Siyaset DYP'de Çiller'den 'çiftlik' siyaseti

DYP'de Çiller'den 'çiftlik' siyaseti

31.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

DYP'de Çiller'den 'çiftlik' siyaseti

DYPde Çillerden çiftlik siyaseti


Aydın Hasan - Ankara


Kıskaca alınan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, muhalifleri ikna operasyonu çerçevesinde, "çiftlik siyaseti" yöntemini uygulamaya koydu.
Çiller istifalar ve partiden ayrılmalar nedeniyle üye sayısı 37'e düşen ve hassas bir denge oluşan DYP Genel İdare Kurulu'nu (GİK) kendi lehine çevirmek için ikna turlarına başladı. Çiller'in GİK'in bazı üyelerini, hafta sonu tatili için Kuşadası'ndaki çiftliğine davet ettiği belirtildi. Çiller'in muhaliflerin temas kurduğu GİK üyesi Nevfel Şahin'e bu yönde bir davette bulunduğu belirtildi. Yusuf Bacanlı, Veli Andaç Durak, Mustafa Dedeoğlu, Nihan İlgün, Ergun Özdemir gibi GİK üyelerinin de, Çiller'in görüşme taleplerine olumsuz yanıt verdikleri kaydedildi.
Çiller'in genellikle haftasonlarını geçirmeyi tercih ettiği Kuşadası'ndaki çiftlikte, yüzme havuzu bulunuyor. Bahçesinde ördeklerin gezdiği çiftlikte, Özer Çiller'in özenle diktirdiği bir de küçük bağ bulunuyor.

Cevheri'nin temasları

Necmettin Cevheri, GİK'te çoğunluğu sağlamak için hızlı bir görüşme trafiği başlattı. DYP'nin ikinci adamı Nahit Menteşe, açıkça Çiller'in karşısında yer aldı. Cevheri'nin önceki gün ağır toplardan Hasan Ekinci ile görüşmesi de, yeni bir aşama oluşturdu. Cevheri'nin genel başkan yardımcılarından Ali Şevki Erek ile görüşeceği belirtildi. Çiller'in etrafındaki çözülme hızlanırken, transfer işlerindeki "kasası" olan yakın isimlerden Yavuz Yüksel, "Çiller, artık bitti. DYP'nin yeniden canlanması, partimizin bitmemesi için Necmi Abi'nin bu işe artık el koyması gerekiyor" diye konuştu. Cevheri'ye destek veren Yalım Erez, önceki gün arkadaşlarıyla Uşak'ta toplantı yaptı.

Cevheri'den fıkralı mesaj

Ankara kulislerinde Necmettin Cevheri'nin, Çiller'e bir Karadeniz fıkrasıyla "Hakkında kararın verildi. Bu işi artık uzatma" mesajı gönderdiği konuşuluyor. Cevheri'nin Çiller'in GİK'i toplamaması ve büyük kongreyi erteleme çabası üzerine, Mehmet Gölhan'ı telefonla arayarak, şu fıkrayı anlattığı belirtiliyor:
"Karadeniz'de Çamlıhemşin'den bir vatandaş, günün birinde İstanbul'a geliyor. İstanbul'da bir cinayet işliyor. Kaçamıyor, yakalanıyor. Ağır Ceza'da yargılama başlıyor. Karadenizli, önce köyünden yola çıkma hazırlığını anlatmaya başlıyor. Limana geldik, sonra takaya bindik. İstanbul'a yola çıktık diyor. Birinci celse, ikinci celse, üçüncü celse derken hala yolculuğunu anlatmaya devam ediyor. Aradan bir yıl geçiyor. Hala yolculuğunu anlatıyor. (Sinop'a yaklaşmıştık, fırtına çıktı) dediği sırada, hakim artık dayanamıyor.
(Cinayet İstanbul'da işlendi. Gel artık İstanbul'a) diye çıkışıyor.
Karadenizli biraz durakladıktan sonra cevap veriyor:
"İstanbul'a geleyim de, beni asın, öyle mi?"