‘Bırakın silahları insanlar yaşasın’

52. Ulusal, 26. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri, dün Hacıbektaş’ta yapıldı. Törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Tekin Bingöl, Seyhan Erdoğdu ve Faik Öztrak ile çok sayıda CHP ve HDP milletvekili katıldı. Törene, aralarında MHP’li Mersin ve Adana belediye başkanlarının da bulunduğu çok sayıda belediye başkanı da ilgi gösterdi.

Törenlere Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gönderilen mesajın okunmasının ardından, seyirciler tarafından yuhalanması dikkati çekti. Erdoğan mesajında, “Eserleri, nasihatleri ve mesajlarıyla, sevgi, saygı ve hoşgörüyü öğütleyen Hacı Bektaş-ı Veli, temsil ettiği değerlerle günümüzde de yolumuzu aydınlatmayı sürdürmektedir” dedi.

Törende önceki yıllara göre yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü. Son günlerde artan şiddet olayları nedeniyle olası bir saldırıya karşı alınan güvenlik önlemlerinin artırıldığı belirtildi. Gün boyu ilçe merkezinde ve törenin yapıldığı alana yönelik çok sayıda bomba ihbarı geldiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu, özetle şunları kaydetti:

KİM NE KAZANABİLİR: Bingöl ve Kars’ta hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyorum. Bu ülkenin insanları böyle acıları yaşamayı haketmiyor. Velilerin irfanıyla bezenmiş bu topraklar, böyle yıkımlar ve felaketlerle, acılarla anılmayı haketmiyor. Barışla, özgürlükle, adaletle eşanlama gelmesi gereken Anadolu, ne yazık ki sönen ocaklar, gözyaşı döken analar, acı içinde kıvranan babalarla anılıyor. Babalar çocuklarını gömerken kim hangi zaferi kutlayabilir? Babasına sarılıp uyuması gereken çocuklar, babalarının tabutlarına sarılırken hangi insan gülebilir? Kandan, nefretten, ölümden beslenen bir anlayışla kim ne kazanabilir?

ŞİDDETE GEÇİT VERMEMELİYİZ: Teröre ve şiddete asla geçit vermemeliyiz, bu ülkmeyi bir cehenneme cevirmek isteyenlerin karşısında dimdik durmalıyız. Herşeyden önce Türkiye diyeceğiz. Bırakın silahları, insanlar yaşasın Türkiye kazansın demeye devam edeceğiz. Hacı Bektaş-ı Veli, “Düşmanınınzın dahi insan olduğunu unutmayın” diyor. Bu insanlık bilincine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

ÖZGÜR DÜŞÜNCEYİ YOK EDEN ANLAYIŞ: Demokrasilerde insanlar kimliklerine göre ayrılmaz, bu ülkenin tüm vatandaşları bu ülkede eşit hak ve pay sahibidir. Demokrasilerde insanlar inancına, cinsine, dinine, diline bakılmaksızın eşittir. İslam dünyası bugün türlü acılar yaşıyorsa, insanları kimliklerine, inançlarına göre ayıran, özgür düşünceyi yok eden, kadınları ikinci sınıf yurttaş olarak gören anlayış yüzünden bu faturayı yaşıyor. Bu anlayışı kökten değiştirmeye kararlıyız.

AKLIMIZLA HAREKET ETMELİYİZ: Bu ülkede birinci sınıf demokrasiyi kurmak zorundayız. Sosyal adaleti sağlayacağız. Seçimlerimizi yaparken, önyargılarımızla değil, aklımızla hareket etmeliyiz. Kimin hangi kimlikten olduğu değil, kimin bu ülkeye daha fazla hizmet edeceğine bakmak zorundayız. Kim bu ülkeyi daha iyi yönetecekse, kim bu ülkeye hizmet edecekse, kim bu ülkenin sorunlarına çözüm bulmak için çalışıyorsa, kim kul hakkı yemiyorsa onu başa getirmek zorundayız. Çıkışımız burdadır. Çünkü biz dile ve söze değil, öze ve hale bakarız. Yunus gibi seveceğiz, Mevlana gibi gönüllere yaklaşacağız, Hacı Bektaş-ı Veli gibi elimize, dilimize ve belimize sahip çıkacağız.