Siyaset İtirafçı varsa devlet de vardır

İtirafçı varsa devlet de vardır

30.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şemdinli'de yaşanan olayın Ankara bağlantısı olduğunu düşünen Canan, itirafçıların bu tür operasyonlarda kullanıldığını en üst yetkililerin de bildiğini söylüyor

İtirafçı varsa devlet de vardır

CHP HAKKÂRİ MİLLETVEKİLİ ESAT CANAN ŞEMDİNLİ OLAYINI DEĞERLENDİRDİ: ESAT CANAN: Bomba patladığında Yüksekova'daydım. Telefonlar üzerine ilçeye gittim. Şemdinli'deki olay gerçekten dehşet vericiydi. Pasaja atılan bombanın patlaması sonucu 1 vatandaşımız ölmüş 8 kişi yaralanmıştı. Beyaz renkli bir araç çarşının ortasında vatandaşlarca ablukaya alınmıştı. Hükümet Konağı'na gittim. Yetkililer "Araç bize ait değil" dediler. DERYA SAZAK: Hakkâri - Şemdinli'deki bombalama olaylarıyla ilgili olarak Van Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürdürülen soruşturmada henüz iddianame hazırlanmadan tahliyeler başladı. 9 Kasım'da Umut Kitabevi'nin bombalanması sonrasında ilçede çıkan olayların en önemli siyasi tanığısınız. Yaşadıklarınızı özetler misiniz? Savcıyla araca gittik. Bagaj cephanelik gibiydi. 'Bir dosya, kimlik bilgileri ve krokiler çıktı. Hava kararmıştı. Birden panzerden ateş açıldı, mavi iz bırakan mermiler tepemizde uçuşmaya başladı. Derin devlet kuşkusu niye doğdu? İlk anda. Tanıklara göre Beyaz Renault pasajın önüne geliyor. Veysel Ateş'i indiriyor. İki astsubay araçta kalıyor. Ancak esnaf 1 Kasım'daki patlamanın etkisiyle aracın içindekilerden kuşkulanıyor. Araçtakiler fark edildiklerini anlayınca pasajın önünden geçip 50 metre ilerde bekliyorlar. Bombayı atan kişi aracı göremeyince telefon ediyor ve koşuyor. Kitabevi sahibi de arkasından "Bombayı atan budur yakalayın' diye bağırınca öğle vakti çarşı esnafı sivil giysili bu insanları suçüstü yakalıyor. Hakkâri'de mahkemenin serbest bıraktığı Tanju Çavuş'un ateş açması olayı var, o ne zaman? Failler hep belli Hiç duymadım. Kitabevi bombalanan Seferi Yılmaz'ın PKK'nın "Şemdinli sorumlusu" olduğu görüşünde ısrarlı güvenlik birimleri. Hep faili meçhul deniyor ama failleri belli aslında. Derin devlet dediğimiz yapılar insanları ortadan kaldırıyordu. Birileri devletin içinde "terörle mücadele" adı altında hukuk dışı bir uygulama olarak bunları yapıyor. Şemdinli'deki olay daha önce yaşanan binlerce örtülü olaylardan sonuncusudur. Güneydoğu'da şiddetin en yoğun olduğu 1991 -95 döneminde milletvekiliydiniz. Faili meçhul olaylar neden önlenemiyor? Kara Kuvvetleri Komutanı (Orgeneral Büyükanıt), 'Ali Kaya'yı tanırım, iyi çocuktur' dedikten sonra astsubayların görevli olduklarına ilişkin açıklamalar gelmeye başladı. Önce gözaltına bile alınmadılar, deliller karartıldı. Sadece 1 kişi gözaltına alınmış. Bombayı atan itirafçı Ateş. Diğerleri kayboluyor. Çavuş kalabalığa ateş eden kişi. Panzerlerin ateşine rağmen keşfi tamamlamasaydık halk buna tepki gösterecek ve devlet güçleriyle karşı karşıya geleceklerdi. Belki katliam yaşanacaktı. Araçtaki kişilerin resmi bir görevi var mıydı? Şemdinli'deki olayın "örgütlü suç" niteliğini gözden kaçırmaya dönük bir çaba var. Oysa 4 sanık birbiriyle irtibatlı. Fakat Çavuş'un eylemini sonradan münferit kabul ederek Hakkâri'ye gönderiyor. Tanık bile dinlenmeden serbest bırakıldı. Van'daki 3 sanıklı dava "çete" den açılacak. Çavuş nasıl serbest bırakıldı? 'Herkes ağız değiştirdi' Şimdi bu 3 kişinin yaptığı bir iş değil . Yukarıdan talimatla olan iştir. Ankara'ya kadar bağlantısı vardır demek mümkün. Şemdinli'yi karıştırmak devletin niye işine gelsin? JİT ya da Özel Kuvvetler elemanı denilen, "Mutkili Ali" diye bilinen, astsubayların bu kadar "acemice" eylem yapmaları da tuhaf değil mi? Evet, bağlantısı vardır. Başbakan dahil pek çok yetkili önce "lokal değil" demişlerdi. Meclis Başkanı bile "Jitem'le bağlantılıdır, Jit nedir, araştırılsın" dedi. Arkası gelmedi. Sonra herkes ağız değiştirdi, üzerine gidilmedi. Doğu ve Güneydoğu'da itirafçıların bu tür operasyonlarda kullanıldığından en üst yetkililerin haberi vardır. İtirafçı varsa devlet vardır. İtirafçı kendi başına böyle bir olayı gerçekleştiremez. Bugün belki yüzlerce itirafçı görev başındadır, devletten maaş almaktadır hatta memuriyete geçmektedir . Bir insan PKK yanlısı olur, hukuk devletinde yapacağınız bellidir. Ama başkasının eline silah verip "Git öldür" diyemezsiniz. Şemdinli Ankara'ya kadar uzanır mı? Bence olamaz, çünkü itirafçı daha önce PKK'ya katılmış, oradan ayrılıp devlete dönen kişidir. Ateş'i PKK kullanmış olamaz mı? Şemdinli üzerinden Güneydoğu'da bir kalkışma amacıyla bir provokasyona neden gidilmesin? Örtbas edilecek Uzaktan akrabam. Abdullah Canan. 1996'da Yüksekova'dan Hakkâri'ye giderken yolda alıyorlar. 3 gün sonra aracını Zap suyunun kenarında, 25 gün sonra sonra cesedini ters istikamette bulduk. Bir itirafçı, ailesiyle irtibat kurmuş, tugayda hücrede olduğunu söylüyor. "10 bin mark verirseniz görüştürürüm, infazı önlerim" diyor. İtirafçıyla görüştüm. Askeri parka giymiş, elinde telsizi vardı. Abdullah'ın kardeşi gerçekten asker mi diye kuşkulanıyor ve tugay kapısına kadar bırakıyor. "Ertesi gün gel" diyor. Sonra kayboldu. Valiyle, tugay komutanıyla görüştüm. 10 gün sonra Abdullah'ın cesedini bulduk. Yüksekova çetesi ailenizden birisini öldürüyor. Yaşar, Hakkâri merkeze bağlı bir köyde öldü. Resmi açıklamaya göre saldırı hazırlığı yaparken bomba elinde patladı. Ailesi ve Hakkârililer öyle düşünmüyor, bu kişi kaçırılıp öldürülüyor. JİTEM dediğimiz olay! Olaylarından önce bir de Yusuf Yaşar olayı var. 'Devlet delil vermedi' Bir şey çıkacağına ihtimal vermiyorum. Bu bir devlet yapılanmasıdır. Devlet olarak delil vermezseniz nasıl aydınlanır? Susurluk gibi örtbas edilecek. Davadan ne ölçüde umutlusunuz? Şemdinli çok hassas bir bölgede. K. Irak'ta Kürt Federe devletinin kurulması Türkiye'de kaygıyla izleniyor. Huzursuzluk yaratarak ileride K. Irak'a müdahalenin gerekçesi yaratılmak isteniyor olabilir. Hakkâri bölgesi niye hedef? Bence "derin devlet" bağlantısının ortaya çıkması bunu kesti. Vatandaşlar yargının görevini yapmasını bekliyor. Şemdinli aydınlatılmazsa bu korku devam edecek. Eğer bundan sonra da derin devletin, JİTEM'in varlığı devam edecekse devlete olan güven daha da azalacaktır. Şu anda yargının eli kolu bağlı. Çünkü sanıklar ilk günden himaye edildi. Yargı astsubayların üstlerinin ifadesine başvurmamıştır. Hakkâri'de şu ana kadar askeri hiçbir amir değişmedi. Bu görevi yapanların hepsi daha önceden faili meçhul olaylarında kullanılan Yeşil'le irtibatlıdır. Bombalamanın ardından olaylar kesildi. Sessizliği neye bağlıyorsunuz? Başbakan bilmiyor ama... Dinleyemez. Gelmeyebilir, müeyyidesi yoktur. Komisyon askeri yetkilileri dinleyebilir mi ? Eski MİT Müsteşarı Teoman Koman Meclis Komisyonu'na çağrılmış, gelmemişti. Şemdinli Komisyonu sonuç almak istiyorsa içtüzük değişikliğiyle yetkilerini artırmalı. Bu olmazsa "devlet sırrı" diye Şemdinli'nin de üstü örtülür. Susurluk'ta, faili meçhullerde olduğu gibi komisyon duvara dayanır. Devlet sırrının ne olduğunu üzerinde "gizlidir" yazılı dosyaya sahip yüzbaşı biliyor ama TBMM üyeleri, Başbakan bilmiyor. Susurluk soruşturmasında jandarmanın üzerine gidilememişti. Öyle olsa bile tanık dinlenir. Sadece savunmayı dinleyerek cinayet işlemiş kişiyi tahliye edemezsiniz. Meşru müdafaa sınırları içinde ateş açtığı savunuluyor. Dokunulmazlığım var. İsteseydim gitmezdim. Ama bu bir görev. Savcının talebi üzerine görüştüm. Delilleri sunacak olan devlet kesimleri yardımcı olmadıkça yapacakları sınırlı. Jandarma isteksiz. Hakkâri'deki dosya Van'daki soruşturmayla birleştirilmeli. Van'daki savcıya ifade vermişsiniz. Şemdinli'dekiler 'Yeşil' ekolünden Yeşil var. Bölgede "Mutkili Ali" diye tanınan astsubay Ali Kaya da Yeşil ile aynı ekolde çalışmıştır. Şemdinli'deki bombalamada Ali Kaya'nın çıkması rastlantı değil. "Yeşil" kod adlı biri var mı, JİTEM'ci Cem Ersever tarafından kullanıldığı öne sürülüyordu, 1990'larda Güneydoğu'da pek çok faili meçhulde adı geçti. Hâlâ operasyonel faaliyetlerde bulunması mümkün mü? Partim beni önermedi. Haksızlığa uğradığımı düşünüyorum, komisyonda görev alsaydım, olayın aydınlatılmasına katkım olurdu. TBMM'de komisyon kuruldu. Siz niye görev almadınız? CHP sizi niye aday göstermedi? Evet, gittim iki saat bilgi verdim. Yaşadıklarımı anlattım. Komisyonun fazla bir şey yapacağına ihtimal vermiyorum açıkçası. Komisyondan bir talepte bulundum. TBMM içtüzüğünün 105. maddesi, "devlet sırrı, ticari sır" gibi kavramları soruşturma kapsamı dışında tutuyor. Bu böyle olduğu sürece komisyonun da çok fazla bir şey ortaya çıkaracağı ihtimalini vermiyorum. Meclis komisyonu sizi çağırıp dinledi mi? CHP, MHP'den farkını göstermeli Hukuk mecrasından çıkar ve olayı kapatma yoluna gidilirse Çankaya'ya da çıkarım. Doğu ve Güneydoğu bölgemiz eski acıları tekrar yaşamak istemiyor. Çözüm demokratik açılımlarla sağlanmalıdır. Devlet geçmişteki hatalarıyla yüzleşmeli. Vatandaşlarını, halkını "düşman" görüp, "infaz eden" çeteler ortaya çıkarılmalı. Etnik milliyetçi unsurlar ülkeyi sadece kendilerinin koruyacaklarını iddia ediyorlar ve terörle mücadele adı altında bir yöntem olarak başvurdukları "yargısız infaz" rejimiyle can güvenliğini ortadan kaldırıyorlar. Bu ülkenin bölünmesi mümkün değildir. Kürtler de en az Türkler kadar yurtseverdir. Şemdinli halkı devletine bağlıdır. Doğuda, Güneydoğu'da devletin hukuku eğer ortadan kalkarsa Kürtler de kendi güvenliklerini nasıl sağlayacaklar onu düşünecekler. O noktaya götürmemek lazım. CHP'ye bu konuda büyük sorumluluk düşüyor, olaylara tepki gösterirken MHP'den farklı düşündüğünü göstermelidir. Davasının seyrine göre bölge insanının hassasiyetini Çankaya'ya iletmeyi düşündünüz mü?

Yazarlar