Siyaset Bilderberg mi değişti yoksa Fehmi Koru mu?

Bilderberg mi değişti yoksa Fehmi Koru mu?

08.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fehmi Koru, Bilderberg toplantıları ile bu toplantılara katılanlar hakkında, tümü yerici nitelikte olmak üzere bugüne kadar 34 yazı yazı kaleme almış. Yabancı bir gazetecinin bu toplantılara katılanlar için 'medyanın yalancıları ve fahişeleri' deyimini kullandığını da yazan Koru, şimdi aynı toplantının davetlisi

Bilderberg mi değişti yoksa Fehmi Koru mu

Bilderberg, kendi ifadesiyle "özel ilgi alanı" Fehmi Koru'nun. Bir yazısında salt 2002 yılında bu organizasyonla ilgili tam 10 yazı yazdığını anlatıyor. Bu yazıların tümünün de eleştirel içerikli olduğunu belirtmeye gerek yok herhalde. Koru'ya göre, "dünya egemenlerinin örgütü" Bilderberg. Bu organizasyonu "dünya üzerinde kararlaştırdıklarını hayata geçirebilecek tek örgüt" olarak görüyor Koru. (15/4/2003)Komplo teorilerine olan merakıyla da bilinen Koru, Türkiye'deki pek çok siyasi gelişmenin Bilderberg toplantılarında alınan kararların uzantısı olduğuna da hep inanmıştır. Örneğin, 2002 yazında meydana gelen ve Ecevit başbakanlığındaki hükümetin çöküşüne yol açan gelişmeler zinciri, Koru'ya göre, o yıl Washington'da yapılan Bilderberg toplantısında alınan bazı kararların serpintileridir. (8/7/2002) Basit bir arşiv taraması, Yeni Şafak Başyazarı Fehmi Koru'nun bugüne dek tam 34 yazı kaleme aldığını gösteriyor, ünlü Bilderberg toplantıları hakkında. Koru, Bilderberg'in "Türkiye'yi teslim alma planları" çerçevesinde "kendine yakın iktidarları iş başına getirmek için zorlamalarda bulunduklarını" da yazmış, hatta AKP ve Tayyip Erdoğan'ın başarısını önlemeye dönük organizasyonlar içinde olmakla da suçlamıştır. (7/8/2002)Koru, yalnızca eleştirmekle yetinmez Bilderberg'i. Katılanlara, özellikle gazetecilere ağır eleştiriler yöneltir, onları "Bilderberg planlarının hayata geçirilmesinde belirleyici rol oynamakla" suçlar. Bu çerçevede çok beğendiği bir gazeteci olan Bilderberg muhalifi Sherman Skolnick'ten geniş alıntılar da yapar. Bir yazısında, Skolnick'in Bilderberg'e katılan medya patron ve yöneticileri için "medyanın yalancıları ve fahişeleri" deyimini kullandığını yazar, aynı paragrafta daha sonraki cümlede "Bilderberg'e Türkiye'den katılan gazeteciler olduğunu" da hatırlatmayı ihmal etmez. Bir başka yazısında Bilderberg toplantısına davet alan bazı Türk şahsiyetlerinden "esas oğlanlar" diye söz eder. (7/6/2001) Giden medya yalancısıdır Koru'nun önemli bir tezi, bu toplantılara katılanların başına sonradan talih kuşunun konduğunu düşünmesidir. Bu yüzden Türkiye'den giden bazı katılımcıların kariyerlerinde başarısız olmaları ya da hapse düşmeleriyle dalga geçip "bunlar Bilderberg'i çapsızlaştırıyorlar" diye yazılar da kaleme almıştır. (7/6/2001) Fehmi Koru bütün bunları yazarken kendisinin günün birinde Bilderberg'den davet alacağına muhtemelen hiç mi hiç ihtimal vermiyordu. Bundan o kadar emindi ki, bir yazısında bu konuda şunları yazmıştı:"Bilderberg'e katılmanın ilk şartı başta edilen gizlilik yeminine sonuna kadar bağlı kalmaktır. Bugüne dek o yemini bozan bir tek Bilderbergci ile karşılaşmış değilim. Ben yazamayacak ortamda bulanamayacağımdan, toplantıyı düzenleyenler de yazmama müsaade etmeyecekleri için, EY OKUR ÜZÜLEBİLİRSİN, BILDERBERG TOPLANTILARINA KATILMAM İMKÂNSIZ GÖRÜNÜYOR. Beni çağırmadıkları ve çağırmayacakları için benden medet ummayın." (18/7/2002) 'Bilderberg'e katılmam imkânsız' Şimdi Bilderberg için bütün bu lafları eden köşe yazarının 8-11 Haziran tarihleri arasında Ottowa'da düzenlenecek olan Bilderberg toplantısına davetli olduğunu duyarsanız, tepkiniz ne olur? Koru, dün sabah kendisini arayan Milliyet muhabiri Bülent Sarıoğlu'na "kendisine gelmiş bir davet olmadığını" söyledi.Ancak basında bu konuda çıkan haberleri de tekzip etmiş değil. Bilderberg organizasyonuna yakın çevreler ise isminin listede olduğunu söylüyorlar.Koru için zor bir karar bu. Ottowa'ya giderse Skolnick'in suçlamalarına hedef olması kaçınılmaz. Ayrıca, bugüne dek Bilderberg aleyhinde yazdıklarının tümünü yadsıyıp "Ben değiştim" demesi gerekiyor. Bir başka sıkıntı daha var. Bilderbergcile'in AKP hükümetine dönük tertipler içinde olduklarını geçmişte yazan kendisi. Bu durumda Fehmi Koru da bu tertiplerle ilişkilendirilebilir. Recep Tayyip Erdoğan'ın kaşlarının şimdiden kalktığını bilmem hissediyor musunuz? Gitmek mi zor, kalmak mı? Vakit, İslamcı yönelimini saklamayan, hatta köktendinciliğiyle iftihar eden bir gazete. Bu gazete örneğin El Kaide'nin Londra'daki bombalı saldırılardan sonra "İşte Irak'ın Faturası" diyerek oldukça soğukkanlı bir manşet atabilmişti.Vakit, geçmişte Nazilerin Yahudilere dönük kimi uygulamalarına da hoşgörülü bir bakış yansıtmış, "Hitler haklıydı" başlığını atmıştı.Alman İçişleri Bakanlığı da anti-semitizm yaptığı gerekçesiyle Vakit'in bu ülkede basılmasını ve dağıtılmasını yasaklamış bulunuyor. Gül'ün en beğendiği gazete Vakit İlginç olan, AKP'nin yönetici kadrolarının bu gazeteye gösterdikleri kucaklayıcı tavır. AKP'li bakanlar sıkça bu gazetenin merkezini ya da Ankara bürolarını ziyaret ediyorlar. Başbakan'ın ünlü ATA uçağında Vakit temsilcileri de sıkça huzura çıkabiliyor.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de Vakit'in sıkı okurlarından biri. Geçenlerde Dışişleri Konutu'nda gazetenin yazarı Serdar Arseven'le Ankara Büro Sorumlusu Fatih Akkaya'yı kabul etti. AKP'liler kucaklıyor İlginç olan, gazetenin tam sayfa yayımladığı mülakatın girişinde gazeteleri ciddi bir şekilde takip ettiğini belirtip "Başta Vakit gazetesi olmak üzere bütün gazeteleri ciddi bir şekilde takip ediyorum" demesiydi.Gül'ün en çok önem verdiği gazetenin Vakit olduğu anlaşılıyor. Acaba son dönemde iktidara en yakın gazete olarak görülen Yeni Şafak yönetimi Gül'ün stratejik tercihini Vakit'ten yana kullanmasına kırılmış mıdır? 'Ciddi takip ediyorum' - Sana ne ya...- Ayıptır ya...***- Argo olacak ama bunlar onları söğüşlediler...***- İnsaf be... - Ya bırak bu işleri...***-Sevsinler seni...-Kurusıkı yürüyorlar... Erdoğan'dan seçmeler