Siyaset DIŞ BASINDA AUSTER’Lİ TÜRKİYE YORUMLARI

DIŞ BASINDA AUSTER’Lİ TÜRKİYE YORUMLARI

06.02.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Time, Associated Press, ABD CNN’de çıkan yorumlarda, Türkiye’nin bölgesel konumunun yanı sıra Erdoğan’ın Paul Auster tartışması da ele alındı. Türkiye’nin basın özgürlüğündeki gerileyişi vurgulandı

DIŞ BASINDA AUSTER’Lİ TÜRKİYE YORUMLARI

Erdoğan neden Brooklynli
bir yazarla kavga ediyor?
“Atlantik’in iki yakasında bu hafta akla en son gelecek muhalifler arasında savaş sözleri savuruldu: Ateşli söyleme ve kavgacı bir yaradılışa sahip İslamcı eğilimli Türkiye Başbakanı Erdoğan ve bilgin bir Brooklynli olan Amerikalı yazar Paul Auster. Konu ise tutuklu gazeteci sayısında Çin ile başabaş olan Türkiye’de basın özgürlüğünün durumuydu. Karizmatik Erdoğan son yıllarda, özellikle de Arap Baharı’nın ardından giderek yüksek profilli bir lider haline geldi. İronik bir şekilde, Türkiye’nin çekici olmasının ana nedeni ‘demokratik rejim’ olmasıydı. Bu, yükselen ekonomisi ya da Müslüman kimliği gibi diğer faktörlerin önünde geliyordu. Şimdi ise Erdoğan’ın otoiterlik eğrisi Türkiye, Avrupa ve ABD’den giderek artan şekilde eleştiri alıyor. AİHM’ye göre Türkiye, 2011’de Avrupa’da basın özgürlüklerini en çok ihlal eden ülke.”


Türkiye bölge için kusurlu bir model
“Uzun mesafeli bir atışmanın tarafları olarak tuhaf bir çift oluşturdular. Türkiye’nin lideri, eserlerindeki varoluşsalcılığın üzerinde duran Amerikalı yazar ile takıştı. Caka satma konusunda kazanan açıkça Erdoğan. Ancak, onun cevabı, ayaklanma yaşayan bölgeye reform çağrısı yapan, ancak kendini reforme etmekte zorlanan yükselen bir gücün muammasına işaret ediyor. Auster’ın karakterlerinin kimliklerini arayışlarında olduğu gibi, Türkiye de kendisininki ile mücadele ediyor. NATO üyesi olarak Batı’da hareket kabiliyetine sahip. Nüfusunun büyük bölümü Müslüman olan Türkiye, otoriter yönetimlerden çıkan Müslümanlar için refah ve demokratik siyaset feneri. Ancak, bazı göstergeler Türkiye’nin güvenilir bir şekilde demokratik olması için daha çok yolu olduğuna işaret ediyor. Sınır Tanımayan Gazetecilere göre Türkiye basın özgürlüğünde 179 ülkede 148’inci.”


Fransızlar medeniyetler çatışmasını hatırlattı

“Avrupa ve Müslüman dünyası önemli siyasi, ekonomik ve ideolojik dallanıp budaklanmalara yol açabilecek bir çatışma rotasında gibi görünüyor. (Fransa Senatosunda soykırım oylamasının yapıldığı gün) 23 Ocak 2012 bize Samuel Huntington’un ‘medeniyetler çatışması’ tezini hatırlatıyor. Huntington 1993’te kültürel bölünmelerin küresel medeniyetin tanımlanmasını engellediğini ve Batı ile Müslüman dünyasının asla aynı değerleri paylaşamayacağını yazmıştı.
Geçen ay Avrupa, Müslüman dünyaya şu mesajı gönderen iki farklı eyleme girişti: Siz bizim eşitimiz değilsiniz ve kendimizi yargıladığımızdan farklı standartlarla yargılanmaya mahkumsunuz. Geleceğin tarihçileri 23 Ocak’ı Avrupa’nın sadece bir değil, iki önemli gücü yabancılaştırdığı bir gün olarak adlandırabilir, bu iki güç İran ve Türiye, Ortadoğu’yu onlarca yıl boyunca yönetecek.
İran ve Türkiye hedef alınıyor
Avrupa’nın ilk eylemi İran’a petrol ambargosuydu. Aynı zamanda Fransa Senatosu, soykırım inkarına ceza getiren bir tasarıyı geçirdi. Müslüman dünyasına göre, Fransa’nın Türkiye’yi seçmesi çifte standartla açıklanabilir. Almanya’nın yaptığını inkar etmek bir suç olsa da Yahudi soykırımı evrensel olarak kabul ediliyor, Ermeni soykırımı ise öyle değil. Birçokları, Avrupalıların, Avrupalı olmayan halklara yaptığı katliamları soruyor. Birçok Müslüman, bunu Batı’nın askeri kapasitesinin güçlemesini istemediği İran ve Türkiye’yi hedef alması olarak görüyor. Birçoklarına göre bunun ardında Huntington’un ideolojisi gizli.”