18.02.2015 - 12:27 | Son Güncellenme:
Bir ülkede siyasi partilerin birbirinin düşmanı değil ancak rakibi olabileceğini kaydeden Tan, şunları ifade etti:
"Ülke öyle bir noktaya geldi ki sanki birbirine düşman kuvvetler birbirleri ile çarpışıyorlar ve bu çarpışmanın merkez üssü de Meclis. Buradan Türkiye bir yere gitmez. Herhangi bir çarşıda, Yozgat Kasaplar Çarşısı'nda ya da Konya Sanayi Sitesi'nde ya da Diyarbakır'daki sebze halinde; dindar, laik, Türk, Kürt, Sünni, Alevi, farklı inançlara, dünya görüşüne sahip insanlar yanyana bulunuyor, iş yapıyorlar. O çarşıda her gün kavga olursa orada alışveriş olmaz.
Ülke öyle bir noktaya geldi ki artık halk televizyon izlemek istemiyor, liderler çıktığı zaman televizyonu kapatıyor. En ciddi insanlar bile kendi kendini terapi etmek için bazen IQ seviyesi çok düşük dizileri bile seyretmek zorunda kalıyorlar.
Ülkenin bu hale gelmesinin birinci sorumlusu Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bir Cumhurbaşkanı, siyasete girdiği ilk günden itibaren günde ortalama 5 saat konuşup, bunun dördünde önüne gelene fırça atıp hakaretler yağdırırsa, gerisini, siz düşünün artık ne yapar?"
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tan, insanları zorla Müslüman yapmanın da zorla laik, Kemalist dünya görüşünü kabul ettirmenin de yanlış olduğunu söyledi. Tan, zorunlu din dersinin yanlış olduğunu, ancak dinlerle ilgili eğitim verilebileceğini ifade etti.