Siyaset Demirtaş: Dindar değil uysal gençlik istiyorlar

Demirtaş: Dindar değil uysal gençlik istiyorlar

28.02.2012 - 15:48 | Son Güncellenme:

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetin dindar değil, uysal nesil yetiştirmek istediğini ileri sürerek, "Dindar gençlik sorgulayan gençliktir, gerici değildir. Allah’tan başkasına kulluk etmez. Zalim kim olursa olsun ezilenin yanında yer alır. Bunlar biat eden, genel başkan ‘höt’ dedi mi oturan, neo-liberal sömürü düzenine hizmet etme konusunda meziyetleri olan bir gençlik yetiştirmek istiyorlar" dedi.

Demirtaş: Dindar değil uysal gençlik istiyorlar

BDP lideri Demirtaş partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. 28 Şubat’ın sivil siyasete yapılmış haksız bir müdahale olarak her zaman kınanması, unutulmaması gerektiğini anlatan Demirtaş, bundan doğru sonuçlar çıkartılmadığı sürece de Türkiye’nin darbeler toplumu olmaya devam edeceğini söyledi. 28 Şubat darbesinin sadece Milli Görüş ve rahmetli Erbakan’a karşı yapılan bir darbe olmadığını söyleyen Demirtaş, amacının "Türkiye’yi yeni dünya düzeniyle içli dışlı hale getirme, neo-liberal politikalara uygun hale getirme, sinmiş biat etmiş toplum yaratma" olduğunu ileri sürdü.
Esas hedefleri irdelendiğinde 28 Şubat’ı yapanların başarılı olduğunu söyleyen Demirtaş, "28 Şubat 10 yıl bile sürmedi" diyenleri şaşkınlıkla karşıladığını ifade etti. 2002’de iktidarı devralanların darbeyle hesaplaşmak için ne yaptığını soran Demirtaş, "Madem Milli Görüş’e yapıldı darbe, siz zaten iktidara gelmeden önce ‘biz o gömleği çıkardık’ diyerek bu tasfiyeye çanak tuttunuz, alkışladınız. Dolayısıyla 28 Şubat’ın Milli görüşü tasfiye etme amacına hizmet ettiniz. Bu nedenle iktidara geldiniz. 28 Şubat’ın bebeği, çocuğu olarak iktidara geldiniz" dedi.

Haberin Devamı

-"NEYLE MÜCADELE ETMİŞSE ONA BENZEDİLER"-

28 Şubat’ın ikinci amacının dünya ekonomik sistemine girmek olduğunu, AKP’nin de neo-liberal politikaları uygulama vaadiyle iktidara gelip bu politikaları uyguladığını söyleyen Demirtaş, "Dışarıdaki 28 Şubat’çıların neo-liberal politikalara teslim olma amacını gerçekleştirdiniz. Siz 28 Şubat’ın hem ürünü hem destekçisi olarak iktidara geldiniz. Yoksa ‘darbe Erbakan’a yapılmıştı, başarılı oldu. AKP o düzeni alaşağı ederek iktidara geldi demek yanılgıdır" dedi.


28 Şubat süreciyle ilgili "Aydınlar gazeteciler tutuklanıyordu. Medyaya sipariş yayınlar yaptırılıyordu, andıçlar, fişlemeler yapılıyordu" gibi değrelendirmeleri hatırlatan Demirtaş, "Bütün bu yapılanların benzerlerini AKP yapmıyor mu?" diye sordu. Dolmabahçe’de gazetecilere brifing, yargıçlara savcılara talimatlar verildiğini, siyasilerin tutuklandığını söyleyen Demirtaş şöyle devam etti:
"Sokakta tank yürütmüyorlar ama gece gündüz her yerde panzerleri yürütmüyorlar mı? Neyle mücadele etmişse ona benzediler. ‘Ergenekon’la mücadele’ dediler, Ergenekon’un bütün yöntemlerini uyguluyorlar. ‘28 Şubat’la mücadele’ diyorlar, 28 Şubat’ın bütün uygulamalarını bize karşı kullanıyorlar. O nedenle ‘28 Şubat başarılı olmadı’ demek yanlıştır."

Haberin Devamı

"Darbelerden hesap soruyoruz" diye birkaç generali tutuklamanın darbeyle hesaplaşmak anlamına gelmediğini söyleyen Demirtaş, "O yönetim zihniyeti tasfiye edilmediği müddetçe darbeler yaşıyor demektir. Etkileri itibariyle hem 12 Eylül hem 28 Şubat darbesi yaşıyor. Çok uzun bir müddet sonra değil ileride AKP’nin belgeseli çekilecek. İlkelerini uğruna mücadele ettiğin bütün değerleri bir kenara bırakacaksın, ‘şu gömleği çıkardım, askeri parkamı giydim’ diye iktidara geleceksin, bununla da ‘darbeyle mücadele ediyoruz’ diyeceksin. Ortada bir darbeci zihniyet varsa sizin zihniyetinizdir" dedi.

-"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER DERSİM’DE DE LAZIMDI"-

Kendi genel başkanını içeri atan DGM’lerin devamı mahkemelerin AKP tarafından savunulmasını eleştiren Demirtaş, "Özel yetkili mahkemelerin kendisi yasadışıdır, tabii hukuk ilkesine aykırıdır. İktidar bu mahkemelere sığınarak muhaliflerini tasfiye etmeye çalışıyor. Bu mahkemeler Dersim’de katliamı yapanlara da lazımdı, dolayısıyla o günün katliamcıları nasıl bu mahkemeleri kullandıysa Çiller ekibi DGM’leri kullandıysa bugünün ekibi de ‘Özel Yetkili Mahkemeler bize lazımdır’ diyorlar" dedi. Demirtaş bu mahkemelerin tümden kaldırılmadıkça Türkiye’ye demokrasi gelmeyeceğini söyledi.

Haberin Devamı

-"GENEL BAŞKAN ‘HÖT’ DEDİ Mİ OTURAN GENÇLİK İSTİYORLAR"-

4+4+4 olarak getirilen yeni eğitim modelini de, "Geçen haftalarda AKP’lilerin Cuma namazlarına gittikleri 4x4’leri konuşuyorduk" sözleriyle değerlendirmeye başlayan Demirtaş, modelin kurumların, öğretmen ve öğrencilerin görüşleri alınmadan milletvekillerinin imzası ile getirilmesini eleştirdi. Demirtaş, "Hükümet meseleyi üstlenmiyor bile. Toplumu aptal yerine koyuyorlar. Nabız yoklayacakar, tepkileri alacaklar, hükümet ona göre yasayı sahiplenecek" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in MGK’ya bilgi vermesini de eleştiren Demirtaş, "MGK hala Kenan Evren’in hediyesi olarak duruyor. Bakan da gidip hesap veriyor. Daha Meclis’te konuşulmadan gidip askere brifing veriyor. Şimdi parlamentonun görevi MGK’dan çıkanı yasalaştırmak. Parlamentonun iradesine saygıları bu kadar" dedi.
Getirilen teklifle ilgili, "İmam hatiplerin önü açılıyor, kız çocukları eve kapatılıyor, dindar gençlik" gibi tartışmaların sığ bir yaklaşım olacağını savunan Demirtaş şöyle devam etti:
"Bu tür amaçları var mıdır, ayrı bir tartışma konusu. Anahtar teslimi sıfır kilometre İslam devleti AKP’ye verseniz AKP kabul etmez, böyle bir amacı yoktur. Varmış gibi konuyu tartıştırır, kamuoyu desteğini bu şekilde güçlendirerek asıl amaçlarını hayata geçirir. Mesele uysal gençlik yetiştirme meselesidir. Yoksa gerçek anlamda dindar gençlik sorgulayan gençliktir, gerici değildir. Allah’tan başkasına kulluk etmez, ezilenin yanında yer alır. Bunlar biat eden, genel başkan ‘höt’ dedi mi oturan, piyasa koşullarına uygun, dünyadaki neo-liberal sömürü düzenine hizmet etme konusunda meziyetleri olan bir gençlik yetiştirmek istiyorlar. Dünya ekonomik piyasası böyle yetişmiş bir gençlik istiyor."
"Ara eleman, piyasaya uygun insan yetiştirmemiz lazım" sözlerinin "daha eğitimli modern köleler yetiştirme" anlamına geldiğini savunan Demirtaş, "Eğitim mekanizmasını bir torna aleti olarak görüyorlar. Çocuklar o tornadan geçip piyasanın istediği yetişmiş eleman olacaklar. İstihdam, arz talep karşılanacak. Bunların eğitim anlayışı budur" dedi.

Haberin Devamı

-"VUR EMRİNİ VERDİN Mİ VERMEDİN Mİ?"-

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Uludere’de yaşanan olayla ilgili "Konunun üstünde hassasiyetle duruyoruz" sözlerini eleştiren Demirtaş, basit bir soru sorduklarını belirterek buna yanıt istedi. Demirtaş, "Vurun emrini verdin mi vermedin mi, bu basit soruya bile yanıt vermiyorsun, 4 saatlik görüntüyü izlemiyorsunuz. Meclis komisyonu ‘görüntülerden sivil vatandaş olduğu anlaşılıyor’ diyorken siz kendi soruşturmanızı sonuçlandırmıyorsunuz. Sonra çıkıp ‘unutmadık’ diyeceksiniz. İşte bu suçluların psikolojisidir" dedi.
Uluslararası Ceza Mahkemesine yaptıkları başvurunun usul açısından kabul edildiğini belirten Demirtaş, "Peşindeyiz, Uluslararası hukuk iç hukuk, katliamın hesabını soracağız" dedi. Demirtaş olayla ilgili her ayın 28’inde saat 8.00’de ışık kapatıp açma eylemi yapılacağını söyledi.

-TAKSİM’E GELİN ÖRGÜT ORADA-

Hocalı katliamını kınamak için Taksim’de yapılan mitingde nefret söylemi görüntülerini ibretle izlediklerini anlatan Demirtaş, "O söylemde bulunan bir bakanın bu katliamın sorumlularını ortaya çıkaracağına inanmak mümkün mü?" diye sordu. Taksim’de nefret söyleminin ırkçılığa dönüştürüldüğünü bunu da bizzat bakanlığın yaptığını ileri süren Demirtaş, "Kürsüye çıkıp Taksim meydanında titreye titreye ırkçılık yayan kim, aynı bakan. Irkçılığın manifestosunu yazıyor. Hrant Dink’in katlinden sorumlu çeteyi ortaya çıkarmakla sorumlu bakan. İşte örgütün niye ortaya çıkmadığı şimdi anlaşılıyor mu? ‘Taksim’e gelin, örgüt orada’ diyoruz. Örgütün kimler tarafından korunduğu daha iyi anlaşılıyor. Böylesine ırkçı söylemler içindeki bakanın İçişleri Bakanı olması ibret vericidir. AKP budur."

-"ÇOK YAKIŞTIN YOLA DEVAM"-

Bakanın, "Bu kan yerde kalmayacak, kan akmıştır ama hesabı bitmemiştir" yönündeki sözlerini hatırlatan Demirtaş, "Bunun sıfatı İçişleri Bakanı. Şunların onda birini ben söylesem anında ırkçılıktan, bölücülükten savcılar soruşturma açar, tutuklarlar. Aynı bakan bizi ‘ezilen bir halkın dilini kültürünü savunduk’ diye etnik milliyetçi olmakla suçluyor. Biz ırkçı milliyetçi oluyoruz bu beyefendi demokrat oluyor. Sıfatı da bakan. O nedenle biz ‘istifa et’ demiyoruz, ‘çok yakıştın, devam’ diyoruz. Hayırlı olsun AKP’ye, durmak yok yola devam. Irkçılık kusan bakan KCK operasyonlarını yürüten bakan. Bu bakan mı Roboski’deki katliamın sorumlularını ortaya çıkacak" dedi.
Katliamların ırkçılık yapılmadan kınaması gerektiğini belirten Demirtaş, "Hocalı’daki katliamı yapanlar Taksim’de o ırkçılığı yapanların Ermeni olanlarıydı sadece. Aralarında sadece etnik kimlik farklığı var. Irkçılık ırkçılıktır. Ermeni’si Kürt’ü olmaz. Irkçılık milliyetçilik insanoğlunun hastalığıdır. Herkes uzak durmalıdır" dedi.

-ULUDERE’DE ÖRTBAS ETME GİRİŞİMİ VAR-

Bir ülkenin cezaevlerinin o ülkenin demokrasisinin aynası olduğunu anlatan Demirtaş, vatandaş ile devletin aracısız temas ettiği cezaevlerindeki sorunlara dikkat çekti. Cezaevindeki 3 milletvekilinin açlık grevinin 15’inci güne girdiğini hatırlatan Demirtaş, "içerideki koşullardan şikayet için değil dışarıdaki koşullar halkın üzerindeki baskı, İmralı’daki tecrit nedeniyle bedenlerini ölüme yatıran özgürlük savunucuları için herkesi kenetlenmeye çağırdı.

Demirtaş grup toplantısını çıkışında Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları başvuruyla ilgili soruyu yanıtladı. Gelen yazıda, "Başvurunun usulü uygun olduğu ve kayıt altına alındığı ve gelişmelerle ilgili bilgilendirme yapılacağı" yönünde olduğunu söyleyen Demirtaş, "Bu mahkemenin resmi olarak gündemine aldırmış durumdayız. Asıl soruşturma yürütmesi gerekenler iç hukuktaki mahkemeler. 65 gün geçmesine rağmen tek bir sorumlu hakkında işlem yapılmamışsa orada bir örtbas etme girişimi vardır. O nedenle BM, Uluslararası Ceza Mahkemesini sonuna kadar kullanmakta kararlıyız" dedi.