Siyaset Demirtaş, Ağar ve Bucak'ı örnek gösterdi

Demirtaş, Ağar ve Bucak'ı örnek gösterdi

29.12.2009 - 15:36 | Son Güncellenme:

.

Demirtaş, Ağar ve Bucakı örnek gösterdi

Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14 Kasım'da aldığı, ‘İfade vermek üzere mahkemeye zorla getirilmelerine’ dair karar verdiği isimler arasında bulunan kapatılan DTP'nin eski milletvekilli Aysel Tuğluk ve BDP Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da BDP il binası önünde basın açıklaması yaptı.

İlk konuşmayı yapan Selahattin Demirtaş, ifade vermeye gitmeyeceklerini söyledi. Milletvekillerinin zorla duruşma götürülme kararının Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce parti genel merkezlerine ulaştırıldığını belirten Demirtaş, parti olarak aldıkları kararda ısrarlarının devam ettiğini söyledi. Bir kararın mahkeme tarafından verilmesinin kararı hukuki hale getirmeyeceğini öne süren Demirtaş, şöyle dedi: “Karar bir mahkeme tarafından verilmiş olmakla hukuki hale gelmez. Bir mahkemenin vermiş olması kararı tek başına adil ve hukuka uygun hale getirmez. Bir dönem çete kurmakla yargılanan, hatta çete başı olmakla yargılanan Mehmet Ağar gibi Sedat Bucak gibi milletvekilleri haklarında bırakın yakalama kararı, yargılama bile yürütülemezken, bizler gibi sadece siyasi düşüncesini açıklamış olmaktan yargılanan milletvekillerine bu kadar rahat dokunulacaksa, biz de diyoruz ki buyrun gelin. Bu siyasi seneryoya kendi ayağımızla kendi elimizle razı olamayacağzı. İtirazımız bunadır.” Hukuk ve adil yargılamaya saygılı olduklarını anlatan Demirtaş, siyasallaşmış bir yargılama sürecinin parçası olmayı da asla kabul etmeyeceklerini anlattı. Bu kararın arkasında AK Parti'nin siyasi iradesinin de olduğunu öne süren Demirtaş, şöyle devam etti: “TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, ‘Milletvekillerinin zorla götürülmesinde bir sakınca görmüyoruz’ demekle siyasi iradenin arkasında olduğu mesajını vermişti. Biz buradan AKP ve bu demeci veren Kuzu'ya şunu belirtmek istiyoruz; Siz ‘kuzu' olabilirsiniz, ama biz ‘kuzu' olmayacağız, siz yargıyı kendi politik amaçlarınıza hizmet için kullanabilirsiniz. Biz bu oyunun bir parçası olmayacağız. Siz AKP'li Kürt yaratmak istiyorsunuz ama biz AKP'li Kürt olmayacağız. Siz devlete bağlı köle Kürt yaratmak istiyorsunuz, biz öyle olmayacağız.” Belediye başkanlarının siyasi iradelerini savunduğu için kelepçelenip götürüldüğünü söyleyen Demirtaş, halkın iradesiyle seçtiği belediye başkanlarını kelepçelenip tutuklanmasını eleştirirken, şöyle dedi: “Halkın milletvekilleri hakkında zorla yakalama kararı çıkarıp dokunulmazlık, siyasi iradelerinin tanımıyorsanız, bu sizin bileceğiniz iştir. Ama biz kendi bildiğimiz yolda ısrarlı bir şekilde politik çizgimizi savunmaya, halkımızın iradesini onurlu bir şekilde temsil etmeye devam edeceğiz. Gelip bizi zorla götürebilirler. Bu hukuksuz uygulamayı meşrulaştırmayacağız. ‘Efendim kendileri kriz yaratıyor, gitseler de kriz bitse’ diyenlere de şunu söylemek istiyorum; Yok öyle yağma, hem hukusuzluğu dayatacaksınız hem de bu huksuzluktan kaynaklı krizi ortadan kaldırma görev ve sorumluluğunu da bize vereceksiniz. İtirazımız bu ayrımcı uygulamayadır. Altını çizerek belirtmek istiyorum. Burada bir yargı yetkisini, mahkemeyi, hukuku tanımama söz konusu değil. Biz AKP’yi tanımıyoruz, hükümetin politikasını tanımıyoruz.” Bu konuda krizin 2 yıldan bu yana sürdüğü halde AK Parti'nin bunun aşılması için tek adım atmadığını ileri süren Demirtaş, iktidar partisinin bunu bunu bilinçli yaptığını iddia etti. Bu krizin mağdurlarının Kürt halkı olduğunu söyleyen Demirtaş, “Krizi çıkaran biz değiliz. Kürt halkının iradesi ve onuru kırılmaya çalışılıyor. Bizim şahsımızda halkımıza hakaret edilmesine asla izin vermeyeceğiz, asla tahammül göstermeyeceğiz, halkımız bunu böyle bilmelidir. Bizim görevimiz bizim işimiz hukuksuzluklara karşı direnmektir. BDP’li milletvekilleri olarak zorla götürülsek bile biz faşizme teslim olmayacağız, faşizmi teslim almaya gideceğiz” dedi.

DTP'nin kapatılması ardından hakkında 5 yıl siyasi yasak getirilen Diyarbakır milletvekili Aysel Tuğluk, 12 Eylül darbesi yasasından esinlenerek yapılan yasayla yargılandıklarını ileri sürdü. Bu yasa ile alınan kararın adil olmadığını söyleyen Tuğluk, “Anayasa'ya aykırı bir uygulama ile karşı karşıyayız. Dokunulmazlık mekanizması var, bu Anayasa'da da düzenlenmiş. Bizim itirazımız, Anayasa’ya rağmen bize yönelik ayırımcı bir uygulama söz konusu olduğunadır. Mahkemeyi tanımama gibi durum söz konusu değildir. TBMM'de yolsuzluk, rüşvet ve çeteden yargılananların olduğunu biliyoruz. Yargılamaları devam eden de var ama hiç bir şekilde böyle bir uygulama yapılmıyor olması ve sadece bizlere dönük böyle bir uygulamanın olması, zaten ortada ciddi bir hukuksuzluğun olduğunu gösteriyor. Bunlara karşı elbetteki boynumuzu bükecek değiliz” dedi.

YARGILIMA KONUSU SÖZLERİMDEN FAZLASINI SÖYLEYECEĞİM Milyonlarca halkın oyu ile seçildiklerini söyleyen Tuğluk, kendilerine oy veren halkın onurunu asla çiğnetmeyeceklerini söyledi. Tuğluk, “Tavrımız buna karşıdır. Milyonlarca insanların iradesine gösterilen saygsızlığa karşı, onları saygılı olmaya davet ediyoruz. Bu onurumuzu korumaya dönük tutumdur, yoksa mahkemeden filan kaçmıyoruz. Kendi adıma söylüyorum, yargılama konusu olan bütün düşüncelerimin arkasındayım ve bunları söylemeye, daha fazlasını da söylemeye devam edeceğim. Bu yöntemlerle bizi sindireceklerini, bizi ve halkı susturucaklarını sanıyorlarsa, çok çok büyük bir yanılgı içindeler. Halkımız ve biz mücadelemizi devam ettireceğiz” diye konuştu.

Tuğluk, demokrasilerin özgürlükleri yaşamının bedeli bulunduğunu, bunun kendilerine ödettirilmeye çalışıldığını ileri sürdü. Tuğluk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bedeli ödemeye hazırız. Herkesin bunu böyle bilmesi lazım. Bu mahkeme hükümleri filan bizim açımızdan halkımızın vicdanında hiçbir değeri yok. Diyarbakır’da gidin bugün kime sorarsanız sorun, son dönemlerde halkımıza ve bizlere yönelik linç uygulanıyor, sindirme ve susturma politikaları uygulanıyor, iradesizleştirme politikası uygulanıyor. Halkımızın vicdanında bu kararların hiçbir hükmü yoktur. Adil görülmüyor zaten. Bu tür operasyon ve yaklaşımlar, halkımız nezdinde demokratik direniş demokratik tepkiyle yanıtını bulacaktır. Hiç kimse, hiç birimiz bu uygulamalara karşı boynumuzu uzatmaycağız. Bunu herkesin böyle bilmesi lazım. Kürt halkı örgütlü ve bilinçli bir halktır. Bu uygulamalara karşı direnişini gösterecek potansiyele ve güce sahiptir. Devletin de bunu bilmesi gerekir. Şimdi buradayız Ankara'ya da gideriz.” Demirtaş, bir soru üzerine plan ve programlarında değişiklik yapmayacaklarını diğer milletvekilleri ile çalışmaya devam edeceklerini ekledi.

Yazarlar