Siyaset Cumhurbaşkanı'na Kürt sorunu çağrısı

Cumhurbaşkanı'na Kürt sorunu çağrısı

18.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kürt sorununun barışçıl çözümü konusunda Cumhurbaşkanı Gül'ü aktif göreve çağıran 100 aydın, 'Kardeşçe yaşamayı özledik' dedi. Mektup yazan aydınlar şiddet ve milliyetçiliğin, akılcı çözümlerin önüne geçtiğini söyledi

Cumhurbaşkanına Kürt sorunu çağrısı

axsiy032.jpg "Kardeşçe yaşamayı özlediğimizi ilan ediyoruz" diyen ve bir de mektup hazırlayan aydınlar, mektubu bugün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunacak. Aralarında Prof. Dr. İonna Kuçuradi, Prof. Dr. Halil Berktay, Prof. Dr. Şerif Mardin, Prof. Dr. Murat Belge, Prof. Dr. Mete Tunçay, Prof. Dr. Ayşe Buğra, Prof. Dr. Fuat Keyman, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Jale Parla, Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Osman Kavala, Can Paker, Cengiz Aktar, İbrahim Betil, Oya Baydar, Şevket Pamuk, Tarık Ziya Ekinci, Zeynep Tanbay'ın da bulunduğu 100 aydın, Kürt sorununun barışçıl yollardan çözümü konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü aktif olarak göreve çağırdı. Kürt sorununun barışçı yöntemlerle çözülmesi için adımlar atılacağı yönünde verilen sözlerin hatırlatıldığı mektupta, tırmanan şiddet ve milliyetçiliğin, akılcı çözüm arayışlarının önüne geçtiği ve bir arada yaşama isteğinin aşınmaya başladığı belirtildi.Çözüm yönünde atılacak adımları destekleyeceklerini ve savunacaklarını belirten aydınların mektubunda, DTP'nin kapatılması davasına tepki gösterilerek, "Siyasi, iktisadi, insani çözümlerin derhal gündeme getirilmesinin gerektiği bu kritik dönemde, DTP'nin kapatılması davası gerginliği ve çözümsüzlüğü derinleştirecek, demokrasiyi ağır şekilde zedeleyecektir. Bu ülkede kendi kimlikleriyle siyaset yapmak isteyen Kürtler yaşıyorsa, partileri de olacaktır" denildi. 'DTP kapatılmamalı' Mektupta aydınlar, sorunun temelinde, farklılıkları kabul etmeyen, tek tip ve itaatkâr vatandaş isteyen, kendisi gibi düşünmeyeni affetmeyen bir zihniyetin bulunduğu kanısında olduklarını bildirdi. Kürt sorunu hakkında Amerikalılarla, Avrupalılarla konuşulurken, konunun doğrudan muhatapları olan Kürtlerin, DTP'lilerin görüşlerine başvurmaktan kaçınıldığını gözlemlediklerini belirten aydınların mektubu şöyle devam etti: "Bu yok sayma halini haksız, incitici, kaygı verici buluyoruz. Kürt sorunu, ancak tüm tarafların görüşleri dinlenerek, dikkate alınarak çözülebilir. En son Diyarbakır'da yaşanan acı terör eylemi ve benzerleri, bu yönde atılacak adımları geriletmemelidir. Biliyoruz ki, demokratik açılımların ve barışçı çözümlerin askıya alınması, şiddette bel bağlayanların beklentisidir. Bu bağlamda, Sayın Başbakan'ın ifade ettiği 'silahsızlandırma' kavramının kilit bir rol oynayabileceğini düşünüyoruz." 'Yok saymak incitici' Mektupta, PKK'nın silahsızlandırılması için gerçekten sonuç alınmak isteniyorsa, itirafçılık gibi kişinin kendini aşağılanmış hissedeceği, psikolojik direnç yaratacak kavramlarla yola çıkılmaması gerektiğin belirtilerek şöyle devam edildi: "Hiç kimsenin, ahlaki çağrışımı muhbirlik olan onur kırıcı bir dönüşü kabul etmesinin kolay olmayacağını unutmayalım. Düzenlemeler, meydan okuma değil, çağrıya uyma isteği yaratmalıdır. 'PKK'ya çağrı yapılmalı' Bizler; aynı acıları, aynı kaygıları paylaşanlar ve umudu barış olanlar, utanmadan birbirimizin gözlerine bakabilmeyi, korkmadan birbirimize sarılmayı, kardeşçe yaşamayı özlediğimizi ilan ediyoruz. Böyle bir birliği özlüyoruz, savunuyoruz. Özlemimize sahip çıkacağız, özlemimizi gerçekleştirenlerin arkasında olacağız. Anayasa, milletin birliğini temsil görevini Cumhurbaşkanı'na vermiştir. Yukarıda ifade ettiğimiz sorunların çözümü için aktif tavır almanızı bekliyoruz." 'Kardeşçe yaşamayı özledik'