Adaya 3 farklı isim
22.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
Abdullah Öcalan tarafından isimleri belirlenen, hükümetin İmralı’ya gitmelerine yeşil ışık yaktığı heyetteki üç isim farklı profilleri ile dikkati çekiyor. İşte, geçmişte İslami ve sol örgütlenmeler içinde yer alan Altan Tan, yönetmen Sırrı Süreyya Önder ile eşi öldürüldükten sonra siyasete atılan Pervin Buldan’ın dikkati çeken yaşam öyküleri
HüKümetin ılımlı ismi
6 Kasım 1967’de Hakkâri’de doğdu. Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yakay-Der) Başkanlığı görevinde bulunDU. 2005’te Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi. İyi düzeyde Kürtçe bilİYOR. 2 çocuk annesi. yaşamı da 1996’da eşi Savaş Buldan’ın Susurluk çetesi tarafından kaçırılıp öldürülmesiyle değişti. Teyzesinin oğlu olan Savaş Buldan’ı henüz 33 yaşında kaybettiğinde 27 yaşındaydu. Eşinin ölüm haberini aldığında ikinci çocuğuna hamile olan ve erken doğum yapan Buldan, bir yıl sonra Cumartesi Anneleri’ne katıldı; Taksim’deki Galatasaray eylemlerine katıldı. Mağdur Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kuruluşunda yer aldı.
HADEP’te görev aldı; iki dönem Parti Meclisi üyesi oldu. “Çetelere Karşı Halk İnisiyatifi” içinde de yer aldı. 1999’da HADEP’ten milletvekili adayı oldu. Partisi barajı aşamadığı için milletvekili olamadı. Son seçimde ikinci dönem Iğdır’dan milletvekili seçildi. BDP’de Grup Başkanvekilliği görevini yürütüyor ve hükümet çevresinde “ılımlı” bulunuyor.
REFAH PARTİSİ’NİN VEKİL ADAYIYDI
Babası Kürt, annesi Türk. Babası, 1953’te Musa Anter, Necat Cemiloğlu ve Canip Yıldırım’ın birlikte Diyarbakır’daki Şark gazetesini çıkardı. Gençliğinde Risale-i Nur ve Büyük Doğu ekolüne daha yakın duran bir çizgide olan baba Bedii Tan, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde işkence sonucu öldü.
Altan Tan gençlik yıllarında Mücadele Birliği örgütünde Ahmet Taşgetiren, Hüseyin Gülerce, Cemil Çiçek, Taha Akyol, Melih Gökçek, Ömer Vehbi Hatipoğlu, Aykut Edibali, eski İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna ile birlikte çalıştı. Ankara’da Melih Gökçek’in belediye başkanlığı yaptığı Keçiören Belediyesi’nde Başkan Yardımcısı oldu. Belediye Başkan Yardımcısı’yken, “şeriatçılık ve bölücülük” gibi suçlamalarla görevine son verildi. 1987’de RP’ye girdi; 1991’de RP’den Diyarbakır’da birinci sıra milletvekili adayı seçildi ama RP’nin MHP ile ittifak kurması üzerine, istifa etti. Aydın Menderes’in kurduğu partiye geçti ama sonra ayrıldı. 2000-2002 yılında HADEP’e geçerek Parti Meclis Üyeliği yaptı. 2004’te DEHAP’tan belediye başkan adayı oldu; kazanamadı. Tan, üç kitap çıkardı; yazılarından dolayı yargılandı ve ceza aldı; 4,5 yıl firar gezdi. Diyarbakır’dan BDP milletvekili oldu. Evli 4’ü kız 2’si erkek 6 çocuk sahibi. Kürtçe, Arapça ve Türkçe biliyor.
MECLİS’İN RENKLİ YÜZÜ
1962’de Adıyaman’da doğdu. Türkmen bir aileden geliyor. 1978’de Adıyaman Lisesi’nde öğrenciyken tutuklandı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okurken inşaatlarda çalıştı. 1980 askeri darbesinde yeniden tutuklandı ve 7 yıl hayis yattı. Tahliye olduktan sonra kamyon şoförlüğünden esnaflığa kadar birçok işte çalıştı. sinema yönetmenliği yaptı. “Beynelmilel” filmini çekti. Birgün ve Radikal gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 2011 genel seçimlerinde BDP’nin desteklediği bağımsız adaylar arasından İstanbul 2. bölgeden milletvekili seçildi. Espri ve sivri kişiliği ile tanınan Önder, Meclis’teki sert tartışmalar sırasında tüm partilerce konuşması için teşvik ediliyor. Özellikle eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’le ilgili kaleme alıp kürsüden okuduğu şiir ve Şahin’e yönelik eleştirileriyle hafızalara kazındı. PKK’nın son açlık grevlerine de eyleme katılarak destek veren Önder’in, Mamak Cezaevi’nde işkence gördüğünü, TBMM Komisyon üyesi olarak cezaevinin eski sorumlusu Albay Raci Tetik’in yüzüne söylemesi ve girdiği polemik de siyasi tarihe geçti.
