ve yemek yenen yerlerde sigara içmenin yasaklandığını hatırlatan gazeteci, "Bu Paris’te kırmızı şarabı ya da Pekin sokaklarında noodle’ı yasaklamak kadar akla yatkın göründü" yorumunda bulundu.