Başbakan’ın aşk tanımı tasavvufi

Beyaz TV’de önceki gece yayımlanan belgeselde gençlik yıllarından Başbakanlığa giden yolda yaşadıkları anlatılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, eşi Emine Erdoğan’la tanışmasını anlatırken kullandığı “Benim aşkı tanımlamam, aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır” sözlerini, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar ve yazar Cemalnur Sargut değerlendirdi. Aşkar ve Sargut, Erdoğan’ın aşk tanımının tasavvufta var olduğunu söyledi.
Beyaz TV’de önceki gece yayımlanan “Usta’nın Hikâyesi” belgeselinde Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’la karşılaşma anını şöyle anlattı:

‘Aşk sevdiğinde yok olmaktır’
“Tepebaşı Gazinosu’nda partimizin toplantısında -bizim hanımın tasarımcılık yönü vardır- dikkatimi çekti, duruşunun falan dikkatimi çektiği gibi. O anda yeni şeyle elektriklenme ile tabir edilen aşık olmak denen durum meydana geldi. Ama tabi benim aşkı tanımlamam, aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Biz bir aşık olduk pir aşık olduk öyle de devam ediyoruz. Biz babam annem yengem birlikte gittik kız istemeye. Giderken de kakaolu çikolatalı bir baklava yaptırmıştım. O gün isteme işini yaptıktan sonra öğrendim ki ben baya kızarmışım. Biz hemen hemen bir sene içinde nikahımızı ve düğünümüzü kıyıverdik. Evlendiğimiz andan, o günden bugüne siyasi mücadelem içerisinde tabii bir gün olsun ‘niye geç geldin’ sorusuyla karşı karşıya kalmadım. Bana bir kez büyük kızım öyle bir serzenişte bulundu. Ama o serzeniş ‘niye geç geldin’ anlamında değildi aslında. O sadece tabii bize hasret, ben de onlara hasretim.”

‘Tasavvufta var’
Erdoğan’ın, “Benim aşkı tanımlamam, aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır” sözlerini Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar şöyle değerlendirdi:
“Aşk bizde mecazi aşk ve hakiki aşk olarak ikiye ayrılır. Mecazi aşktan hakiki aşka geçiş olur tasavvufta. Bir aşamadır beşeri aşk. Sayın Başbakan’ın açıklamasındaki aşk tanımı da tasavvufi tanım aslında. ‘Aşk sevdiğinde yok olmaktır.’ O sevgi beşeri boyutta yaşanır, ondan sonra ilahi boyuta sıçrayabilir. Tabi bu kişide o kabiliyet varsa. Aşk sevgi boyutu o cümleyle olmasa da Kuran’da da var. Bu cümle tasavvufda var. Eşine olan aşkın mecazi aşk olduğunu bilerek söylüyorum karıştırmamak lazım.”

‘Allah için sevmek’
Yazar Cemalnur Sargut ise, “Aşk mefhumu herkese göre değişen bir şeydir. Zira Hz. Mevlana’ya aşkı sorduklarında ‘ben ol da bil’ diyor. Fakat bu tariflerin en güzeli Fuzuli’nin ‘Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına, Meyl-i cânân etmesin her kim ki kıymaz cânına’ demesidir. Buradan anlaşılıyor ki âşık olmak kendi varlığından soyunup sevdiğinin varlığında yok olmak demektir. Bu tarifle Başbakan’ın tarifi güzel uymuş. Derinliğine incelersek bu tarifin aslında aşkın kişinin varlığında yok olamayacağını bildiğimiz için aşkın ancak Allah’a karşı bir his olduğunu anlıyoruz.
İnsan Allah’a karşı duyduğu sevgiden dolayı insanlara çekilir onlara hürmet eder ve en azından dünyada gerçekten sevdiği kişiyi nefsi için değil Allah için sevmeyi tercih eder. Herhalde Başbakan burada eşini nefsi için değil Allah için sevdiğini belirtmiş. Aşkın kendi hakikati ise kendi nefsani varlığımızdan yok olup Allah’ın varlığı ile bir olmak zerreyi okyanusa katmak gibidir.”

Fenerbahçeli olmasında Lefter’in etkisi var

Fenerbahçe taraftarı olduğu bilinen Başbakan Erdoğan Fenerbahçeli olmasında ilk gençlik yıllarında oynadığı futbol takımının ve Lefter’in çok etkili olduğunu söyledi. Erdoğan, “Lefter ile Fenerbahçe sevgim başladı. 15-16 yaşında amatörde İstanbul genç karmaya seçildim Statlara serbest giriş kartı aldım. Yıkılmış olan İnönü Stadı’na bedava girebildik. İmam hatipte futbol oynadığımdan babamın haberi yoktu, daha sonra oldu. Son yaşanan olaylardan sonra aile epeyce soğudu. Emine Hanım Beşiktaş taraftardır” dedi.