Siyaset Demirel: Darbe bir kereden sonra yol oluyor

Demirel: Darbe bir kereden sonra yol oluyor

10.11.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Demirel: Darbe bir kereden sonra yol oluyor

Demirel: Darbe bir kereden sonra yol oluyor


       Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Pakistan'daki askeri yönetimin lideri Pervez Müşerref ile yaptığı görüşmede, Türkiye'nin deneyimlerini anlattığını belirterek, "Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Silahlı kuvvetleri siyasete sokarsanız bir yerden sonra tutamazsınız" dedi.
       Çankaya Köşkü'nde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirel, "Müşerref'e bir öğüdünüz oldu mu" sorusuna karşılık ziyareti "nazik bir ziyaret" olarak nitelendirdi.
       Pakistan'da olanları tasvip edip etmemenin ayrı konular olduğunu kaydeden Demirel şunları söyledi:
       "Eninde sonunuda dönüp gelinecek yer anayasadır. Görüşmemizde, bu ülkede demokratik rejimin yürütülmesine verdiğimiz öneme temas ettik. Bizim tecrübelerimizi kendisine aktardım. İnişli çıkışlı Pakistan ve Türk demokrasilerinde onların da bizim kadar tecrübesi var. Ama, bizim tecrübelerimizin bilinmesinde yarar vardı. Benim şahsi kanaatim, silahlı kuvvetlerin siyasete el koyması belki kısa vadede birtakım iyileştirmeler yapıyor, ama orta ve uzun vadede getirdiğinden çoğunu götürüyor.
       Evvela rejime inançsızlık hasıl ediyor. Hatta seçilmiş idarelerde halkın nazarında seçimi anlamsız hale getiriyor. Yani 'seçiyoruz da ne oluyor' gibi davranıyor halk. Milli iradeyi şu veya bu sebeple aşmak söz konusu oluyorsa, ki daima bir gerekçe bulunabiliyor, o yol oluyor. Ondan sonra da aşılmaya devam ediyor. O ülke istikrara kavuşmuyor."

Kan lekesi

       Demirel, meseleyi uzun vadede hesaplamak gerektiğini kaydederek, "Bizim tecrübelerimizin bu olduğunu kendisine söyledim" dedi. Demirel şöyle konuştu:
       "Kendisine en kısa zamanda anayasal düzeni restore etmelerini ifade ettim. Bunu beyan ederlerse itibar kazanacaklarını da söyledim. Ve tabii ki bu çeşit hareketlerin sonunda umulmadık neticelerle de karşılaşılabiliyor. Gayri insani birtakım muamelelerin olmamasını dilediğimizi söyledim. Çünkü, böyle bizim tecrübemiz, onların da tecrübesi.
       Deniyor ki dünyada, 'her lekeyi çıkaracak ilaç vardır, yalnız kan lekesini çıkaracak ilaç bulunamamıştır.' Siyasi sebeple kan dökülmesi milletlerin iç ahengini bozuyor. Ve bir süre sonra bunun haklılığını savununlar olabileceği gibi, haksızlığını savununlar da oluyor, hem çok oluyor. Zaman bu işleri yapanları haklı çıkarmıyor, ama milletin içine bir ikilik sokuyor. Yani, halkın bir kısmı 'bu yapılmamalıydı' diyor, bir kısmı 'iyi oldu, yapıldı' diyor. Ama, 'yapılmamalı' diyenler çoğalıyor, 'iyi oldu, yapıldı' diyenler çok azalıyor. İnsanlar içinde bir ukde kalıyor."

Orduyu siyasete sokarsanız...

       Demirel, bir başka soruyu da şöyle yanıtladı:
       "Benim kendisine söylediğim, 'Eğer bir orduyu tahrip etmek istiyorsanız, siyasete sokun.' Ben bu evrensel kuralı 30 senedir söyleyerek geliyorum. 'Orduyu siyasete sokmayız' diyebilirsiniz, ama eğer el koymuşsa silahlı kuvvetler ülke idaresine, siz ne kadar 'sokmayalım' deseniz, o, girer. Yani, onu tutamazsınız bir yerden sonra. Ve tabii ki burada önemli olan hadise, 'evet ülkede birçok yanlışlar vardı, bunları düzeltmek için bu işi yaptık.' Peki bunu yaptınız, yalnız zaman öyle bir şeydir ki çok çabuk geçer, 'düzelteceğiz' dediğiniz şeylerin bir kısmını düzeltememiş olursunuz. Bugün eğer herhangi bir popülariteniz varsa, ki öyle diyorsunuz, o, zaman içerisinde çok çabuk kaybolur, öfkeye dönüşür."

Damdan düşenin hali

       "Bizim tecrübemize göre, yeniden anayasal ve demokratik sistemi restore etmek için iki seneyi geçmemek en doğrusudur" diyen Demirel şöyle devam etti:
       "Tabii bu gibi hadiselerde; Türkiye'de de, başka ülkelerde de görülmüştür, yani devlete el koyanların kendilerini ibra, kendilerini haklı çıkarma gayretleri başlar. Ve kendilerini haklı çıkarmanın en kestirme yollarından birisi öncekileri kötülemektir. Kötülemek değil, tehlikeli saymaktır. Tehlikeli saymak yetmez, bu tehlikeyi ortadan kaldırmak gelir, karışık bir iştir. Yani 'nereden biliyorsun' dersen, adam damdan düşmüş. Koşuşmuşlar doktor arıyorlar. Demiş ki, 'Benim doktora değil, damdan düşen bir adama ihtiyacım var.' Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar."
       Demirel, "Gayri insani muameleden acaba Müşerref'in devirdiği yönetimin liderlerine yönelik ölüm cezası tehdidi mi kastediliyor" diye soran gazeteciye "Dosdoğru anlamışsın. Bana tekrarlatma" yanıtını verdi.

Sürtünmeyi büyütmeyin

       Demirel, koalisyon hükümetine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de şunları söyledi:
       "Bir koalisyonsa, hatta tek parti hükümeti ise bu çeşit sıkıntılar olur. Hükümet zor iştir. Hele koalisyon hükümetini yürütmek fevkalede zor iştir. Koalisyon kültürü ister. Türkiye'de koalisyon kültürü yok mu? Türkiye aşağı-yukarı 30 seneye yakın zamandır bu koalisyonlarla haşır neşirdir. Koalisyonlardaki sürtünmeleri çok büyütmemek lazımdır. Düşüne, taşına, konuşa, koalisyon liderleri onlara bir çare bulurlar. Tabii ki sizin göreviniz, gazeticiler olarak telaşlanmaktır. O telaşı kamuoyuna intikal ettirmektir. Çünkü, sizin hesabınız, yani bu iş aşılırsa, zaten size kimse bir şey demez. İş aşılmaz, işin altından bir şey çıkarsa 'biz dediydik' diyeceksiniz. Sizi ayakta tutan da zaten budur.