Siyaset CHP sandıkta gelecek aradı

CHP sandıkta gelecek aradı

01.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

CHP sandıkta gelecek aradı

CHP sandıkta gelecek aradı


Olağanüstü kurultayını yapan CHP'de dört genel başkan adayı Mayıs'taki olağan kurultaya kadar genel başkanlık yapmak için yarıştı


       CHP’nin 11. Olağanüstü Kurultayı, Genel Başkan ile Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelerini belirlemek üzere dün Ankara’da toplandı. Ancak Baykal’ın listesinin basımı çok gecikince oylamaya sabaha karşı başlanabildi.
       Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’ndaki kurultay, Divan Başkanlığı’nın oluşturulmasıyla çalışmalarına başladı. Genel başkan adaylarının salona gelmelerinin ardından 11.30’da Genel Başkan Altan Öymen kürsüden kurultayı açtı. Öymen, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından 18 il başkanının imzasını taşıyan Divan Başkanlığı önergesini delegelerin oyuna sundu. Önerge oybirliğiyle kabul edilerek, Gaziantep İl Başkanı Metin Çelikel, Divan Başkanlığı’na seçildi.
       Divan Başkanlığı’nın oluşmasının ardından, kurultaya taşınan, “genel başkanlık ve Parti Meclisi (PM) seçiminin nasıl yapılacağı" tartışması görüşülmeden genel başkan adaylarının konuşmalarına geçildi. Genel başkanlık için yarışan Altan Öymen, Hasan Fehmi Güneş, Deniz Baykal ve Sefa Sirmen sırayla kürsüye gelerek, delegeden oy istedi.
       Öymen’den taktik hata
       Konuşmaların ardından Öymen’in kurultay çağrısında genel başkanlık, PM ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelikleri seçiminin tek maddede yapılacağını bildirmesi, seçimlerin ayrı ayrı yapılabilmesi için önerge verilmesi zorunluluğunu gündeme getirdi.
       Kurultay sürecinde Baykal ve Güneş, Öymen’in çağrısında olduğu gibi seçimlerin birlikte yapılması gerektiğini savunurken; Öymen, ayrı yapılmasını istemişti. Öymen, ilçe seçim kuruluna yaptığı başvuru geri çevrilince, hatasını düzeltemedi. Kurultayda önergeyle düzeltilmesi gündeme geldi, ancak salondaki hava, bu önergenin reddedileceğini gösterince, Öymenciler önerge vermekten vazgeçti.
       Baykal’ın dediği oldu
       Bu sonuç, PM listesi pazarlıklarını da Öymen aleyhine bozdu. Divan Başkanı Çelikel, PM adaylarının bildirilmesi için tanıdığı süreyi, seçimin birlikte yapılması nedeniyle adayların yeni pazarlıklar içine girmesi nedeniyle sık sık uzatmak zorunda kaldı. Böylece seçimlerin nasıl yapılacağı konusunda Baykal’ın dediği oldu.
       Daha sonra Genel Başkan ile 60 kişilik Parti Meclisi ve 15 kişilik Yüksek Disiplin Kurulu’nun belirleneceği kurultayda bin 39 delege, sabaha karşı 20 sandıkta oy kullanmaya başladı.

Baykal hiç değişmemiş...

       NİLGÜN CERRAHOĞLU
       "'Genel Başkanlığa asla geri dönmem' demiyor Deniz Baykal. İstifa etmiş bir lider değil de, o konumu koruyan biriyle sohbet ettiği izlenimine kapılıyor insan. Yaşamının bir dönemini -geri dönüşü olmayan biçimde- arkasına atmış; sayfa çevirmiş, geçmişe sırt dönmüş bir politikacı gibi konuşmuyor. Geleceğe ve kurultaya dönük sözleri kadar geçmişe yönelik bakışı ve değerlendirmelerinin, bu izlenimde payı var.
       Uzun soluklu bir iç hesaplaşması, muhasebe, değerlendirme yapmadığı izlenimi bırakıyor CHP'nin 'müstafi' lideri. Baraj faturasının haklı ve anlaşılabilir tüm gerekçelerini, kendinden başka herkese ve her şeye çıkartıyor. Konjonktür, ülkenin yaşadığı olağanüstü dönem ya da şartlar, medyanın kurbanı olduğunu, haksızlığa uğradığını düşünüyor. Küllerinden bir kez daha doğmaya hazırlanan yeni CHP için; işte böyle bir noktadan yola çıkıyor..."
       25.09.1999 tarihli Milliyet için istifasının hemen ardından Baykal'la yaptığımız "Pazar Sohbeti"nden alınmış sözler bunlar. Kendinden menkul iddiasının aksine bu kadar "değişmemiş" olabilir bir politikacı.
       Dün dumanaltı olmuş, ancak "gaz maskesi" takılarak girilebilecek kurultay salonunda yaptığı 1.5 saatlik konuşmasında, 1.5 yıl önce nerde bıraktıysa, sözüne oradan devam etti Deniz Baykal. Apo etkisi nedeniyle DSP'ye giden oylardan yakındı. "Hakettiğimiz oyları onlar alıyor" diyerek, DSP ile hesaplaştı.
       Kurultayın nitekim en kısa konuşmasını yapan Tarhan Erdem, "Deniz Baykal, TV programlarında söylediklerini söylemeye devam ediyor burada" diyerek özetledi durumu ve ekledi: "Deniz Baykal'ın sözleri yanlış. Rakamlarla ilgili kısım da yanlış. Baykal'ın değişmiş olmasını ümit edebilirdik. Ama hiçbir tarafı ile Deniz Baykal değişmemiştir..."
       Bu satırları yazdığımız saatlerde genel başkanlık seçimlerinin sonuçlarını öngörmek mümkün değil. Baykal ile Öymen arasında devam ediyor yarış. Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'ndan hoparlörlerle dışarıya bahçeye verilen konuşmayı dinlemeye gelen "profesyonel CHP"liler arasında dolaştım biraz.
       Bahçenin hali de, salonun içi gibi, hareketli fakat perişandı. Çaycılar, meşrubatçılar, seyyar köfteciler etrafında kağıt, gazete parçaları, pet şişe, plastik bardaklardan oluşan öbek öbek çöp yığınları arasında çevreciliği aklının ucundan geçirmeyen partililer tespih çekiyor, cep telefonlarına yapışmış harıl harıl kurultay dedikodusu yapıyorlardı.
       Yazdan kalma bu güzelim eylül gününde neden burada olduğunu sordum, işçi emeklisi Lütfiye Kaya hanıma... "Deniz Baykal'ın değişip, değişmediğini görmeye geldim" dedi ve devam etti: "İki yıl öncesine kadar benim partimdi bu. Gönlüm hala CHP'li. Bir türlü vazgeçemiyorum. Gel gör ki pek bir değişiklik havası sezmedim..."
       Nispeten genç kuşaktan biriyle konuşmak istedim. 30 - 40 yaş dönemini SHP ve CHP içinde geçirmiş Mülkiyeliler Birliği işletmecisi Ali Rıza Koçyiğit çıktı karşıma. "Ülke meselelerine ait tek bir laf söylenmedi bugün burada" dedi Ali Rıza bey de: "Ekonomik projelere, Kürt meselesine, AB ile ilişkilere dair tek bir laf edilmedi. Herkes bunun olağanüstü bir kongre olduğunu söylüyor. Ama koltuk mücadelesinden başka bir şey değil bu. Sosyal demokrat olarak on yıldır değişime ilişkin tüm umutlarımı bu partiye bağlamıştım. Bugün burada duyduğum derin bir düş kırıklığıdır..."
       CHP kurultaylar zincirinin son halkasındaki hava bu...

Büyük alkış İnönü'ye

Salon yetersiz kalınca kurultaya katılanlar yer bulmakta güçlük çekti. Salona giren 'Onursal Başkan' Erdal İnönü ayakta alkışlandı
       * Büyük kurultay için yeterli kapasitesi olmayan Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu, sabah saat 07.00'den itibaren adayların taraftarlarınca kuşatıldı.
       * Salondan yapılan anonslarla kalabalığın kapılara yüklenmemesi istenirken, saat 08.45'te kapıların açılmasıyla gruplar arasında tribünde yer kapma yarışı yaşandı.
       * Salon, genel merkezce, "Bağımsızlık benim karakterimdir Atatürk", "Demokrasi, demokrasi, demokrasi", "Dürüst yönetim, açık toplum, temiz siyaset", "Emek en yüce değerdir", "Herkes için barış", "Herkes için demokrasi", "Laik Cumhuriyet'in güvencesi CHP" pankartları, kırmızı beyaz dev kurdeleler ve balonlarla süslendi. Salonda, Atatürk ve Öymen'in posterine yer verildi.
       * Salonun yetersizliği nedeniyle hem adaylar, hem de konuk olarak gelen siyasiler yer bulmada sıkıntı çekti. Kongreye çok sayıda yabancı gözlemci katıldı. Türk - İş Genel Başkanı Bayram Meral, KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, HADEP Genel Başkanı Ahmet Demir, MHP adına milletvekili Nazif Okumuş, DYP adına da Nevhel Şahin, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Baş, TZOB Başkanı Faruk Yücel, ÖDP Genel Başkan Vekili Olgun Delikanlı, Hollanda ve İsveç'ten parlamenterlerle eski genel başkan Hikmet Çetin izledi.
       * Kurultayda binin üzerinde güvenlik görevlisi, 130 partili görev aldı.
       * Kurultay devam ederken saat 14.00'de il temsilcileri Anıtkabir'i ziyaret ettiler.
       * Ses düzenini bozduğu gerekçesiyle delege ve izleyiciler yapılan anonslarla cep telefonlarını kapatmaları konusunda uyarıldılar.

Güneş'e kürsüde soğuk duş

       * Beyazıt Meydanı'nda 1969'da öldürülen sol görüşlü öğrenci Taylan Özgür'ün ablası Hale Kıyıcı önceden açıklamasına karşın aday olmadı.
       * Hasan Fehmi Güneş kürsüdeki konuşmasında tam bağımsızlıktan bahsederken, Kıyıcı yaklaşarak, "Ne bağımsızlığı, Bağımsızlık uğruna ölen Taylan'ın dosyasını neden sakladın? Bağımsızlık senin neyine" diye bağırdı.
       * Partililer, salona alkışlar ve tezahüratlarla giren İnönü'nün elini öptüler. Ayakta alkışlanan İnönü, Öymen'in konuşmasını dinlerken zaman zaman uyukladı.
       * Baykal taraftarları, "Seninleyiz Deniz, yeniden geleceğiz", "Seni Başbakan yapmadan asla" sloganlarının yazılı olduğu dev pankartlar açarken, "Baykal Başbakan" sloganları attı.
       * Baykal'ın salona girişinde karşı ekiplerin yuhalamasını önlemek için yüksek sesle müzik çalınması dikkat çekti. İzdiham nedeniyle Baykal tökezlerken, oturduğu yerin önündeki cam bölüm kırıldı, iki gazeteci yere düştü.
       * Baykalcıların sağında oturan Güneş taraftarları, siyah zemin üzerine "18 Nisan'ı unutmadık", "Hizip yok umut var", "8.7 yetmedi mi" pankartlarının yanı sıra Baykal'ın sırtında tekme izi olan karikatürlerden oluşan afişleri taşıdılar.

Yuhalamalara uyarı

       * Güneşçiler, "Akın var Güneş'e akın", "Sosyal demokratların iktidarı Güneş'le geliyor", "Yeni umutlara Güneş doğuyor", "İnadına örgüt, inadına sol" "Kahrolsun IMF, tam bağımsız Türkiye", "IMF iktidar, Cottarelli Başbakan", "YÖK'e hayır" sloganlarıyla sol mesajlar verdi.
       * Kurultay salonuna Hasan Fehmi Güneş ile birlikte gelenler arasında baretli birinin bulunması dikkat çekti. Gergin bir ortamda geçmesi beklenen kurultaya baretle gelen kişinin Zonguldak delegesi İsmet Hazır olduğu öğrenildi.
       * Salonda en örgütlü grup olarak dikkat çeken Sefa Sirmenciler, Baykalcıların hemen sağında en geniş bölüme yerleşti. Üzerinde Sirmen'in fotoğrafının bulunduğu, "Huzurlu güvenilir CHP, mutlu ve güçlü Türkiye" yazılı dev bir pankart açtılar. Başlarında Sefa Sirmen yazılı kırmızı şapkalarla salonda göze çarpan Sirmenciler, sık sık "Sefa Başbakan" sloganı attılar.
       * Adayların ekiplerinin karşılıklı sloganlarla salondaki gerginliği artırması üzerine Ankara İl Başkanı Levent Gök, mikrofondan uyarıda bulunarak, "Kimse kimsenin aleyhine söz etmeyecek. Kimsenin yuhlanmasını, aleyhte tezahürat yapımasını istemiyoruz" dedi.
       * MHP'li Okumuş salona girerken ve kurultaya kutlama telgrafı okunan DYP lideri Tansu Çiller yuhalandı.
      

Baykal protokole, Öymen delegeye gitti

       Adaylar, kurultay salonuna birlikte geldikleri isimlerle delegeye de ekipleriyle ilgili ilk işareti verdiler.
       Altan Öymen, diğer adayların tersine Divan Başkanlığı'nın arkasındaki kapıdan salona girdi. Salona sönük bir karşılamayla gelen Öymen, delegelerin arasında oturmayı tercih etti. Öymen'i destekleyen Murat Karayalçın ve bazı genel merkez yöneticileri de delegeler arasında kaldı.
       Deniz Baykal, Mehmet Sevigen ile birlikte girdiği salonda, daha önceden protokolde yerini alan Bülent Tanla, Zülfi Livaneli ve Ahmet Güryüz Ketenci ile birlikte oturdu. Baykal'ın kendisinden önce gelen Erdal İnönü'nün hemen önünden geçmesine karşın, selam vermemesi ise dikkat çekti.
       Kurultaylar konusunda tecrübeli olan Baykal ekibi her iki tribünde de ayrı bölümlerde otururken, Sirmen ve Hasan Fehmi Güneş taraftarları Baykalcıların her iki yanında yer aldı. Güneş, salona destekçileri Ercan Karakaş ve Fikri Sağlar ile girdi. Güneş ve beraberindekiler tribünlerde yer bulamayınca delegelerin arasına indi. Güneş, burada başta Abdülkadir Ateş olmak üzere ekipteki önemli isimlerle sık sık kurultayda izleyecekleri taktikle ilgili değerlendirmeler yaptı.
       Salona daha sonra gelen Sefa Sirmen protokolde Onur Kumbaracıbaşı ile birlikte oturdu. Sirmen'in en ilginç destekçisi ise Baykal'dan koptuktan sonra kurultay öncesinde tarafsız kalacağı mesajları veren Adnan Keskin oldu. Son anda aday olmaktan vazgeçen Hurşit Güneş de Sirmen'i karşılayarak, Keskin ile birlikte oturdu.

Öymen sakin konuştu

       Kürsüye ilk çıkan Altan Öymen, bir saat süren konuşmasında kurultaydaki en önemli rakibi Deniz Baykal'ı ad vermeden eleştirerek şöyle konuştu:
       * TARİHTEN ÖRNEK: CHP 18 Nisan seçimlerini niye kaybetti? İnsanların haklı olması yetmiyor. Haklı olduklarının görülmesi gerekiyor. Ciddi, samimi, inandırıcı olmak için ciddiyetle çalışmak lazım. İsmet Paşa'nın bir anısını aktaracağım. Senato'da Cevdet Sunay'ın Cumhurbaşkanlığı süresinin uzatılması isteniyordu. Kanun teklifi yapılmıştı. İsmet Paşa karşıydı. Kürsüye çıktı, "Sayın Sunay, Cumhurbaşkanlığına yeniden gelmek istiyormuş. Gelirse ne yapacak. Şimdiye kadar ne yaptıysa onu yapacak." Ben de şimdiye kadar ne yaptıysam onu daha gayretle yapmaya devam edeceğim.
       * HÜKÜMETE YÜKLENDİ: Hükümetin başarılı olmasını diledik. Ama hükümet maalesef kendi yapısı içinde halkın çıkarlarına hizmet etmedi. İçinde "sol" adını taşıyan bir harfi olmakla birlikte sağ koalisyon manzarası gösterdiler. "Ben kurdum, güvercini ısırırım", "Güvercin yüksekten uçar, kurt yakalayamaz" dediler. Buna "Arıcılar" da karıştı. Sonra çıktılar "At gelir çifteler" denildi. Kurt kuş arı bir araya geldi. Aklama paklama işlemlerini bitirdi.

'Nefret eden insanlar konfederasyonu'

       Deniz Baykal, kürsüdeki yaklaşık 1.5 süren konuşmasında, Altan Öymen ve hükümet ortaklarına sert eleştiriler yöneltti. Özeleştiride de bulunan Baykal şöyle konuştu:
       * İDDİALARIN ARKASINDAYIZ: Hükümeti düşürmek dahil seçim öncesindeki bütün iddialarımız doğruydu ve bugün de arkasındayız. Bunlar bizim şerefimiz, onurumuz. Siyasi iddialar toprağa atılmış tohum gibidir. Ancak parti 15 aydır susarak bu iddialara sahip çıkmadı. Allah selamet versin. Bizim arkadaşların ağzı var sesi yok.
       * 18 NİSAN AÇIKLAMASI: Abdullah Öcalan hükümetin katkısı olmaksızın Amerikalıların yardımıyla yakalandı. Apo'nun uçaktaki, elleri bağlı, ağzı bantlı ve sakallı görüntülerinin televizyonlarda günlerce gösterildi. 1.5 ay sonra da sandığa gidildi. Türkiye, toplumsal hipnoz etkisi altında oy kullandı. Kıbrıs çıkarmasından sonra sandığa gidilseydi, Süleyman Demirel kalır mıydı? Demirel biterdi. CHP'nin başına, bu talihsiz olaydan dolayı 18 Nisan geldi.
       * İHANET SUÇLAMASI: Kurultay gereksizdi. Öymen, Mayıs 2001'deki kurultaya kendisini seçecek kadrolarla gitmek istediği için bu kurultayı savundu. CHP'nin en büyük sorunu da birbirinden nefret eden insanlar konfederasyonu görüntüsünden kaynaklanıyor. Bunun aşılması gerekir. Partiyi birleştirmek, yapıştırmak için gelecekler, siper gerisine çekilmiş insanların suskunluğuyla büyük ihanetlerin yaşanmasına seyirci kalacaklar. Partiye ihanet ettirmeyecek kadroların getirilmesi istiyorum sizden.

Güneş: Partiyi sağcılaştırdılar

       Hasan Fehmi Güneş, Öymen'in ardından çıktığı kürsüde, mevcut ve önceki yönetime yoğun eleştiri yönelterek, şunları söyledi:
       * OLDU MU TAM OLSUN: Çok yakında karşımıza çıkacak bir erken seçimin hazırlıklarını yapmalıydık. Bu nedenle bu kurultayı istemedik. Madem ki kurultay kaçınılmazdı, tam bir kurultay yapalım, geçiştirmeyelim. Ne kadar sorun varsa çözelim. Yeni kurultaylara yol açmayalım.
       * 15 AY İSRAF EDİLDİ: İsimleri, listeleri değiştirerek sorunun çözüleceğini sanmak bir yanılgı. Bugünkü yönetim, bugünkü kadro, partinin bu temel sorununu algılayamadı. CHP'nin büyüklüğünü kaldıramadı, yönetmeyi beceremedi, siyaset üretemedi, sorunlara tavır koyamadı. CHP'yi haksız biçimde sıradanlaştırdı. Bugünkü yönetim 15 ayı israf etti. Genel Başkan kendi yaptığı listeyle "kanlı bıçaklı" hale geldiğini savundu.
       * SAĞCILAŞTIRDILAR: Bir önceki yönetim de partiyi "küçük olsun, benim olsun" anlayışıyla yönetti. O kadar küçüldü ki, kimseye yetmedi. Önceki yönetim de şimdiki yönetim de CHP'yi sağcılaştırmak, başkalaştırmak için aynı ideolojik sapmayı sürdürdü.
       * SORUMLULUK SİZİN: İlk seçimlerde iktidar adayı CHP öneriyorum, solun birinci partisi olmayı öneriyorum. Söz veriyorum. Sevgili delegeler, lütfen beni anlayın, partimi tutku düzeyinde seviyorum. Şimdi söz, karar sizin, Sorunluluğu taşımak da sizin.

Yuhlamayın, aleyhte konuşmayın

      
  • Güneşçiler, “Akın var Güneş’e akın", “Sosyal demokratların iktidarı Güneş’le geliyor", “Yeni umutlara Güneş doğuyor", “İnadına örgüt, inadına sol" “Kahrolsun IMF, tam bağımsız Türkiye", “IMF iktidar, Cottarelli Başbakan", “YÖK’e hayır" sloganlarıyla sol mesajlar verdi.
  • Salonda en örgütlü grup olarak dikkat çeken Sefa Sirmenciler, Baykalcıların hemen sağında en geniş bölüme yerleşti. Üzerinde Sirmen’in fotoğrafının bulunduğu, “Huzurlu güvenilir CHP, mutlu ve güçlü Türkiye" yazılı dev bir pankart açtılar. Başlarında Sefa Sirmen yazılı kırmızı şapkalarla salonda göze çarpan Sirmenciler, sık sık “Sefa Başbakan" sloganı attılar.
  • Adayların ekiplerinin karşılıklı sloganlarla salondaki gerginliği artırması üzerine Ankara İl Başkanı Levent Gök, mikrofondan uyarıda bulunarak, “Kimse kimsenin aleyhine söz etmeyecek. Kimsenin yuhlanmasını, aleyhte tezahürat yapımasını istemiyoruz" dedi.
  • MHP’li Okumuş salona girerken ve kurultaya kutlama telgrafı okunan DYP lideri Tansu Çiller yuhalandı.