Siyaset Ergenekon’la yatıp kalkıyorlar

Ergenekon’la yatıp kalkıyorlar

11.07.2010 - 00:46 | Son Güncellenme:

3 yıl önce Türkiye’nin gündemine giren Ergenekon davası sadece zanlı ve sanıkların değil, savunma avukatlarının hayatlarını da altüst etti. Hemen hepsi ailelerine zaman ayıramaz oldu, dosya okumaktan bazılarının gözü bozuldu

Ergenekon’la yatıp kalkıyorlar

Türkiye’nin gündemine 3 yıl önce giren ve her gün yeni bir gelişme yaşanan Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında şüpheliler kadar avukatları da ünlü oldu. 3 yıl önce başladıkları maratonda geldikleri noktada, kendilerine ve ailelerine zaman ayıramaz hale geldiler. Üstelik sadece Ergenekon soruşturmasındaki mesaileri nedeniyle bütün eski müvekkillerini kaybettiler, yeni müvekkil alamaz hale geldiler.
Kimi dosya okumaktan gözlerini bozdu, kimi görebilmek için eşini duruşmalara getirdi. Kimi ise duruşmalar boyunca günde 200 kilometre yol katederek 154 duruşmanın sonunda 30 bin kilometre yol yaptı.
İşte Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarındaki şüphelilerin avukatlarının ağzından yaşadıkları sıkıntılar:

Haberin Devamı

Ergenekon’la yatıp kalkıyorlar
154 duruşmada tam 30 bin 800 kilometre yaptı
Vural Ergül (Sevgi Erenerol ve Vedat Yenerer’in avukatı): “Soruşturma süreci bir yana, sadece 20 Ekim 2008 tarihinden bu yana bir avukatın 154 duruşma için Silivri’ye gidip gelebilmesi dahi bir servet. Söz gelimi ben Beykoz’da oturuyorum.
Beykoz’dan Silivri’ye gidip gelmek en basit hesapla. 100 kilometre, gidiş 100 kilometre dönüş. 154 celsede kattettiğim yol.
Ve düşünün ki araba kullanmasını bilmiyorum. Bu halde geriye kalan yegane seçeneğim, kamu taşıtları. Bunun içinse önce Beykoz’dan Mecidiyeköy’e gideceğim. Sonra metrobüs durağına geçecek ordan metrobüsle Yenibosna’ya gideceğim. Yenibosna’dan Silivri’ye sadece 52 otobüs durağı var. Silivri’den cezaevine gitmek için yeniden bir minübüsle 10 kilometre kadar bir yolu katetmek gerekiyor. Ve cezaevinden Silivri otogarına kalkan son toplu taşıma aracı akşam 20.00’der.
Hadi buna yetiştiniz, yol kamu taşıtları ile gidildiğinde ortalam 4-5 saat sürüyor. Hukuk tarihinin en uzun celsesi rekorunu bu davada kırdık. 132. celse 09.30’da başlayıp sabah 04.30‘da son buldu.”

Haberin Devamı

Evde karşılaşamıyoruz
Hüseyin Ersöz (Ülgen Hukuk Bürosu avukatı):
“Köprü trafiğine kalmamak için sabah saat 06.00’da evden çıkmak zorunda kalmanız, gece yarılarına kadar devam eden duruşmalar ve en erken saat 22.00’de evde olabildiğim düşünüldüğünde ailelerimizle yeteri kadar zaman geçirmediğimiz bir gerçek. Hatta öyle zamanlar oluyor ki eve geç gelip erken saatte çıktığınızdan aynı evin içinde karşılaşma ve konuşma fırsatı dahi yakalayamıyoruz.”

Onlar hem avukat hem sanık yakını
Birinci Ergenekon davasından yargılanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün kızı Zeynep Küçük, aynı zamanda babasının avukatlığını da yapıyor. Kemal Kerinçsiz’in eşi Gönül Kerinçsiz de avukat olarak duruşmalara giriyor.
Zeynep Küçük (Veli Küçük’ün kızı, avukat): “Ergenekon süreci ile birlikte mesleğimi icra ederek geçimimi temin etmem neredeyse imkansız hale geldi. Müvekkilimin İstanbul dışında (önce Kandıra daha sonra Silivri) tutuklu olması savunmanın hazırlanması aşamasında müvekkil ile birlikte çalışma imkanımı ortadan kaldırdı. Zira, cezaevi ziyaretleri için şehirlerarası yol katetmemiz gerekti. Bu durum gerek maddi ve gerekse zaman açısından çok ciddi sıkıntılara yol açtı.
İçerisinde birbirinden bağımsız pek çok iddiayı barındıran, 2 bin 500 sayfalık bir iddianameyi 441 ek klasörüyle birlikte okumamız ve hazırlık yapmamız için bize tanınan süre 2.5 aydı. Bu süreçte başka bir işle ilgilenmemiz de imkansızdı. Zira sadece iddianameyi 1 kez okumak için harcadığım vakit 1.5 aydı. Bu sürece müdafii olarak katılan meslektaşlarımın hiçbirisi bu işten para kazanmadığı gibi, mevcut işlerini kaybetti, üstelik cebinden ciddi paralar harcadı.
Zira yargılananların hemen hemen tamamı vekalet ücreti ödeyecek maddi imkanı olmayan, bir çoğu ise çok uzun süren tutukluluk sırasında mevcut işlerini kaybetmiş, kendileri ekonomik desteğe ihtiyaç duyan insanlar.”
Gönül Kerinçsiz (Avukat Kemal Kerinçsiz’in eşi, avukat): “Tutuklu olan eşim dolayısıyla aile hayatım kalmadı, tutuklu olan iş ortağım (Kemal Kerinçsiz) dolayısıyla işim temelinden bozuldu, ben vaktimin yüzde 80’ini bu davaya harcıyorum, dolayısıyla işimiz deprem geçirdi. Herşeye rağmen yıkılmadık, yıkılmayacağız dimdik ayaktayız, hesap soracağız. Çünkü haklıyız.”

Haberin Devamı

İnsanlar benimle konuşmaktan korkar oldu
Hasan Gürbüz (Cengiz Köylü, Serdar Öztürk ve Tuncer Kılınç’ın avukatı):
“Ben bu dava nedeniyle gözlük kullanmaya başladım. Bu davada avukat olduğum basında yer alınca bazı müvekkiller dosyalarını benden aldı. Yani Ergenekon davaları iş ve gelir kaybı yaşamama neden oldu. Algılarım değişti. Gazete okurken, haber izlerken hep ‘Acaba davayla ilgili yeni bir şey var mı’ diye bakar oldum. Ayrıca insanlar benimle konuşurken dinleneceklerinden korkar oldu. Olumlu yönde etkilediği de oldu tabi, Ceza Usul Hukuku bilgilerimizin en üst seviyeye çıkmasına vesile oldu.”

Haberin Devamı

Duruşmaya eşimle gidiyorum ve otelde kalıyoruz
Avukat Celal Ülgen (Birol Başaran, Adil Serdar Saçan, Levent Göktaş, Mehmet Ali Çelebi, Tuncay Özkan, Emin Şirin, Dursun Çiçek, Levent Bektaş, Çetin Doğan, Süha Tanyeri ve Ahmet Zeki Üçok’un avukatlığını üstlenen Ülgen Hukuk Bürosu’nun sahibi): “Dava nedeniyle 4 kız torunumu göremiyorum. Çiçek yetiştirmeyi, çim biçmeyi, şiir okumayı, mahalledeki hayvanlarla ilgilenmeyi seven birisiyim. Ancak bunların hiçbirini şimdi yapamıyorum. Eşimi de duruşmalara getiriyorum. Duruşmalara çarşamba günü verilen arada eşimle eve gitmek yerine Silivri’de otelde kalmayı tercih ediyoruz. Gidiş gelişlerde çok zaman harcıyoruz ve yoruluyoruz, o nedenle otelde kalıyoruz.”