13 yılın ardından ‘seçim’ hükümeti

Yeni kabineye bu çerçeveden bakmak gerekiyor.

Başbakan, 13 yıldır ekonomiyi koordine eden ve üç dönem kuralı nedeniyle vekil olamadığından kabine dışı kalan eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın koordinasyon görevini eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a verdi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’u görevinde tutan Davutoğlu, Ekonomi Bakanlığı’nı yeniden Nihat Zeybekçi’ye, en kritik koltuklardan olan Maliye Bakanlığı’nı da yeniden Mehmet Şimşek’e vererek ekonominin A takımını korumaya çalıştı. Ekonomi yönetimine giren tek yeni isim ise Kalkınma Bakanlığı’na getirilen HDP’li Müslüm Doğan oldu.

Politikalara devam mesajı

Davutoğlu, Milli Eğitim, Sağlık, Adalet, Orman ve Su İşleri, Gençlik ve Spor, Çevre ve Şehircilik gibi partisinin 13 yıllık politikalarıyla yakından ilgili, projelerini yöneten bakanlıklarda riske girmedi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ı görevinde tutan Davutoğlu, eğitimden sağlığa, çevreden adalete kadar uzanan kritik alanlarda aynı isimlerle “yola devam” dedi.

Davutoğlu’nun sürpriz hamlelerinden biri İçişleri Bakanlığı görevini 7 Haziran öncesinden bu yana yürüten eski İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’ün yerine İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’u getirmesi oldu. 17-25 Aralık operasyonlarından sonra İstanbul Emniyeti’nin emanet edildiği ve bu anlamda hükümetin en çok güvendiği isimlerden biri olan Altınok’un tercih edilmesinde paralel yapı ile mücadeleye odaklanan emniyet camiasındaki gelişmelerin etkili olduğu belirtiliyor. Altınok tercihi, bu anlamda önceki hükümetin politikalarının yürütülmesi konusunda bir kararlılık göstergesi.

İlk başörtülü bakan

Davutoğlu’nun, cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başörtülü kadını bakan olarak ataması bekleniyordu. Ayşenur İslam, bağımsız kontenjanını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda doldurmayı tercih eden Davutoğlu tarafından kabine dışı bırakıldı. Davutoğlu, İslam’ın yerine akademisyen Ayşen Gürcan’ı, ilk başörtülü bakan olarak kabineye aldı. Bu çarpıcı adıma rağmen kabinede tek kadın bakan olması o ismin de Aile Bakanlığı’na getirilmesi geleneği yine yıkılamadı.

HDP’ye markaj

Dışişleri Bakanlığı’na, uzun yıllardır diplomasiyi yöneten isim olarak gösterilen Müsteşar Feridun Sinirlioğlu’nu getiren Davutoğlu, bu alanda da “Ak Parti politikalarına devam” mesajı verdi.

Ancak AB Bakanlığı’na Volkan Bozkır’ın yerine HDP’li Ali Haydar Konca’nın getirilmesi kulislerde “ilginç” bulundu. Son dönemdeki operasyonların ardından AB’nin kapısını sıkça çalan HDP’den Konca’nın AB’yle doğrudan ilişkili bakanlığı alması sürprizlerden biriydi. Kulislerde, ilk andan itibaren AB Bakanlığı’nın yeni kabinenin krize yol açması en olası bakanlığı olduğu yorumları yapıldı.

Davutoğlu’nun HDP’lilerle ilgili skalada daha altta görülen bakanlıklar yerine AB ve Kalkınma bakanlıklarını tercih etmesiyle hem risk aldığı hem de eğilimleri birleştiren ve kuşatıcı bir görüntü vermeyi amaçladığı belirtiliyor. Ancak Başbakan’ın bir diğer amacının da Başbakan Yardımcılığı üzerinden Kalkınma, Dışişleri Bakanlığı üzerinden AB Bakanlığı’nı yakın markaja almak olduğu da görülüyor.

Türkeş ve Topçu

Eski kabinenin sözcüsü Bülent Arınç’tan boşalan Başbakan Yardımcılığı koltuğuna parti kararına rağmen kabineye giren MHP’li Tuğrul Türkeş oturdu.

Milliyetçi camiaya yönelik önemli bir sürpriz de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na eski Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu’nun getirilmesi oldu. Ak Parti ile seçim ittifakı yapabileceği belirtilen BBP’den istifa edip, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek vermesiyle bilinen Topçu tercihi, milliyetçilerin farklı eğilimlerinin kabinede temsil edildiği mesajı taşıyor. Ancak bu tercihin BBP’de olumlu yankı bulmayacağı da ortada.

Davutoğlu’nun dengeleri gözetme iddiasını ve eğilimleri birleştirme gayretini taşıyan kabinesi 1 Kasım’dan sonra hükümet krizi yaşanmazsa sadece 2 ay görev yapacak. Ancak tercihler gösteriyor ki bu kısa süreçte cumhuriyet tarihinin en ilginç dönemlerinden biri yaşanacak.