Bolu Dağı’nda ‘tam demokrasi’ için deklarasyon

Ruşen Çakır Bolu


       "Türkiye'nin tüm temel sorunlarının çözümü eksiksiz bir demokrasiden geçmektedir" ilkesinden hareketle gerçekleştirilen "Demokratikleşme İçin Girişim" toplantısı sona erdi. Farklı eğilimlerden siyasetçi ve aydınların, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri iki gün boyunca Bolu Dağı'ndaki Koru Oteli'nde demokrasiyi tartıştı.
       Toplantıda "silahların susması", "deprem felaketinin yarattığı kardeşlik ve dayanışma ortamı" ve AB konusundaki olumlu gelişmeler sayesinde toplumsal uzlaşma koşullarının her zamankinden fazla olgunlaştığı tespiti yapıldı. Bu bağlamda demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasa yapılması, özgürlükler ve siyasi katılımın önündeki engellerin kaldırılması, sivil toplumun güçlendirilmesi, demokratik hukuk devletinin tam anlamıyla tesisi, etkin ve bağımsız yargının gerçekleştirilmesi gibi talepler ön plana çıktı.
       Toplantıda siyasetin ve medyanın demokratikleşmesi konusuna özellikle vurgu yapıldı. Devlete karşı işlenen suçları da kapsayacak şekilde genel af çıkarılması ve idam cezasının kaldırılması talepleri dile getirildi.
       Tartışmaların ışığında hazırlanan ortak deklarasyon, mazeretleri nedeniyle toplantıya katılamayanların da imzası alındıktan sonra ilgili mercilere sunulacak. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, "Türkiye Kopenhag kriterlerine bütünüyle uyacaktır" sözlerine atıfta bulunan deklarasyon, "toplantı temas grubu üyeleri" tarafından kısa zamanda kendisine iletilecek.

Bildiri

       Toplantı sonrası yayınlanan bildiride, Türkiye'nin tüm temel sorunlarının çözümü eksiksiz bir demokrasiden geçtiği belirtilerek şöyle denildi:
       "Demokrasi talebi bugün toplumun çok farklı kesimleri tarafından dile getirilmektedir. Koşullar toplumsal uzlaşma bakımından her zamankinden fazla olgunlaşmıştır. Her şeyden önce, silahların susması bu atmosferi olumlu yönde etkilemiş, Kürt sorununun ülke bütünlüğü içinde demokratik çözümü için bir fırsat yaratmıştır. Ayrıca, deprem felaketi, bütün toplumsal kesimlerde bir kardeşlik ve dayanışma havasının oluşmasına yol açmıştır. Avrupa Birliği konusundaki gelişmeler, kamuoyunda demokratikleşme yönündeki talepleri daha da yaygınlaştırmaktadır. 'Şiddet ortamında demokratikleşme mümkün değil' diyen yetkililerin dilindeki bu mazeret de ortadan kalkmış durumdadır. Şimdi gerekli adımların atılması zamanıdır."
       Bildirinin sonuç bölümünde de şu görüşlere yer verildi:
       "Özgür yurttaşlardan oluşan dünyanın bütün demokratik ülkelerinde herkesin sahip olduğu hakların ve güvencelerin insanlarımız için de geçerli olduğu inancındayız.
       Farklı düşüncelerin bütün özgürlüklere ve haklara sahip olmasını; tartışmanın, fikir alışverişinin önüne güvenlik gerekçeleriyle çıkılmamasını talep ediyoruz. Herkesin düşüncesini, öfkesini ve sevincini kendi diliyle söyleyebilmesini; herkesin olduğu gibi görünmesini ve konuşmasını sağlıklı bir toplumun ön şartı olarak görüyoruz.
       Düşüncenin paylaşılmasını, ülkeyi yönetenlerin denetlenmesini, yönetme vekaletini alanların amir değil hizmetli olmasını talep ediyoruz."

Katılanlar

       Toplantıya katılanlaradan bazılarının isimleri şöyle:
       Korkut Özal (DP Genel Başkanı), Ahmet Turhan Demir (HADEP Genel Başkanı), Ufuk Uras (ÖDP Genel Başkanı), FP milletvekilleri Haşim Haşimi, Dengir Fırat, Hak - İş Başkanı Salim Uslu, KESK Başkanı Siyami Erdem, eski milletvekilleri Ahmet Türk, Sedat Yurtdaş, Sırrı Sakık, Kenan Sönmez, Adnan Ekmen, İsmail Hakkı Önal, İHD Başkanı Hüsnü Öndül, eski İHD Başkanı Akın Birdal, DYP Genel Başkan adayı Mehmet Dülger, CHP Parti Meclisi Üyesi Ercan Karakaş, Diyarbayır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik, Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar, eski HEP Genel Başkanı Feridun Yazar, eski HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak, Prof. Bakır Çağlar, Doç. Mensur Akgün, Mehmet Metiner, Mehmet Altan, Saruhan Oluç, Ömer Laçiner, Oral Çalışlar, Ahmet İnsel, Osman Özçelik, Ergin Cinmen, Nadire Mater, Melih Pakdemir, Mıgırdıç Mangasyan, Tarık Ziya Ekinci, Vicdan Baykara, Ertuğrul Kürkçü, Avni Özgürel, Ragıp Zarakolu.