Siyaset Erbakan evine kapandı

Erbakan evine kapandı

23.02.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Erbakan evine kapandı

Erbakan evine kapandı

Erbakan siyasi yasaklı olduğu ilk gün, ASKİ' de yapılması planlanan belediye başkanları toplantısına 'siyasi çalışma' yorumlarına yol açmamak için katılmadı

KAPATILAN RP'nin lideri Necmettin Erbakan, siyasi yasaklı olduğu ilk gün evine kapanırken, ASKİ Sosyal Tesisleri'nde yapılması planlanan belediye başkanları toplantısına "siyasi çalışma" ve "gövde gösterisi" yorumlarına yol açmamak için katılmadı.
Önceden planlanan toplantıyı iptal ettiren Erbakan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Halil Ürün, Çorum Belediye Başkanı Arif Ersoy ve Diyarbakır Belediye Başkanı Ahmet Bilgin'i Balgat'taki evinde ağırlayarak, "Geçmiş olsun" dileklerini kabul etti. Daha sonra bu isimlere gerekçeli kararla siyasi yasaklı konumuna düşen eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe de katıldı. Erbakan'ın kurmayları ve belediye başkanlarıyla toplantısı sürerken yakınlardaki bir lokantadan kumanya getirtildi.
Kapatılan RP'nin Genel Başkan Yardımcısı Recai Kutan, Erbakan'ın dünya çapında bir kişi olduğunu ve herkesin istifade etmesi gerektiğini belirterek, "Erbakan Hoca, köşesine çekilmeyecektir. Herkes ona akıl danışmalıdır" dedi.
Kutan, "Lideriniz emanetçi mi olacak" sorusuna ise "Herkes emanetçidir. Cumhurbaşkanı da emanetçidir. Görevi bittikten sonra emaneti halka emanet edecektir. Bu mana da hepimiz emanetçiyiz" diye yanıtladı.
Erdoğan'la Erbakan arasında bir meselenin olmadığını belirten Kutan şöyle devam etti:
"Bu camianın içinde hiçbir şekilde görüş ayrılığı yok. Tayyip Bey'in başkanlığına sıcak bakılmıyor diye birşey yok. Karşı olunma kesinlikle sözkonusu değil. Demokratik bir iştişareler yapılıyor. Temaüllere göre bir arkadaşa bu görev verilir. Bu camiada bir takım yönetimi vardır. Kutan genel başkan olacak diye bir görüş yoktur."
İstanbul Milletvekili Ali Oğuz ise yeni kurulacak partinin genel başkanlığı konusunda "Bu emanet kime tevdi edilirse, inanıyorum ki, bihakkın yapar" diyerek, yeni siyasi oluşumun yönetiminde "emanetçi" bir yapı görüleceğini ima etti.
Erbakan'ın hukukçu kurmaylarından Oğuz, yeni partinin genel başkanlığı sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin bir soruya şu karşılığı verdi:
"Birçok arkadaşımız var. Şu anda Recai Bey, Tayyip Bey, Bülent Bey (Arınç) üzerinde duruluyor. Ama bunlardan hiçbirine isabet etmez de, Hoca sıradan bir arkadaşımıza `Hadi sen yap' der. O arkadaşımızın da en güzel şekilde götüreceğine inanıyorum."
Oğuz, Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni partinin genel başkanlığına gelme olasılığıyla ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Tayyip Bey'in bunu kabul edeceğini sanmıyorum. Yarın mahalli idareler seçimi var. Tayyip Bey'in belediye başkanlığı bitiyor. Başkanlığı bittikten sonra `Gel sen yap' derler, o başka mesele."
Oğuz, RP'nin devamı için bir başka parti kurulup kurulmayacağının sorulması üzerine de "Bir tane partimiz var. Yeter, onunla devam edilir" dedi.
ASKİ tesislerinda büyük ilgi gören Recep Tayyip Erdoğan, lider adaylığıyla ilgili olarak "Ben şimdi büyükşehir belediye başkanıyım. Bunu aşk ve büyük bir şevkle yapıyorum. Sağır duymaz uydurur mukabilinden bu da uydurmadır" diye konuştu.

RP'de seçim döneminde kadın aday gösterilmemesi nedeniyle ortaya çıkan tartışma, Fazilet Partisi'yle ilgili olarak da gündeme geldi. Erbakan'ın "Fazilet Partisi'nin ismini değiştirerek, yola devam" demesinin nedeninin, bazı RP'lilerin "Fazilet kadın ismi, bu yüzden olmaz" şeklindeki itirazları olduğu öğrenildi.
Erbakan'ın en yakınındaki isimlerden Recai Kutan, söz konusu tartışmayı doğrulayarak şöyle konuştu:
"Yeni partiyle ilgili ellinin üzerinde isim var. 30 - 40 tane de amblem teklifi yapıldı. İsim alternatiflerinden biri Büyük Parti, diğeri Fazilet. Ancak Fazilet ismi adı fazla radikal gelmiyor. Bazı çevreler hanım ismi olduğunu söylüyor. `Parti ismine benzemiyor' diyorlar. Bu konu müzakere edilmiş değil. Fazilet'e devam edilebilir veya yepyeni bir parti de kurulabilir."

BEŞ yıl süreyle siyaset yapması yasaklanan Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel'in 12 Eylül sonrasında uyguladığı taktiği izleyerek partililerin "bir bilen"i olacak.
Erbakan, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bağımsız adaylığına vize verdiği takdirde erken seçime kadar, siyaset yasağının bağımsızmilletvekilliği yolunu kapaması halinde ise beş yıl süreyle yeni partiyi "uzaktan" kumanda edecek, 12 Eylül darbesinden 1987'deki referanduma kadar siyasi yasaklı olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in rolünü oynayacak.
Demirel, Milli Güvenlik Konseyi'nin Adalet Partisi'ni kapatmasından sonraki yasaklı döneminde Demirel, önce Büyük Türkiye Partisi'ni, daha sonra da Doğru Yol Partisi'ni (DYP) kurdurmuştu. Yasaklı olmasına rağmen Demirel, Kavaklıdere semtinde Güniz Sokak'taki evinde parti politikalarını belirledi. Basınla da ilişkisini koparmayan Demirel, kamuoyuna mesajlarını "bir bilen" adı altında verdi.
Erbakan da yasaklı döneminde kurulacak yeni partiyi Balgat 6.Sokak'taki 4 katlı evinden idare edecek. Kamuoyundaki beklentilerin aksine Erbakan, yeni partiyi yasak kapsamına girmeyen eski dava arkadaşlarıyla birlikte yönetecek.

Erbakan, yeni yapılanmanın oluşumunda perde arkasındaki lider vazifesini görürken, RP'nin kuruluşundan iktidara gelişine kadar vazgeçilmez iki kurmayı olan Oğuzhan Asiltürk ve Fehim Adak'ın ağırlığı değişmeyecek. Bu iki ismin yeni partide Recai Kutan ve Abdullah Gül gibi isimlerden çok daha önemli rol oynamaları bekleniyor. Yeni dönemde Balgat'la sıkı temas içinde olması beklenen diğer isimler ise Erzurum milletvekili Lütfü Esengün, Manisa milletvekili Bülent Arınç, Trabzon milletvekili Şeref Malkoç, İstanbul milletvekili Mehmet Ali Şahin.

RP'nin resmen kapatılmasının ardından, bu partinin mal varlığına ilişkin tespit çalışmaları da başlıyor.
Bir süre önce kapatılan partilerin mal varlıklarının tasfiyesine ilişkin bir genel yayımlayan Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü, önümüzdeki günlerde RP'nin mal varlığının tespiti için bir duyuru yapacak. Bu duyuruyla birlikte, il ve ilçelerde tespit komisyonları oluşturulacak.
Tespit komisyonları, bu partiye ait her türlü defter ve bilgileri tespit edecek ve düzenledikleri raporları 20 gün içinde tutanaklarla birlikte illerde defterdarlığa, ilçelerde ise mal müdürlüğüne teslim edecek. RP Genel Merkezi'ndeki tespiti ise yetkili parti temsilcisinin de hazır bulunmasıyla, maliye müfettişleriyle hesap uzmanları gerçekleştirecek.
Tespit komisyonlarınca belirlenen durumun kayıt ve belgelere uygunluğuyla alacak ve borç iddialarını incelemek, gerekirse yeni araştırma yapmak üzere il merkezlerinde inceleme grupları oluşturulacak.
komisyonlar, RP'nin yurtdışındakiler dahil mal varlığını, nakit para, döviz dahil menkul kıymetler, nakil vasıtaları, taşınır ve taşınmaz mallarla her türlü hak, alacak ve borçlarını belirleyecek.
Partinin nakit varlığı derhal, diğerleri paraya çevrildikten sonra mal sandıklarında parti adına açılacak emanet hesabına yatırılacak. RP'nin varsa bankalar ve diğer finans kuruluşlarındaki kiralık kasalar dahil tüm hesapları da bloke edilecek.
Her çeşit büro eşyası, mefruşat, hesap, yazı, bilgisayar, fotokopi, teksir makineleri, ses alma cihazları, radyo, televizyon, kitap, tablo, biblo gibi malzemelerden oluşacak taşınır mallar da, mülkiyeti Hazine'ye intikal eden binalara nakledilecek. Demirbaş eşya defterinde kayıtlı olup da yerinde bulunmayan eşyalar aranıp, takip edilecek.
Partinin özel mülkiyetine konu olabilecek, ancak henüz tapuda kayıtlı olmayan ve bağış, vasiyet gibi nedenlerle partiye bırakılmış bulunan malların da noter, özel idare ve vergi dairelerinden soruşturulmak üzere, Hazine'ye intikali sağlanacak.
Partinin alacak ve haklarının belirlenmesinde, defter ve belgelerin incelenmesinin yanı sıra parti mensupları veya üçüncü şahısların beyanları da değerlendirilecek. Tapu, icra daireleri, mahkemeler ve ilgili diğer yerlerde de araştırma yapılacak.
Hazine, RP'nin borçlarından kendisine intikal eden mal varlığından, tespit ve tasfiye giderleri düşüldükten sonra kalan tutar nispetinde sorumlu olacak.
Bu arada, RP'den alacaklı gerçek ve tüzel kişiler, mahallin en büyük mal memurlarına, belgeleriyle birlikte dilekçeyle en geç bir ay içinde başvurabilecek.
Partide çalışan sözleşmeli personele, gerekçeli kapatma kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren ücret ödenmeyecek.

DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, RP'nin kapatılmasını "Beklenen karar" olarak niteledi. Siyasi anlamda parti kapatmaya karşı çıkan Gölhan, Türkiye'nin tam demokratik bir ülke haline gelmesi gerektiğini savunarak, bunun için gerekli tüm hazırlıkların yapılmasını istedi.
Dünkü basın toplantısında, daha önceki açıklamaları nedeniyle RP'nin avukatlığını yapmakla suçlandıklarını anımsatan Gölhan, RP'nin değil, demokrasinin avukatlığını üstlendiklerini söyledi. Gölhan, partisi hakkındaki "RP oylarına göz dikmek", "RP'nin avukatlığını yapmak" suçlamalarını şöyle yanıtladı:
"Onların bizim avukatlığımıza ihtiyacı yok. Biz RP oylarının değil, kendi yüzde 8 oyumuzu talibiz. 1991'den bu güne kadar eksilen yüzde 8'lik bir oyumuz var. O oylar bize gelecek. Bunun RP ile bir ilgisi yok. RP kapatılmasaydı dahi yüzde 21 oy alamazdı. Ancak, biz hükümet kurmasaydık, yapılacak seçimde tek başına iktidara gelebilirlerdi. Denenmeleri iyi olmuştur."
RP'li bazı milletvekillerinin, gerekçeli karar ardından başka partilere geçebileceğini vurgulayan Gölhan, "Bu milletvekilleri de belki tek değil, iki ayrı parti kurabilir. Bu partiler seçim öncesi birleşebilir. Biliyorsunuz ki, seçim ittifakına olanak tanıyan yasal düzenlemelerin yapılması gündemde" dedi.
Gölhan "DYP'nin, CHP'ye bir koalisyon önerisi götürüp götürmediği" yönündeki bir soru üzerine, resmi yoldan bir öneri gitmediğini belirtti. Gölhan, DYP'nin hemen seçim yapılmasını istediğini, ancak bazı şeylerin olgunlaşması gerektiğini kaydetti.

ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, siyasi parti yöneticilerinin RP'nin kapatılmasından ders çıkaracağını belirtirken, "Bir musibet bin nasihate yeğdir. Umarız demokrasimiz bir daha böyle sınavlardan geçmez. Hiçbir siyasetçi, yüce dinimizi siyasi amaçlara alet etmez" dedi.
Dünkü basın toplantısında Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla RP'nin resmen kapandığını anımsatan Keçeciler, şöyle devam etti:
"RP, 1995 genel seçimlerinde en fazla oy alan partiydi. İçinde bulunduğumuz durum demokrasi açısından övünülecek bir hadise değil. Keşke Türkiye, bu olayları hiç yaşamamış olsaydı. En çok oy alan bir siyasi parti, hiç kapatılmamış olsaydı."
RP'li yöneticilerin, bundan sonraki süreçte Anayasal kurumları suçlayarak kendilerini aklamaya çalışabileceğine dikkat çeken Keçeciler, bu tutumun doğal karşılanması gerektiğini belirterek, "RP'li vatandaşlarımızın üzüntüsünü paylaşıyoruz. Ancak şunun altını çizmek istiyoruz: Bu kararı bütün siyasi parti yöneticileri, özellikle RP'liler dikkatle incelemeli ve gereken dersleri çıkarmalı" uyarısında bulundu.
Danıştay'ın Kuran kursları yönetmeliğini iptal eden kararını da eleştiren Gölhan, 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası'nın TBMM'de kabul edilmesi ardından dini eğitimde bir boşluk doğduğunu ifade etti. Keçeciler, Anayasa'nın "herkesin dini eğitim alabileceği" yönündeki ilgili hükmünü anımsatarak, ANAP'ın TBMM'de sorunun çözümüne yönelik çalışmalara başladığını bildirdi. Keçeciler, imam hatip liseli kız öğrencilerin başörtülerinin mesleki bir giysi olarak algılanması gerektiğini de ifade etti.

BAŞBAKAN Yardımcısı ve DSP Lideri Bülent Ecevit, RP'nin Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmasını, "Rejim bir tehlikeden kurtuldu, ama böyle çözülmemesini isterdik. RP'yi seçim meydanlarında defterden silmek isterdik" sözleriyle değerlendirdi.
DSP İstanbul İl Başkanlığı'nın Abdi İpekçi Spor Salonu'ndaki "Adım adım tek başına DSP iktidarı" şölenindeki yaklaşık bir buçuk saat konuşmasında RP'nin kapatılmasına değinen Ecevit'in, "Benim için üzücü gün. RP'nin kapatılması resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi" sözleri, salondan büyük alkış aldı.
RP'nin, Anayasa Mahkemesi kararını adeta davet ettiğini söyleyen Ecevit, "Bu olaylardan alınması gereken dersler var. Laik demokrasiyi içine sindiremeyen parti, iktidara gelse bile iktidar olamaz. Dini siyasete alet edenler, siyasetten çok dinimize çok zarar verdi" dedi.
Türk halkının kendine göre bir İslam anlayışı olduğunu ifade eden Ecevit, şöyle devam etti:
"Bu, Türkiye'de Allah korkusundan çok, Allah sevgisine dayanır. Türk halkı, yurtdışından ithalat yapar gibi İslam anlayışını kabul etmez. Türk halkının İslam anlayışı, laiklik ve demokrasiyle bağdaşır. Türkiye bunu kanıtlamıştır. RP'nin yerine kurulacak parti, buna uyum sağlamalıdır."
RP'nin ezilen halkı yanına çektiğini, ancak hiçbir sorunu çözmediğini savunan Ecevit, "RP'nin kökünü kurutmak için kapatmak yetmez. Kökünü kurutmak için tabelayı indirmek yetmez. Yoksulluğun, adaletsizliğin kökünü kurutmak gerekir. Bunu da yapacak olan DSP iktidarıdır" vurgusu yaptı.

CHP Lideri Deniz Baykal, RP'nin kapatılması kararının, büyük yanlışlıklar yaşandığı sonucunu ortaya koyduğunu belirtirken, "Bir siyasal partinin hukuk kararıyla kapatılması üzüntü vericidir. Keşke, Türkiye böyle bir noktaya gelmemiş olsaydı. Demokrasinin övünç duyacağı bir şey değil" dedi.
Siirt'deki basın toplantısında, CHP'nin parti kapatma sıkıntısını bildiğini söyleyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Umarım, siyasetteki zararları açısından muhatap olan siyasi kadrolar, dikkatle konunun üzerinde durur ve yeni yanlışlıklardan uzak durma dikkatliliğini sergilerler. Bu konuda çareyi, sadece Anayasa değişikliğinde aramamak gerek. Siyasi parti kapatmasını engellemenin yolu, Anayasa'daki maddeleri kaldırmak veya tıkamak değil, bu doğru da değil. Bir siyasi parti kapatılmamalı, ancak kapatılmasını gerektirecek davranışlar da sergilenmemeli. Bir siyasi parti, en başta Anayasa ve yasalarla uzlaşmalı. Uzlaşmıyorsa, bir hukuk siyaset tartışması ortaya çıkar. Bunu aşmak için de hukuku kaldırmak, doğru bir yol değil."
Demokratik hayatta hiçkimse için siyasi yasak olmasını istemediklerini belirten Baykal, Türkiye demokrasisi içinde, bu türdeki yasakların bir daha işlememesi dileğini belirtti.
Baykal, olası bir erken seçim için de şunları söyledi:
"RP'nin bağımsız kalan milletvekillerinin izleyeceği yolu, hep birlikte takip edeceğiz. Umuyorum ki, yeni bir gerginliğe taşınacak davranışlar sergilenmez. Bu ortamda seçim değerlendirmesi yapmayı özellikle uygun bulmuyorum. Çünkü kriz ve tıkanıklık dönemlerinde bir seçim dayatmasının getirilmesi de, demokratik bir tavır değil. Bunu iktidarın yaklaşımı açısından değil, genel bir ihtimal olarak dile getiriyorum. Kimseyi de suçlamak istemiyorum. Sadece böyle bir ihtimale dikkat çekmek istiyorum."

TBMM Başkanı Hikmet Çetin, RP'nin kapatılmasına ilişkin gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla TBMM'de yapılması gereken değişikliklere ilişkin işlemleri başlattı. Çetin, kararla ilgili soruları ise yanıtsız bıraktı.
Kararın yayımlanmasının ardından TBMM'ye gelerek bugünden itibaren Meclis'te yapılacak değişikliklere ilişkin yazıları imzalayan Çetin, öncelikle milletvekilliği sona eren kişilere birer yazı gönderdiklerini ve durumu kendilerine bildirdiklerini belirtti.
Meclis'te RP grubunun sona ermesiyle RP'ye düşen 106 komisyon üyeliğinin de düştüğünü bildiren Çetin yaptığı işlemleri şöyle sıraladı:
"Üyelikleri düşen komisyon üyelerine ve komisyon başkanlarına birer yazı gönderilerek durumu bildirdik. Komisyon başkanlarına, bu üyelikler yerine diğer partilere düşen üyeliklere ilişkin bilgi gönderildi ve boşalan üyeliklerin yerinin doldurulması istendi. Siyasi parti gruplarına da birer yazı göndererek, bu üyelikler için aday bildirmelerini istedik.
Aynı şekilde Başkanlık Divanı üyeliği sona eren milletvekillerine ve divan üyelerine yazı gönderdik, siyasi parti gruplarına boşalan üyelikler için kendilerine düşen üyelik sayılarını bildirdik.
TBMM Genel Kurul'una da karar sonucu milletvekillikleri düşen üyelerin durumuyla ilgili bilgi verileceğini belirten Çetin, "Anayasa'nın 84. maddesi gereğince karar Genel Kurul'un bilgisine sunulacak" dedi.
Çetin "Gerekçeli kararı nasıl değerlendirdiğine" ilişkin soruları ise "Kararla ilgili bir yorum, bir değerlendirme yapmıyorum. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının gereğini yerine getiriyorum. TBMM Bşakanı olarak kararın gereğini yerine getirmek için görev yapıyorum. Yapılması gerekenlerle ilgili yazıları imzaladım" diye yanıtladı.
RP'lilerin yeni bir grup kurana kadar Meclis çalışmalarının aksamaması için karara göre gerekli değişikliklerin yapılacağını belirten Çetin, "RP'liler yedi ayrı grup kurarsa ne yapacaksınız" sorurusuna ise şu karşılığı verdi:
"Bu arada grup kurarlarsa her şeyi yeni baştan düzenleyeceğiz. Yedi parti grubu kurarlarsa bizim yapacağımız bir şey yok. Biz buna göre de yeni bir düzenlemeyle gereğini yaparız. Zaten en fazla yedi grup kurabiliyorlar."

ANAYASA Mahkemesi'nin RP'nin kapatılmasına ilişkin gerekçeli kararının yayımlanmasıyla TBMM'de dengeler değişti. Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve üç RP kökenliyle üç bağımsızın milletvekilikleri düşerken, Başkanlık Divanı başta olmak üzere Meclis'in komisyonlarında da büyük değişiklikler yaşanacak.
12 Eylül sonrasında, 1991'de ikinci kez girdiği parlamentoda altı yıl aralıksız sürdürdüğü milletvekilliği sona eren Erbakan'la birlikte, eylem ve söylemleriyle partinin kapatılmasına neden olan parti yöneticileri Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan, Ankara Milletvekili Ahmet Tekdal ve RP kökenli bağımsız milletvekilleri İbrahim Halil Çelik (Şanlıurfa), Şevki Yılmaz (Rize) ve Hasan Hüseyin Ceylan'ın (Ankara) milletvekillikleri de düşmüş oldu.
Böylece, TBMM'deki boş üyelik sayısı sekize yükseldi. Daha önce, ANAP Kırşehir Milletvekili Mehmet Ali Altın'la DYP Bursa Milletvekili Abdülkadir Cenkçiler'in vefatıyla iki üyelik boşalmıştı.
RP'nin kapatılması sonucu TBMM'deki bağımsız üyeler de ilk kez bu kadar yüksek bir sayıya ulaştı. 16 olan bağımsız milletvekili sayısı 160'a çıkarken, TBMM'deki güç dengeleri de değişti.

RP, TBMM Başkanlık Divanı'nda bir başkanvekili, üç katip üye ve bir idare amiri olmak üzere beş üyeyle temsil ediliyordu. Başkanvekili Yasin Hatipoğlu, katip üyeler Zeki Ergezen, Mustafa Baş ve Ahmet Dökülmez'le İdare Amiri Kemalettin Göktaş, bağımısız üye olarak parlamentoda görevlerini sürdürecek.
Yeni düzenlemeye göre, TBMM Başkanlık Divanı'nda, ANAP'a yedi, DYP'ye dört, DSP ve CHP'ye üç, DTP'ye ise bir üyelik verilecek. Danışma Kurulu toplanarak, hangi partiye kaç tane başkanvekili, idare amiri ve katip üye düştüğünü kararlaştıracak.
İhtisas komisyonlarındaki denge de iktidar partileri lehine değişecek. Komisyonlardaki RP'li üyelikler düştü. Böylece, 25 üyeden oluşan ihtisas komisyonlarında iktidar gruplarından ANAP'ın dokuz, DSP'nin dört, DTP'nin iki üyesi, muhalefet partilerinden DYP'nin altı, CHP'nin ise dört üyesi bulunacak.
RP hükmi şahsiyetini devam ettirirken, komisyondaki dağılım 14'e 11 iktidar lehine bulunuyordu.
TBMM'nin en önemli komisyonlarından biri sayılan ve 40 kişiden oluşan Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, yasa gereği iktidarın 25, muhalefetin ise 15 üyesi bulunuyor. Bu nedenle RP'nin kapatılması komisyondaki dengeleri değiştirmeyecek. Sadece RP'li yedi üyenin yerini yedi bağımsız milletvekili alacak. Böylece komisyonda ANAP 16, DSP 7, DYP 4, CHP 3, DTP 2, bağımsızlar da 8 üyeyle temsil edilecek.
Bağımsız üyelerin yer aldığı 35 üyeli KİT Komisyonu'nda ise CHP'nin üye sayısı 3'den 4'e çıkacak. 2 bağımsız ve 10 RP'li üyenin görev aldığı komisyonda RP'li üyelerin düşmesi sonucu 11 bağımsız üye görev yapacak.
TBMM İhtisas Komisyonları arasında yer alan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda da bağımsız üyelerin yer alması nedeniyle sadece bağımsız milletvekillerinin sayısı 1'den 8'e çıkacak.
13 üyeliği bulunan Dilekçe Komisyonu ve TBMM Hesaplarını İnceleme Komisyonu'nda RP'li üyelerin düşmesi sonucu ANAP'ın 2, DYP ve CHP'nin birer üyeliği artacak.
Kurulmasına karar verilmesi halinde soruşturma komisyonlarının yapısı da iktidar partileri lehine değişecek. Buna göre, RP'li günlerde 8'e karşı 7 oyla muhalefet partilerinin üstünlüğünün bulunduğu soruşturma komisyonlarındaki durum, şimdi 9'a karşı 6 iktidarın lehine değişecek.