Siyaset İyi ki odada bir Arap yoktu!

İyi ki odada bir Arap yoktu!

06.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Wikileaks’teki son belgede Türk USAK yetkilisi Stratfor analisti Bhalla’ya “Arap diye bir şey yoktur, onlar hiçbir şey” diye konuşuyor. Esad’ın ise “demokratize olacağını” anlatıyor

İyi ki odada bir Arap yoktu

WIKILEAKS’ın yayımına başladığı Stratfor belgeleri hız kesmiyor. Siteye düşen son belgelerden biri de Texas kökenli istihbarat şirketi Stratfor’un ünlü çalışanı Reva Bhalla’nın Ankara’daki Türk “think-tank”ı USAK’a yaptığı ziyareti anlattığı elektronik posta oldu. E-posta’da Başbakanlık’ta tesadüfen karşılaşılan bir Başbakanlık Danışmanı ile yapılan görüşmeler de yer aldı.
Reva Bhalla’nın 10 Mart 2010 tarihinde tüm Stratfor analistlerine gönderdiği görüşme özeti Türkiye’nin önde gelen “think-tank”ı USAK’ın Orta Doğu hakkındaki görüşlerini içerdi. Elektronik posta şöyle:
“Bugün, Emre ve ben Ankara’ya karayoluyla bir gezi yaptık. Önce 2009’da Abdullah Gül (Cumhurbaşkanı) tarafından açılışı yapılan USAK ‘think tank’ını ziyaret ettik. Onlar da görkemli bir ofis binasına sahip. Think tank başkanı bize Türk ‘yumuşak gücü’nün ne olduğunu anlatmaya koyuldu.
Soğuk Savaş dönemlerinde Türkiye’nin Arap dünyasına onlar aşağıymış gibi tiksintiyle baktığını söyledi. Şu anda Türkiye komşularına kulak veriyor, istikrarlı yapmak istiyor, vs. (Davutoğlu çizgisi). En ilginç olanı, Türkiye’nin Orta Doğu’da nasıl şimdiden bol miktarda çalıştığına ilişkin anlattıklarıydı. Suriyeliler, Mısırlılar, Iraklılar, hatta İranlılar... HEPSİ TÜRK’tür dedi. Onların Türklere benzediklerini, Osmanlı tarihinden Türklerin akrabaları olduğunu, Türkler gibi olmak istediklerini, Türk hayat tarzını sevdiklerini vs, vs söyledi.
Nasır döneminde Arap milliyetçiliği ya da Arap gibi bir şeyin olmadığını söyledi. Onların hepsi Türk’tür ve Mısır ciddiye alınacak bir güç değildir. (eğer odada bir Arap olsaydı, büyük olasılıkla tepesi atardı.) Onlar hiçbir şeydir. İsrail de aynı şekilde, Türk ekonomik, bölgesel, siyasi ve nüfus gücüyle kıyaslandığında bir hiçtir.

Türkiye’nin Suriye merakı
AKP think tank’ı bütün büyük Türk delegasyonlarının hepsinin içinde. Suriye’ye yaptıkları son ziyarette Beşşar’ın onlara sınırları açmak ve demokratize olmak istediklerini anlattığını söyledi (ikincisi, evet heyecan uyandırıyor). Aynı zamanda toplantılarından sonra Suriye iş konseyi üyelerinin af dileyerek ayrılmak istediklerini çünkü delegasyondaki Türkler gittiğinde her şeyin tekrar aynı olduğunu söylediklerini iddia etti.
Bu toplantıların birkaçından Türkiye’nin Suriye’yi izlemeye aşırı, Mısır’a da giderek daha çok odaklandığı izlenimine sahip olduk. Bu ülkelerin Türklere kollarını açarak hoş geldin diyeceklerini iddia ediyor ve umuyorlar. Ayrıca uydudan yayılan ve onlara Türklerin nasıl modern olduklarını gösteren Türk televizyon programlarının ortadoğuda baştanbaşa ne kadar çok etki yaptığını anlatmadan duramadılar. Suudi Arabistan bu programları açıkça yasaklamış durumda ya da yasaklamaya çalışıyor. Türk sabun köpüğü dizilerinin ortadoğuda aşırı popüler olduğunu bizzat gördüm.


‘ABD bizi takdir etmeli’

Elektronik postada daha sonra gidilen Başbakanlık binasında bir Başbakanlık Danışmanı ile karşılaşma sahnesi de anlatılıyor. Çok şık ve açık konuşan bir kişi olarak tanımlanan Baş Danışmanla görüşme şu satırlarla anlatıldı:
“İran müzakerelerinde daha fazla zamana ihtiyaç var ve işler ciddi olarak sadece son 6-7 aydır sürdü. ABD her şeyin bir gecede gerçekleşmesini beklememeli. İran’ın şubattaki İran Devrimi yıldönümünden önce Türkiye ile petrol takas anlaşmasını imzaladığını iddia etti.
Türkiye arasındaki petrol takas anlaşmasını ABD’ye götürdüklerinde ABD tamamen hazırlıksızdı ve ’geri dönüp bunu yapamazsınız’ dedi. Türkiye sersemledi. Bunu böyle görüyorlar, ayrıca Ermeni konusunda ve başka her şeyde, Obama yönetimi sadece güçlü bir siyasi liderliğinin olmadığını gösterdi (Bush en azından ermeni çözümü için çabaladı) ve ABD Türkiye’nin bölgedeki rolünü anlamıyor ya da değerini bilmiyor. Onun kelimelerini kullanarak, ihanete uğramış hissediyorlar.
O herkes ABD ve Rusya müzakerelerini alkışlarken Türkiye Rusya’yla konuştuğunda ABD’nin çıldırmasının iki yüzlülük olduğunu söyledi. Türkiye’nin doğuda çok aktif olmasının oralarda çok kabul görmesinden kaynaklandığını söylüyor (ipucu, ipucu ? hükümetinize gidin ve uyanmalarını bizi takdir etmelerini söyleyin). O AKP Usak think tank’ındaki adam gibi Türkiye’nin bölgede bir partner olarak ABD’ye ne kadar ihtiyaç duyduğunu anlattı. ABD’nin yapması gereken sadece bunun farkına varmak.”


Resmi danışmanlık yapıyor

USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu) 2004 yılında Ankara’da kuruldu. 34 tam zamanlı uzmanı merkezde çalışan USAK ile Türkiye ve dünya genelinde 100’den fazla akademisyen, uzman ve araştırmacı da birlikte çalışıyor.
Ayrıca merkezin çalışmalarına katkı veren yarı zamanlı ve gönüllü çalışanlar da mevcut. Merkezin faaliyetleri “araştırma”, “analiz ve rapor hazırlama”, “danışmanlık”, “medya hizmetleri”, “özel şirketlere ve resmi kurumlara sunulan danışmanlık ve diğer hizmetler”, “yayıncılık” ve “eğitim” başlıkları altında sıralanıyor.
Ortdaoğu, Afrika, AB, Avrasya, Amerika, Asya-Pasifik araştırmalarına ilişkin merkezleri bulunan kurum, bunun yanı sıra “sosyal araştırmalar, güvenlik araştırmaları, enerji güvenliği araştırmaları, uluslararası hukuk araştırmaları”na ilişkin merkezleriyle çalışmalar yürütüyor.
2004’te Sedat Laçiner’in kurduğu USAK’ın Onursal Başkanı, bir dönemin en ünlü siyasi isimlerinden biri olan Kasım Gülek’in eski milletvekili kızı olan Tayyibe Gülek, USAK Araştırma Merkezleri Başkanı ise emekli büyükelçi Özdem Sanberk.

Yazarlar